KARAMAN (A.A) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu,
Başbakanın ofisinde böcek olarak tabir edilen dinlenme cihazının bulunması
ile ilgili, Milletin bir kararı olduğunda böcek de koysalar, büyük tırlarla
dinleme cihazları da getirseler dünyanın neresinden dinlerlerse dinlesinler
millet, evlatlarından emin ve onlara güveniyor dedi.
Soylu, Karaman Belediyesi Ongun Sosyal Tesislerinde, gazetecilerin
sorularını yanıtladı.
ODTÜde yaşanan olaylarla ilgili soruya Soylu, Türkiyenin özellikle son 10
yılda kimsenin hayal edemeyeceği gelişmelerle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Türkiyenin, bütçeyi kendi insanının eğitim, gelişme, sağlık, sosyal
güvenlik ve sosyal politikalar konusundaki standardının yükselmesine ayıran bir
hükümet anlayışına sahip olduğunu vurgulayan Soylu, Tüm bunları yaparken en
temel amaçlarından bir tanesi ülkenin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine
kadar her noktasında bizim en temel zenginliğimiz olarak nitelendirdiğimiz beşeri
sermayemize, yani beşeri kaynağımıza yatırım yapmaktır. AK Parti iktidarı 76 olan
üniversite sayısını 92 artırarak 168e çıkartmış. 10 bin laboratuvarını 30 bine
çıkartmış. Üniversitelere büyük kaynaklar ayırmış. Bunu sağlayabilmek için
okullarda 30 bin bilişim sınıfları oluşturulmuş. 4+4+4 eğitim sistemi getirildi
diye konuştu.
Siyasetle üniversiteler, siyasetle bilim dünyası arasına ve Türkiyenin
değişmesinin önüne çok güçlü bir duvar örülmeye çalışıldığına değinen Soylu, Bu
tuzağa ne gençlerimiz düşer, ne de yıllar önce gördüğümüz bu senaryo bir şekilde
siyasi hayatımıza düşer dedi.
Muhalefetten beklenilenin, kendi çocukları o üniversitelerde, o tablolarla
karşılaştığında hangi hali hissedebileceklerine yönelik bir empati geliştirmeleri
olduğunu dile getiren Soylu, muhalefetin olumlu ve olumsuz her meselede iktidarın
karşısına çıkmak değil, Türkiyenin en temel ihtiyaçlarından birisi olan bilim
dünyasının hak ettiği noktaya gelmesi için sorumluluğu da paylaşması gerektiğini
bildirdi.
-Men dakka dukkaya dönebilir
Bunu bir fırsatçılık olarak, muhalefet nitelendirmemelidir. Bugün AK
Partinin karşı karşıya kaldığı meseleyle yarın üniversiteler de ana muhalefet
partisi de başka siyasi partiler de karşı karşıya kalabilirler diyen Soylu,
sözlerine şöyle devam etti:
Yani mesele men dakka dukkaya dönebilir. Onun için buradaki
sorumluluğumuz, geleceğimiz adına hepimizin sorumluluğudur. Üniversiteye de
ihtiyacımız var, gençlere de ihtiyacımız var. AK Parti bu sorumlulukla hareket
etmektedir. Ama bir ülkenin Başbakanını, bir ülkenin bilim adamlarını, ülkenin
en önemli gününde, onu milleti ile paylaşacağı günü bir bayram gününe
döndürmesini hazmedemeyenlere karşı elbette hem üniversite yönetimi, hem de
Türkiye Cumhuriyeti güvenlik organizasyonları gerekli tedbirleri almakla
mükelleftir. Doğrusu da budur. Sayın Başbakan o gün ODTÜde misafirdir. ODTÜdeki
misafirliğe, ülkemizin, memleketimizin, topraklarımızın misafirperverliğine
yakışır bir anlayış içerisinde davranılması gerekirdi. Yarın oraya ana muhalefet
partisi lideri de gidebilir. Bizim talebimiz aynı taleptir. Farklı bir talep
değildir. Bunu siyasileştirmek, bunu ucuzlaştırmak, sulandırmak anlamına gelir.
-Başbakanın dinlenmesi-
Başbakanın ofisinde böcek olarak tabir edilen dinlenme cihazının
bulunması ile ilgili soruya ise Soylu, Türk demokrasisi yıllardan beri
fareler ve böceklerle uğraştı. Türk demokrasisi gelişmeye çalıştıkça bu unsurlar
millete ve demokrasiye musallat oldu. Buradaki temel mesele siyasetçiyi baskı
altına alıp, onun millet iradesini tam anlamıyla temsil etmemesini sağlamak
dedi.
Yıllarca siyaset adamının bir idamlık gömleğim, birde bayramlık gömleğim
var demesindeki temel esprinin de, temel anlayışının da buradan kaynaklandığına
değinen Soylu, şunları kaydetti:
Elbette Türkiye son 10 yılda önemli demokratik gelişmelere ev sahipliği
yapan bir ülkedir. Bundan 10 yıl öncesine döndüğümüzde hayal bile edemeyeceğimiz
bir takım yasal değişiklikler hem bir takım anayasal değişiklikler, hem de bir
takım fiili değişikliklerle Türkiye 21. yüzyıla altyapısını tamamlamış bir ülke
olarak adım atmaktadır. Burada iktidarı devredenler, bunlar kimlerdir. Özellikle
1960 darbesinden sonra 1961 anayasasıyla birlikte iktidarı devralanlardır. Bunlar
Türkiyede bir avuç elitin çok açık bir şekilde bu milleti hakim görüp bu
milletin evlatlarına, bu milleti idare ettirmemeye çalışanlardır. Yani iktidar
olup bu milletin evlatlarının muktedir olmamasını bir şekilde sağlamaya
çalışanlardır.
-Türkiye eski Türkiye değil
Türkiyenin eski Türkiye olmadığını, milletin topyekun bir iradeyle eski
Türkiye aklını tasfiye ettiğini aktaran Soylu, milletin eski Türkiye aklının
bir daha Türkiyeyi yönetmemesi konusunda irade sahibi olduğunu söyledi.
Milletin bir kararı olduğunda böcek de koysalar, büyük tırlarla dinleme
cihazları da getirseler dünyanın neresinden dinlerlerse dinlesinler millet,
evlatlarından emin ve onlara güveniyor diyen Soylu, şöyle konuştu:
Türkiyede dönem dönem yaşanmış ve özellikle Türkiyeyi büyütmeye,
zenginleştirmeye, özgürleştirmeye ve demokratikleştirmeye çalışan siyasetçilerin
başına gelmiş bu olaylara bugün çok hazırlıklı bir iktidar ve çok hazırlıklı bir
Başbakan vardır. Bugün böcekle beraber sınırlandırmaya çalıştıkları hayatını dün
dört duvar arasına almışlar, ama dört duvar arasından milletle buluşmuş bir
siyasi akıl vardır. Yani hapis cezası almış, o hapisle bile sınırlandırılamamış
bir siyasi akıl vardır. Millet arkasında. Zannediyorum ki inşallah öyledir.
Koydukları böceklerle dinledikleriyle hiç olmazsa Türkiyenin erdem toplumuna
nasıl ulaşabileceğini, ahlakın nasıl olacağını ve bu millet sevgisinin nasıl
olabileceğini öğrenmiş olurlar. Yani bir vesile onlara hizmet etmiş olur.
İnşallah bu böcek onları hidayete erdirir.
Muhabir: Mehmet Çetin / Mümin Altaş / Metin Bolat
Yayıncı: Ahmet Kayır