ANTALYA (A.A) - Güç Gönel - Antalyada serebral palsi
hastası üniversite öğrencisi Ahmet Ortaarmutçu, her gün okula babası tarafından
götürülüp getiriliyor.
Beynin bir bölgesinde oluşan hasar nedeniyle ortaya çıkan bir kas kontrol
yetersizliği olan serebral palsi, o yıllarda Bolunun Mengen ilçesinde
yaşayan Ortaarmutçu çiftinin ilk ve tek çocuğu Ahmeti henüz iki günlükken buldu.
Geçirdiği havale sonrasında beyninde hasar oluşan Ahmette serebral palsi
hastalığının geliştiği ise bir yaşındayken anlaşıldı.
Aile, doktorlarının yönlendirmesiyle önce İstanbula, ardından Ankaradaki
rehabilitasyon ve sağlık kuruluşlarına başvurdu. Kaslarını kontrol etmesini
engelleyen hastalık, minik Ahmetin ne yürümesine izin verdi ne de konuşmasına...
Ahmet, gördüğü rehabilitasyonun yardımıyla dizlerinin üzerinde durmayı
öğrendiğinde 7 yaşındaydı. Çocukları için tüm varlıklarını ortaya koyan çift, bu
süreçte sahip oldukları iki kahvehanenin tüm gelirini harcadı. Sonunda da baba
İbrahim Ortaarmutçunun deyimiyle aile, maddi yönden battı.
Bu dönemde Ortaarmutçu ailesi Antalyaya geldi. Gittiği rehabilitasyon
merkezinde uzmanların da yardımıyla hızlı bir ilerleme kaydeden Ahmet, önce ayağa
kalkmayı, sonra da dengede durmayı öğrendi. Uzmanların da yardımıyla Ahmet önce
bir adım attı, sonra ikinci, sonra üçüncü, derken dokuzuncu adım... Ahmet 9 adım
attı, anne babası ise sevinçten adeta havalara uçtu.
Eğitim hayatına karma bir ilköğretim okulunda başlayan Ahmeti öğretmeni,
sınıfta sorun yaşamaması için ilk bir ay masasında, yanında oturttu. Sınıf
arkadaşlarının Ahmete yönelik ilk günlerdeki merakı, öğretmenlerinin özverisiyle
büyük bir sevgiye dönüştü. Ahmet önce ilköğretim okulunu, ardından da Borsa
Ticaret Meslek Lisesini bitirdi. Bütün bu süre boyunca Ahmeti okula her gün
annesi götürüp getirdi.
Meslek liselerinden sınavsız geçiş hakkıyla bu yıl Akdeniz Üniversitesi
Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu İşletme Yönetimi Programına başlayan Ahmet,
birinci sınıfta öğrenim görüyor. 22 yaşındaki Ahmet Ortaarmutçuyu okula her gün
babası tarafından götürülüp getiriliyor.
Ellerini kullanamadığı için bilgisayarda ayak parmaklarıyla yazı yazan
Ahmet, bilgisayar programları yardımıyla birbirinden başarılı grafik
tasarımlarına da imza atıyor. Kocaman gülümseyişi, pırıl pırıl bakan yemyeşil
gözleriyle Ahmetin en büyük tutkusu ise müzik.
Müziğe olan ilgisini bilen üniversitedeki sınıf arkadaşları, Ahmete büyük
bir sürpriz yaptı. Aralarında para toplayan üniversiteli gençler, Ahmet için bir
bateri seti satın aldı ve ondan habersiz evine getirdi. Dev bateri seti, ailenin
küçük evinde ancak salona kurulabildi. Eve döndüğünde kendisi için hazırlanan
sürprizi gören Ahmet, büyük mutluluk yaşadı.
-Bagetleri tutabilmesi için önce tedavi gerekiyor-
Ahmet Ortaarmutçu, baterideki davul ve zil gruplarını çalmasına yardımcı
olan bagetleri tutabilmesi için önce tedavi olması gerektiğinin bilincinde.
AA muhabirine öyküsünü anlatan Ortaarmutçu, kök hücre tedavisinde önemli
gelişmeler kaydedildiğini, yurt dışında uygulanan yeni tedavi yöntemleriyle
farelerin iyileştiğini anlattı. Tedavinin henüz insanların üzerinde
uygulanmadığına dikkati çeken Ortaarmutçu, Sayın Cumhurbaşkanımızdan,
Başbakanımızdan çalışmaların hızlandırılması için destek istiyorum dedi.
Müzisyen olarak kendisine Murat Bozu örnek aldığını belirten Ortaarmutçu,
Bozun kendisini eğitmesini istedi. Ortaarmutçu, ayrıca kişisel gelişim uzmanı
Ahmet Şerif İzgörene duyduğu hayranlığı dile getirdi. Gelecekte İzgörenin
asistanlığını yapmayı hedeflediğine değinen Ortaarmutçu, Ben hayatta kalmak
değil, yaşamak istiyorum dedi.
-İşin sırrı: Kabullenme-
Anne Fatma Ortaarmutçu da, oğlunun ancak ev gibi korumalı yerlerde
yürüyebildiğini, tek başına dışarıda dolaşamadığını anlattı. Oğlunun öz bakımının
kendileri tarafından yapıldığını belirten Ortaarmutçu, bu nedenle Ahmeti okulda
da yalnız bırakamadıklarını vurguladı. Oğluyla her şeyi paylaştıklarını dile
getiren Fatma Ortaarmutçu, Pozitif enerjimizi yüksek tutuyoruz. Engelli bir
bireyin annesi olmak oldukça zor. Engelli bir bireyin ailesi olmayı, kabullenerek
aştık. Her şeyin üstesinden birlikte geldik diye konuştu.
Baba İbrahim Ortaarmutçu ise, Ahmetin sempatik, sevimli, candan, dürüst bir
insan olduğunu, duygularını rahatlıkla dile getirebildiğini söyledi.
Öğrenim hayatı boyunca sınıf arkadaşlarıyla çok iyi ilişkiler kuran oğlunun
üniversitede çok daha mutlu olduğuna dikkati çeken Ortaarmutçu, Üniversitede
ilk iki günden sonra kaynaşma başladı. Hiç zorlanmadık. Yönetim de arkadaşları da
çok yardımcı oldu. Ahmet şimdi, En mutlu yılımdayım bu sene. Hayatımın en güzel
günleri diyor diye konuştu.
-Ahmet bu okulun en büyük şansı-
Ahmetin yüksekokuldaki hocalarından Öğretim Görevlisi Münil Özsoy,
öğrencisinin engeline rağmen üniversite seviyesine ulaşmasını takdir ettiğini
vurgulayarak, Ahmetin hayata bağlılığından çok etkilendim. Ahmet, Bu
engellilik kalıcı değil, bir müddet sonra normale döneceğim diye yaklaşıyor
hastalığına. Kendinden çok emin dedi.
Özsoy, öğrencisinin müziğe ilgisini görünce ona bir sürpriz yapmaya karar
verdiklerini anlatarak, Özellikle vurmalı çalgılara ilgisinden bahseden Ahmet
için bateri aldık. Ahmetin sevinci hepimizi sevindiriyor. Ahmet bu okulun en
büyük şansıdır diye konuştu.
Sınıf arkadaşı Gurbet Avağ da, okulun ilk günlerinde tanıştığı Ahmetin
farklı bir insan olduğunu dile getirdi. Ahmet ile okul dışında da görüştüklerini
ifade eden Avağ, birlikte pikniğe, eğlencelere gittiklerini anlattı.
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu