KAYSERİ (A.A) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti
Sözcüsü Hüseyin Çelik, "Terör devam ettiği sürece biz çocuklarımıza çok kötü bir
miras bırakmış olacağız. Çünkü yüreklerdeki kinin ve kan davalarının büyütüldüğü
bir ülke haline geleceğiz" dedi.
Çelik, partisince Nevşehirin Kozaklı ilçesindeki bir otelde düzenlenen
"Nevşehir-Kırşehir Teşkilat İçi Eğitim Programı"nda yaptığı konuşmada, AK Parti
teşkilatlarının 2,5 milyon kişiden oluştuğunu, partiye kayıtlı 8 milyon üye
bulunduğunu ve 21,5 milyon insanın partilerine oy verdiğini söyledi.
AK Partinin kuruluş sürecini anlatan Çelik, "Partinin kuruluşu sırasında
program taslağını hazırlarken bir telefon geldi. O günlerde derin devletin köpeği
sayılabilecek birisi, bana telefonda Hüseyin bey, yol yakınken geri dön. Siz
partiyi kurar kurmaz sayın Başbakanın kasetleri piyasaya çıkacak. İkincisi Hasan
Celal Güzelin Anayasa Mahkemesindeki davası aleyhine sonuçlanacak. Bu karar
emsal teşkil edecek ve başkanınıza milletvekilliği yolu kapatılacak. Üçüncüsü de
hepinizi fişleyecekler, istikbaliniz kararacak dedi. Ben de fişleyeceklermiş,
bizi şişleseler ne yazar. Bu yolda ölmek var dönmek yok dedim" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için "muhtar bile olamaz" denildiğini
anımsatan Çelik, bu milletin çok çektiğini, kendi ülkesinde garip muamelesi
gördüğünü ancak sonunda kendi içinden çıkan, duygularının tercümanı olan yönetici
kadroya kavuştuğunu dile getirdi.
Halkı, halkın çocuklarının idare ettiğini belirten Çelik, şunları söyledi:
"Sayın Abdullah Gül, Kayserili bir tornacı esnafının oğludur. Sayın Recep
Tayyip Erdoğan, bir taka kaptanının oğludur. Hüseyin Çelik, Vanın kuşkonmaz,
kervan geçmez bir köyünde dünyaya gelmiştir. Buna çıldırıyorlar. Bu halk kendi
geleceğine el koymuştur. 2001den bu yana 7 kere halkın önüne sandık gitti. Halk
her seferinde geçen verdiğimiz oy azdı, size yetmez dedi. Bize olan inancını
gösterdi."
Zaman zaman yolsuzlukla suçlandıklarını ifade eden Çelik, "Teşkilat
üyelerimiz ve kayıtlı üyelerimiz arasında insanın olduğu her yerde olduğu gibi
hata yapan vardır. İçimizde çürük elma olunca biz onu alır çöpe atarız. Biz
pisliğin üstüne yatmayız. Tespit edilen ilçe ve belde başkanlarından yamuk
yapanların derhal boynu koparıldı" ifadesini kullandı.
-"Başbakanımız bizim Everestimizdir"-
Çelik, dünyanın en yüksek dağının Everest olduğunu belirterek, Everestin
varlığını ve duruşunu da Himalaya dağlarına borçlu olduğunu söyledi.
"Başbakanımız bizim için Everesttir" diyen Çelik, şunları kaydetti:
"2,5 milyon teşkilatımız, 8 milyon üye ve oy veren insan kitlesi; işte
bunlar Himalayadır. Biz o Himalayaları sağlam tutmazsak Everest diye bir şey
olmaz. Biz üzerimize düşeni yapmalıyız. Her şeyi ona havale etmek kolaycılıktır."
-Çözüm Süreci-
Türkiyenin sancılı bir dönemin içinde bulunduğunun altını çizen Çelik,
ülkedeki terörü bitirmek, teröristin elindeki silahı bir daha almamak üzere
bırakmasını temin etmek, anaların gözyaşını dindirmek, gencecik çocukların
ölmemesini sağlamak ve milyar dolarlık kaynakların heba olmaması için Allahın
verdiği aklı kullanarak bir çözüm süreci başlattıklarını söyledi.
Çelik, terör yüzünden 40 bin kişinin öldüğünü belirterek, "Bunun 10 bini
güvenlik görevlisi ve vatandaşımızdır. Geriye kalanlar da PKKlıdır. Bu devam
ettiği sürece biz çocuklarımıza çok kötü bir miras bırakmış olacağız. Çünkü
yüreklerdeki kinlerin ve kan davalarının büyütüldüğü bir ülke haline geleceğiz"
diye konuştu.
Çelik, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
"Nevşehirin ya da Kırşehirin bir ilçesinde bir evladımız şehit ediliyor.
