AFYONKARAHİSAR (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bin
yıldır bu mukaddes topraklar üzerinde birbiriyle kardeş gibi yaşamış, dünyanın en
büyük medeniyetlerini kurmuş bir milletin çocuklarıyız; onun için muhafazakarız.
En ilericiyiz, en yenilikçiyiz ama değerlerimize bağlıyız dedi.
Arınç, Afyonkarahisar Spor Salonunda düzenlenen AK Parti Afyonkarahisar 4.
Olağan İl Kongresinde yaptığı konuşmada, 81 ilin 60ında kongreleri
tamamladıklarını, hepsinin birbirinden başarılı, çok kalabalık, heyecanlı ve
coşkulu geçtiğini kaydetti.
Genel seçimlerde, 2002de 11 milyon 300 bin, 2007de 16 milyon 500 bin,
geçen yıl yüzde 50 oranında 21 milyon 500 bin oy aldıklarını hatırlatan Arınç,
her seçimde oyunu 5,5-6 milyon artıran bir parti için kitaplar, destanlar
yazılabileceğini, araştırmalar yapılıp doktora tezleri verilebileceğini ama
bunların hiçbirinin önemli olmadığını bildirdi.
Arınç, bir karikatürün her şeyi özetlediğini dile getirerek, Bu
karikatürde, Tayyip Bey babayiğit bir delikanlı. 1,85lik boyuyla şöyle ayağa
kalkmış. Karşısında süklüm püklüm duran iki kişiye sesleniyor; Söyleyin,
hanginiz bana oy verdi- Karşısındaki o mahcup, pişman, üzüntülü iki insandan
biri Sayın Bahçeli, diğeri Sayın Kılıçdaroğlu. İşte bu kadar. Türkiye bu noktaya
geldi diye konuştu.
-Millet kaşı kara, gözü ela diye kimseye oy vermez-
Oylarını her seçimde artırmaları ve iktidarı devam ettirmelerinin tesadüf
olmadığını ifade eden Arınç, millet kaşı kara, gözü ela diye kimseye oy
vermeyeceğini anlattı.
Arınç, şöyle devam etti:
Bu millet niçin bize oy veriyor- Bunun sırrını bilmemiz lazım. Bence
Türkiye, geçmişte çok acı günler yaşadı. Sağcı solcu kavgası, Türk Kürt
çekişmesi, Alevi Sünni çatışması, dindar laik çatışması gördü. İnancımıza,
kıyafetimize, geleneklerimize hakaret eden dönemler yaşadık. Yurttaşlarımız
arasında ayrımcılıklar yapıldı. Toplumsal barış bozuldu. Üç dört partili
koalisyonlar yaşadık. Hiçbir hükümetin ömrü bir yıldan fazla olmadı. Koalisyon
hükümetleri kurulur, sadece bakanlıklar paylaşılırdı. Bir kırmızı plaka daha
fazla olsun diye koalisyon hükümetlerinde bakanlık pazarlıkları yapıldığını
biliyoruz. Bizden önce DSP-ANAP-MHP Hükümeti vardı. 1999dan 2002ye kadar zor
geldiler. O zaman hükümette 38 bakanlık vardı. Gübre sanayisinden, filan bankanın
genel müdürlüğünden sorumlu bakanlık vardı, vardı, vardı. Neden- Çünkü Anasol-D,
Anasol-M, bir sürü partiler, sadece plaka tanzimi için hükümetler. Biz geldik.
360tan fazla milletvekilimiz vardı, 38i 24e düşürdük. Sonra bir Avrupa Birliği
(AB) Bakanlığı ekledik. Şu anda Başbakan ile birlikte sayımız 26dır. 360tan
fazla milletvekili olan bir parti, bakanlık sayısını 38den 26ya düşürüyor.
Geçmişte olsaydı kim bilir 20 devlet bakanlığına kaç tane daha eklerlerdi.
-Mafya, çete ve çıkar amaçlı suç örgütleri-
Arınç, AK Parti olarak yola çıkarken millet için hizmet etmeye söz
verdiklerini, ilk işlerini, siyasette cesur, kararlı, ilkeli olmak, millet
iradesinin önünde hiçbir engel bırakmamak diye belirlediklerini anlattı.
O günlere gelinceye kadar milletin 27 Mayıs ve 12 Eylülde darbeler, 12
Martta muhtıra gördüğünü anımsatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
28 Şubatlara gelinceye kadar Türkiyede gizli, açık darbecilik, cuntacılık
çalışmaları olmuştu ve hükümetler asker öksürdüğü zaman şapkasını alıp kaçıyordu.
