ADANA (A.A) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik,
Anayasa Uzlaşma Komisyonunun süresi 3 ay daha uzamıştır. Bu 3 ay iyi
değerlendirilse anayasa biter. Yok değerlendirilmezse o zaman AK Parti B planına
geçer ve kendi anayasa teklifini hazırlar, milletle de bunu paylaşır dedi.
Çelik, partisinin teşkilat içi eğitim toplantısında yaptığı konuşmada,
Türkiyenin AB görüşmelerinin hemen ardından Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkaslarla
ilgili yeni açılımlar ortaya koyduğu ve batıya sırtını döndüğü yönünde
eleştiriler yapıldığını hatırlatarak, muhalefetin de Türkiyede sorunlar varken
neden oralarla ilgileniyoruz dediğini ifade etti.
Türkiyenin ufkunu Misak-i Milli sınırlarının ötesine ne kadar uzatabilirse
kendi sınırlarını koruma, ülkesinde refah ve özgürlük üretme iradesinin de o
kadar büyüyeceğinin altını çizen Çelik, Kim ki Türkiyeyi kendi sınırları
içerisine hapsetmek istiyor, bilin ki Türkiyenin büyüme, zenginleşme ve güçlenme
iradesinin karşısındaki güç odur dedi.
Çelik, Türkiyenin aynı zamanda bir Balkan, Kafkas, Ortadoğu, Akdeniz,
Karadeniz devleti olduğunu, bir İslam ülkesi olmasının yanında bir de batı ülkesi
olduğunu anlattı.
Afrikadaki ülkelere yapılan yardımlardan sömürgeci güçlerin rahatsız
olduğunu belirten Çelik, Türkiyenin o ülkelere sömürgeci mantıkla
yaklaşmadığını, Afrikayla buluşmanın Kardeşin kardeşle buluşması anlamına
geldiğini kaydetti.
Muhalefet partilerinin Sizin orada ne işiniz var- dediğini aktaran
Çelik, Sizin zihniniz biz ve onlar diye çalışıyor. Bizim zihnimiz ise
sınırların çok da ötesinde onlar da biziz, biz de onlarız diye çalışıyor. Biz
dolayısıyla Somaliye gittiğimiz zaman Adanadan Ankaraya gitmiş gibi oluyoruz
dedi.
-Yeni anayasa çalışmaları-
Öyle bir sistem kurmuşlar ki, 12 Eylülde tam bir faşist anayasa, Anayasa
bile denmeyecek bir buyruk metnini toplumun önüne koymuşlar diyen Çelik,
anayasanın birçok kere değiştiğini, bu değişim çabalarıyla statüko karşısında
kuvvetin millete verilmeye çalışıldığını, ancak başka kurumlar elinde bu kuvvetin
milletin elinden çalınmaya çalışıldığını ifade etti.
Mısırın, Türkiyeden geç başlamasına rağmen anayasasını bitirdiğini
hatırlatan Çelik, şöyle konuştu:
Türkiyede 30 yılda anayasa konusunda söylenmemiş hiçbir şey kalmadı. Buna
rağmen anayasanın yazımı gecikiyor. Gecikmesinin sebebi, muhalefet partilerinin
aslında kuvveti millete veren, milleti bu kuvvetin ekseni olan, kabul eden bir
anayasa yapmaya yanaşmamasıdır. Milletin sahip olduğu yetkiyi (milletten nasıl
kaçırırız) diyerek muhalefet partilerinin özellikle CHPnin büyük bir gayreti
var. Netice itibariyle anayasa çalışmaları ilerlemiyor. Mevcut anayasa, hiç bir
sorunu çözmeyen, sürekli kriz çıkartan bir yapıya sahip. Bugüne kadar muhalefet
partileri, Anayasa Uzlaşma Komisyonuna Türkiyede gerçek bir anayasa reformu
gerçekleştirecek, parlamenter demokrasinin eksikliklerini giderecek, yüksek
standartlarla bir yönetime Türkiyeyi kavuşturacak gerçek bir reform anayasasıyla
ilgili hiç bir teklif sunmamıştır.