Şehidin fotoğrafı evin duvarına asılıyor. Gelen nesil soruyor bu kim-" diye. Bu
senin dayın, ağabeyin, kuzenin. Kim yaptı- deniliyor. Maalesef pek çok yerde
Kürt ve Kürtçü birbirine karıştırılıyor. Kürt vatandaşlarımızı PKK ile
karıştırırsak bu ülkeye yapılmış en büyük ihaneti yapmış oluruz. PKKlı
öldürülünce de aynı şeyler oluyor. Böylece genetik bir kin büyüyor. Bu ülkede PKK
ya da BDP, Kürtlerin tek temsilcisi olamaz."
-"İnsan aynaya bakar kendisinden utanır"-
Süreçten dolayı eleştirildiklerini belirten Çelik, "Başbakanı vatan
hainliğiyle suçluyorlar. Sağlığından feragat eden, uçurumun kenarındaki bir
ülkeyi alıp dünyanın parlayan yıldızları arasına getiren bir Başbakanı mı vatan
hainliğiyle suçluyorsunuz- İnsan aynaya bakar kendisinden utanır" diye konuştu.
Çelik, süreçte teröristlerin Türkiyeyi terk etmesi, silahı bırakmaları ve
varsa bir dertleri bunu demokrasi içinde ifade etmelerinin talep edildiğini
belirterek, şöyle devam etti:
"Bu yüzden de vatan hainliğiyle suçlanıyoruz. Bunlar olacak ama karşılığında
ne verilecek, Türkiyenin milli bütünlüğü tehlikeye girecek mi- Şundan adınızdan
emin olduğunuz gibi emin olun. Türkiyenin üniter yapısı hiç kimseyle müzakere
konusu, pazarlık konusu yapılmadı, asla da yapılmayacaktır. Biz Nevşehire,
Kırşehire gelince farklı konuşan, Hakkariye Şırnaka gidince farklı konuşan bir
iktidar değiliz."
Ülkenin adının Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunu vurgulayan Çelik,
anayasadaki tüm kelimeler çıkartılsa bile devletin adının Türkiye olduğunu
kaydetti.
Çelik, "AK Partinin anayasa önerisinde Türk milleti, Türk bayrağı
kelimesi de duruyor. Türk kelimesinin anayasadan çıkarıldığına dair, AK
Partinin bunu yaptığına dair söylenenler, MHPnin ve CHPnin kirli
propagandasından ibarettir. Biz diyoruz ki herkesin farklı bir düşüncesi
olabilir. BDP ana dilde eğitim mi istiyor- Gelsin bunu Mecliste konuşsun. Medeni
insanlar konuşarak anlaşır, birinin kanını akıtarak ya da kendi canının vererek
bir yere varamazsın. Bunun farkında olacağız" diye konuştu.
Teröre yıllardır çare bulunmasının istendiğini ifade eden Çelik, "AK Parti
hükümeti, terörle mücadelede her türlü şeyi yapmıştır" dedi.
Ülkede huzuru temin etmeye çalıştıklarını belirten Çelik, "Bunu yaparken de
Türkiyenin birliğinden ve bütünlüğünden kimsenin taviz verdiği yok" ifadesini
kullandı.
-"Gökkuşağındaki renkler gibi olalım"-
"Gökkuşağındaki renkler gibi olalım" diyen Çelik, "Gökkuşağındaki renklerin
birbirine dönüşme mecburiyeti yoktur. Onu bu kadar güzel yapan şey bu renklerin
bir arada olmasıdır. Dostunu, düşmanını tanımayan, gittiği istikameti bilmeyen
topluluk, belasını bulur. Biz belasını değil, Mevlasını arayan 76 milyonluk bu
halkın tüm farklılıklarını koruyarak, ortak paydada buluşarak huzur ve barış
içinde yaşamasını istiyoruz" diye konuştu.
Nevşehir ve Kayseride akil insanlara tepki gösterildiğini anımsatan Çelik,
şöyle devam etti:
"Bin kişilik salonda görevlendirilmiş üç kişi bağırıyor. Medyamız da
Akiller protesto edildi diye veriyor. Ben üniversiteye gittiğimde protestolarla
karşılaşıyorum. Kürsüye çıkınca aynı ekipler hep eylem yapıyor. Bunlar Ankara
Üniversitesinin kadrolu protestocularıdır. Bunlar 4 yıllık okulu 9 yılda
bitiriyorlar. Seyyar vaziyette oradan oraya gidiyorlar. Herkes bizi sevmek
zorunda da değil ama programların ahengini de bozmak zorunda değiller. Süreci
desteklemesinler ancak medeni olsunlar."
Çelik, "Cenaze ve kan üzerinden siyasi prim elde etmeye çalışanlara,
istismarcılara meydan vermeden halkımız bu meselenin üstesinden gelecektir"
ifadesini kullandı.
Hüseyin Çelik, konuşmasının ardından partililerin çözüm süreciyle ilgili
sorularını yanıtladı.
Muhabir: Murat Asil - Esma Aygün / Orhan Canbulatel
Yayıncı: Ahmet Ekici