Biz yola çıkarken, öksürmekle aksırmakla değil, tanklarıyla toplarıyla da
gelseler millet iradesinin önünde hiçbir güç kabul etmiyoruz, cesur, kararlı,
ilkeli olacağız dedik. Sözümüzü tuttuk. Millet bunu sevdi. Geçmiş dönemlerde
mafya, çete, çıkar amaçlı suç örgütleri vardı. Geçmiş dönemlerde hükümetle iç içe
ilişkilerde kim bilir nerelerde hangi işleri yaptığına hikayeler yazılan,
senaryolar düzülen adamlar vardı. Bunların aile fotoğrafında olanları millet
sevmedi. Bu aile fotoğrafında olanlar yolsuzluk yapıyorlardı. Veysel Eroğlu,
yanında Bülent Arınç, yanında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yanında bir başkası,
Abdullah Gül. Millet bizim aile fotoğrafımızı beğendi. Aile fotoğrafı olarak bunu
sevdi. İçimizden bir tek yolsuzluk yapan çıkmadı. Günün 24 saatini emek vererek,
alın teri dökerek, uyumayarak, koşarak, yorularak, proje ve planla milletin
hizmetine koşanlarla bugüne kadar geldik, geçirdik.
-Haydi bir daha şarkısına eşlik ederken duygulandı-
Arınç, AK Parti iktidarından önce kurulan partilerin sağ, sol veya merkez
eğilimli olmalarına bakıldığını ifade ederek, AK Partinin bu tanımlamaların
dışında bir parti olduğunu dile getirdi.
Sol tarafta ortanın solu, sosyal demokrat, demokratik sol, sosyalist devrim
partisi, demokratik devrim sosyalistleri, sağ tarafta ise merkez sağ, merkez
sağın biraz daha yakını, liberal, liberal demokrat gibi tanımlamalar olduğunu
ancak iş kendilerine veya çevrelerine çıkar sağlamaya gelince hiçbirinin yolu ve
yönteminin umurlarında olmadığını savunan Arınç, şunları kaydetti:
Bize, Peki siz ne olacaksınız- dediler. Biz onlara dedik ki, Ne sol, ne
sağ, ne ucu, ne bucağı... Böyle bir şey yok, biz onlardan değiliz. Biz
muhafazakar demokratız dedik. İnancımız, ahlakımız, aile değerlerimiz,
geleneklerimiz, örf ve adetlerimiz, bin yıllık muhteşem tarihimiz, zaferlerimiz
var. Bin yıldır bu mukaddes topraklar üzerinde birbiriyle kardeş gibi yaşamış,
dünyanın en büyük medeniyetlerini kurmuş bir milletin çocuklarıyız; onun için
muhafazakarız. En ilericiyiz, en yenilikçiyiz ama değerlerimize bağlıyız.
Toplumun çekirdeği ailedir. Aileyi sağlam temeller üzerinde tutacağız.
Evlatlarımız inançlı ve ahlaklı yetişecek, vatanını ve milletini sevecek,
annesine babasına saygılı, kardeşlerine karşı şefkatli ve sevgili olacak.
Birbirimize selam vereceğiz. Ayrımcılık yapmayacağız. Toplumun renkleriyle
birlikte olacağız. Cenazesinde, düğününde olacağız, beraber halay çekeceğiz,
beraber horon tepeceğiz.
Arınç, daha sonra, AK Partinin geçen yılki seçim şarkılarından olan Haydi
bir daha diye başlayan parçanın çalınmasını isteyerek, bir süre şarkıya eşlik
etti.
Bu şarkının partisine en az yüzde 5 puan fazla oy kazandırdığını ifade edip
duygulandığı gözlenen Arınç, AK Partiye hiç oy vermemeye adeta kararlı olan
yüzlerce insan tanıdım. Benim yüreğime dokundu bu, benim kalbimden geçen de bu
dedi, duygulandı. İnsanlar genci, yaşlısı, kadını, erkeğiyle bunu yüreklerinde
hissetti. Tam damardan yakalamışız milleti ifadelerini kullandı.
Arınç, Diyarbakırın asıl kimliğinin Müslümanlık olduğunu, kentin 639
yılında Müslümanlar tarafından fethedildiğini bildirerek, Hazreti Peygamberi
anacağız denildiğinde anında 200 bin kişinin Diyarbakır sokaklarında
toplandığını ifade etti.
Siz bakmayın PKKnın, terörün, örgütün tehdit baskı şantajla yaptıklarına.
Milletin gönlünde Peygamber sevgisi, İslam duygusu var diyen Arınç, millet
hangi değerlere inanıyorsa, kendilerinin de o değerlere inandıklarını vurguladı.
Arınç, Hacı Bayram Veli, Hacı Bektaş Veli, Şeyh Edebali neyse Alparslandan
bu yana bu toprakların manevi fatihleri ne söylemişse kendilerinin de onu
söylediklerine işaret ederek, 10 yıldır milletin dediğinin olduğunu söyledi.
(Sürecek)
(SDT-DA-İU)