Bir takım maddeler üzerindeki kelime tartışmalarıyla sürecin uzatıldığını
belirten Celik,şöyle devam etti:
Anayasa, milletin iradesinin mührüdür. Milletin iradesinin çalınma
mekanizması değildir. Milletin iradesini tam olarak tanımamış hiç bir zihniyetin
anayasanın millet lehinde yapılması hususunda bir iradesi ortaya çıkamaz. Bu
Anayasa istenirse 30 gün içerisinde yapılır. Yapılmaması için hiçbir sebep yok.
15 gün içerisinde yazılır. İşin muhalefet partileri tarafından uzatılmasının
temel sebebi, millete ait olan yetkiyi millete vermemeye çalışıyorlar. Geçmişte
askeri vesayet veya yargı darbesi üzerinden elde ettiklerini bugün bir takım
anayasal tuzaklarla elde etmeye çalışıyorlar. Eğer muhalefet partileri yeni bir
anayasa yapma konusunda samimilerse, bu anayasa için 1 yıl bile beklemeye gerek
yoktu, bu anayasa 1 ay içinde çıkardı.
Uzlaşma Komisyonunun süresi 3 ay daha uzamıştır. Bu 3 ay iyi
değerlendirilirse anayasa biter. Yok değerlendirilmezse o zaman AK Parti B
planına geçer ve kendi anayasa teklifini hazırlar, milletle de bunu paylaşır.
-İmralıdaki görüşmeler-
Çelik, İmralı görüşmeleri adı altında tartışılan bir konu olduğunu
belirterek, muhalefet partilerinin söylediklerinin temelinde aslında Türkiyede
kanın durması, sürecin sağlıklı işlemesi açısından bir hassasiyet ve kaygı
bulunmadığını, onların AK Partinin nasıl zarar göreceğinin meselesini
yaptıklarını ifade etti.
Devleti yönetenlere güvenilmesi gerektiğini, işin başında ne yaptığını bilen
kadroların olduğunu anlatan Çelik, Devlet kendi kendini tasfiye etmiş değildir,
devlet dimdik ayaktadır. Milleti milleti yapan değerler de bertaraf edilmiş
değildir. Tam tersine milleti millet yapan değerler dimdik ayaktadır. Son derece
sağlamdır ve giderek de güçlenmektedir dedi.
Türkiyenin önünün ve ufkunun açık olduğunu vurgulayan Çelik, konuşmasını
şöyle sürdürdü:
Terör örgütünü kullanarak Türkiyenin ufkunu, küresel ve bölgesel
gelişmelerden uzaklaştırmaya çalışanlar, Türkiyenin ufkunu Şemdinliyle
sınırlandırmaya çalışıyorlar. Türkiyenin ufku ve iradesi ne zaman bölgesel
gelişmelere daha büyük bir vizyonla bakmaya çalışsa, birileri Türkiyeye mesaj
vererek, ufkunu ve iradeni Şemdinlinin ötesine geçirme demeye getiriyorlar.
Ama şunu herkes bilsin; Anadolu da Mezopotamya da hem istikrara kavuşacak, hem
zenginliğe kavuşacak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının geçmişte eksik
demokratik uygulamalardan kaynaklanan sorunlarını çözecek ve Türkiyenin ufku
bugün ulaştığımızın çok ötesine ulaşarak, büyüyen bir ivmeyle daha ilerilere
ulaşacak. Türkiyeyi yöneten kadrolara güvenin. Devletin görevlileri ne
yaptıklarını biliyorlar. Temel hedef akan kanın durmasıdır, Türkiyenin 10
yıllara yayılmış kronik bir sorunundan kurtulmasıdır. Bu tip meseleleri
taviz-taviz vermeme, müzakare-müzakere etmeme kelimeleriyle tartışmak meseleyi
bile bile bir yere sıkıştırmaya çalışanların amacına hizmet eder.
(Bitti)
Muhabir: Anıl Bağrık
Yayıncı: Tevfik Işık