TOKAT (A.A) - Zehra Aydın - Gaziosmanpaşa Üniversitesi (GOÜ)
Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd.
Doç. Dr. Ufuk Şenel, aile içi şiddet ve boşanma gibi stres kaynaklarının
çocuklarda idrar kaçırmalarına sebep olabildiğini bildirdi.
Şenel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, halk arasında idrar kaçırma
olarak bilinen enürezis hastalığının çocuklarda sık görülen ve genellikle
dikkate alınmayan bir rahatsızlık olduğunu belirtti.
Enürezisin yalnız gece, hem gece hem gündüz olmak üzere iki şekilde
görülebildiğini aktaran Şenel, hastalığın gece daha sık görüldüğünü dile getirdi.
Hastalığın erkeklerde kadınlara göre iki kat fazla görüldüğüne dikkati çeken
Şenel, sosyo-ekonomik ve eğitim düzeyi düşük ailelerde ve özellikle ailenin ilk
çocuğunda görülme sıklığının daha fazla olduğunun bilindiğini anlattı.
Türkiye Enürezis Çalışma Grubu üyeleri tarafından hazırlanan ve 2010 yılında
yayımlanan Türkiye Enürezis Klavuzunda yer alan araştırma sonuçlarında idrar
kaçırmanın daha çok genetik kaynaklı olduğunun görüldüğüne işaret eden Şenel,
şunları aktardı:
Ailesinin geçmişinde idrar kaçırma hastalığı olanlarda idrar kaçırmanın
görülme olasılığı yüzde 77. Eğer sadece anne veya babasından birinde varsa
görülme olasılığı yüzde 46ya kadar düşmektedir. Eğer ailesinin idrar kaçırma
geçmişi yoksa yüzde 15 oranında görülmektedir. Uyanma bozuklukları, hormonal
bozukluklar ve idrar torbası ile ilişkili faktörler de enürezise sebep olabilir.
Ayrıca aile içi stres de idrar kaçırmayı tetikleyebilir. Örneğin çocuğun
kardeşinin dünyaya gelmesi, aile içi şiddet ve boşanma gibi stres kaynakları da
idrar kaçırmaya sebep olabilir.
-İdrar kaçırma tedavisi kısırlık yapmaz-
Yrd. Doç. Dr. Ufuk Şenel, hastalığın her beş çocuktan birinde
görülebileceğini vurgulayarak, Hastalık 5 yaş civarında görülür. Çocuklar
psikolojik olarak çok etkilenir. Misafirliğe gidemezler, arkadaşlarından
kopabilirler. İçine kapanık ruh hali oluşan çocuklarda okul başarıları düşebilir,
sosyal çevresinden uzaklaşabilir. İlerleyen yaşlarda kendine güven sorunu gibi
psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir diye konuştu.
İdrar kaçırma hastalığının tedavisinin kısırlığa yol açacağının
düşünüldüğünü ve bu yüzden ailelerin tedaviye sıcak bakmadıklarını anlatan Şenel,
bu nedenle bazı ailelerin bilinçli olarak tedaviden kaçtığını söyledi.
Şenel, idrar kaçırmaya yönelik tedavilerin hiçbirinin kısırlığa yol
açmadığını, Avrupa ve ABD dahil bütün dünyada kullanılan tedavi yöntemlerinin
Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı olduğunu aktardı.
-Alarm tedavisi-
Tedaviye beş yaşından önce başlanmamasını öneren Şenel, tedaviye başlama
yaşının 5-6 yaş olduğunu vurguladı. Şenel, enürezis tedavisinde ailelerin uyması
gereken basit destekleyici öneriler olduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti:
Bunlar, çocuğun beslenme alışkanlıklarını gözden geçirmek ve aldığı günlük
sıvı miktarını düzenlenmektir. Akşamları yatmadan 2 saat önce sıvı alımı mümkün
olduğunca kısıtlanmalıdır. Çocuğun fiziksel aktiviteleri düzenlenmeli, uzun
süreli televizyon izlemesi, bilgisayar oyunları oynaması ve uzun süreli oturur
pozisyonda kalmasını gerektiren aktiviteler engellenmelidir. Evde ve okulda 2-3
saatte bir düzenli tuvalete gitmesi ve idrar yapması sağlanmalıdır. Çocuğa bez
bağlamaktan kaçınılmalıdır. İdrar kaçırma sonrası çocuğun ve giysilerinin
temizlenmesinde, çarşafının değiştirilmesinde çocuğun yardım etmesi sağlanmalıdır
ve aileler çocuğa ceza uygulamamalıdır.
Destekleyici tedavilerin tek başına yeterli olmayacağını da belirten Şenel,
İki çeşit tedavi vardır. Birincisi alarm, ikincisi ise ilaç tedavisidir. Alarm
tedavisi özellikle uyanma sorunu olan çocuklarda en etkili yöntemdir. Çocuğun
idrar yaptığı anda alarm çalarak çocuğun uyanması sağlanır. Başarı şansı yüzde
65-75 oranındadır. Tedavi, en az 6-8 hafta uygulanmalıdır. Eğer sonuç alınırsa
3-5 ay tedaviye devam edilmelidir şeklinde konuştu.
Yayıncı: Cemal Coşkun