KARABÜK (A.A) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali
Şahin, IMFden borç alan ülke olmaktan, borç veren ülke durumuna gelmek AK
Parti iktidarının başarısıdır dedi.
Şahin, Karabükün Safranbolu ilçesinde gazetecilere yaptığı açıklamada,
dünyadaki ekonomik sıkıntılara rağmen Türkiyenin bulunduğu coğrafi ve siyasi
gelişmelere karşın ekonomisinin dünya ülkeleri arasında başarılı performansıyla
dikkat çektiğini söyledi.
Türkiyenin ihraç yaptığı AB ülkelerinde mevcut sıkıntılar olmasaydı ve
bölgedeki siyasi sorunlar yaşanmasaydı Türk ekonomisinin bugünkü durumdan çok
daha ileride olabileceğine dikkati çeken Şahin, şöyle konuştu:
Ekonominin gelmiş olduğu bu noktadan memnunluk duyuyoruz. IMFden borç
alan ülke olmaktan, borç veren ülke durumuna gelmek AK Parti iktidarının
başarısıdır. Türkiye her bakımdan geçmişle kıyasladığımızda çok ileri noktadır.
Bunu daha da ötelere taşımak AK Parti olarak en önemli hedeflerimizden birisidir.
Bugünü değerlendirirken geleceğe de bakıyoruz. 2023 hedeflerini bunun için
konuşuyoruz. 2071 hedeflerini bunun için önümüzde koyuyoruz. Vatandaşlarımız
dünyadaki gelişmelere bakarak lütfen hiçbir umutsuzluğa düşmesinler. Ülkemizin
geleceği parlaktır.
Türkiyede ara dönemlerde bir takım hukuksuzluk ve yolsuzluklar olduğunu
belirten Şahin, Bunları inceleyecek olan öncelikle yargı organlarımızdır.
Birçok konu Cumhuriyet Savcılıklarına intikal etmektedir. Darbeleri Araştırma
Komisyonumuz da raporunu yayınladı. Elde ettiği belge ve bilgileri Cumhuriyet
Savcılıklarına intikal ettirdi. Yargıda bu konuda üzerine düşen görevi
yapacaktır. Zaten de yapmaktadır diye konuştu.
-BDPliler hakkında hazırlanan fezleke-
BDPli milletvekilleri hakkında, dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili
düzenlenen fezlekenin Anayasa ve Adalet Karma Komisyonuna intikal ettiğini
anımsatan Şahin, Dosyalar şu anda sanıyorum karma komisyonunda. TBMM Anayasa
Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, komisyonu önümüzdeki günlerde toplantıya
çağırabilir dedi.
Bununla ilgili hazırlık komisyonları kurulabileceğini vurgulayan Şahin,
şunları kaydetti:
Hazırlık komisyonlarının raporu yine karma komisyonu ile görüşerek bir
karar verilebilir. Bütün bunlar önümüzdeki süreçte karşılaşmamız olan muhtemel
adımlardır. 868 dokunulmazlıklarının kaldırılması gereken fezleke veya
dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla meclise gelen o fezlekeler içerisinde bu 10
milletvekilinin dosyaları farklı bir anlam ifade etmektedir. Teröre bizzat destek
olan, arka çıkan hatta terörizmi teşvik eden o beyan ve açıklamalar ve tavırlara,
millet meclisinin ve siyasi kurumunun sessiz kalacağı davranışlar ve görüntüler
değildir. Mutlaka parlamento bu konuda bir şey söyleyecektir ve söylemelidir.
-Kamu başdenetçisi seçimi-
Şahin, Kamu Denetçiliği Kurumunun 2010 yılında anayasa değişikliğiyle
mevzuata girdiğini belirterek, Yasası da çıktı. İlk kez başdenetçimizi seçtik.
Bu arkadaşlarımızın ne yapacağı, nasıl uygulama ortaya koyacağı belli olmadan
daha işin başından bir takım olumsuz değerlendiremeler yapmayı şık bulmuyorum
dedi.
Kamu Başdenetçiliğine seçilen Mehmet Nihat Ömeroğlunun Yargıtayda daire
başkanı görevinde bulunduğunu ve uzun bir yargıçlık bir deneyimi olduğunu
hatırlatan Şahin, şöyle devam etti:
Ömeroğlunun bir dava dolayısıyla vermiş olduğu karardan hareketle
yıpratılmış olması ideolojik nedenlere dayanmaktadır. Bir Ermeni kökenli
gazetecinin 301den dolayı davası nedeniyle vermiş olduğu kararı ancak hukuk
sınırları içerisinde değerlendirebilirsiniz. İlgili yasa çerçevesinde buna
değerlendirme atfedebilirsiniz. Yargıcı bu noktadan eleştirmek, baş denetçi
olarak af edersiniz, ombudsman olarak yanlış işler yapacağı şeklinde bir
değerlendirmenin gerekçesi olamaz. Hem MHPden hem CHPden baş denetçiye yapılan
bu eleştirileri doğru bulmuyorum. Daha işin başındalar, icraat sergilesinler ve
yanlış uygulamaları olursa o zaman eleştirelim.
-Muhteşem Yüzyıl ile ilgili tartışmalar-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın Osmanlı tarihinin en önemli bir dönemine
damga vurduğunu belirten Şahin, Ben o dizinin gerçeklerden çok uzak olduğu
kanaatindeyim. Ben de tarih okudum. Liselerimizde bize de Osmanlıyı öğrettiler.
Çocuklarımız da şimdi o tarihi öğreniyorlar. Ancak bizim okullarda öğrendiğimiz
Kanuni Sultan Süleyman ile şimdi o dizide gördüğümüz Kanuni Sultan Süleyman hiç
birbirine benzememektedir. O bakımdan biz hem çocuklarımıza hem de televizyon
seyircilerine kendi tarihimizi gerçeklere uygun şekilde öğretmeliyiz şeklinde
konuştu.
Osmanlının sadece haremden ibaret olmadığına dikkati çeken Şahin, sözlerini
şöyle tamamladı:
Kadın erkek ilişkilerinden ibaret değildir. Orada sergilenen entrikalardan
ibaret değildir. Başbakanımızı o bakımdan haklı buluyorum. Türk Tarih Kurumu
Başkanlığının, eğer tarihimiz yanlış anlatılıyorsa bu konuda toplumu aydınlatma
gibi bir görevi vardır. Başbakanımızın bu diziyle ilgili sırf tarihi
hassasiyetler açısından eleştiri getirmiş olmasını da görevi olduğunu
düşünüyorum. Hiç kimse başbakana bunu niye eleştiriyorsun- diyemez. Bu yasaların
Türk Tarih Kurumuna oradan da bağlantılı olarak başbakana yüklediği bir görevdir.
O da yetkilileri göreve davet etmiştir. Bu konuda yetkili de RTÜKtür. Bence RTÜK
gerekli işlemleri yapar. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül de tüm dizilerle ilgili
değerlendirme yapmıştır. Sadece Muhteşem Yüzyıl ile ilgili değildir. Bu diziler
yurt dışında da izlenmektedir. Tanıtım açısından önemli görevler yapmaktadır.
Kendi tarihimizi dışarıda yanlış tanıtmamalıyız. Bu konuda yapımcıların daha
dikkatli olması gerekir.
Muhabir: Ahmet Özler/Ferdi Akıllı
Yayıncı: Ebubekir Gülüm