HATAY (A.A) - Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Bu milletin
geleceğini karartmaya, milletin arasına nifak tohumu ekmeye ve milleti kendi
arasında birbirine vuruşturmaya Allahın izniyle bunların gücü yetmeyecek dedi.
Ergin, Hatay İl Teşkilatına Antakya Ottoman Otelde verdiği iftarda yaptığı
konuşmada, ülkede herkesin içini dağlayan, kanatan ve milleti derinden yaralayan
terör hadiselerinin mübarek ramazan içerisinde de devam etmesinin kendilerini
üzdüğünü kaydetti.
Bu milletin kökünün çok derinlerde olduğunu vurgulayan Ergin, konuşmasına
şöyle devam etti:
Cumhuriyetimiz genç bir Cumhuriyet ama milletimiz devlet idare etme
noktasında, yönetme noktasında çok kadim bir geleneğe, geçmişe sahip. Bu
coğrafyada, binlerce yıldır kardeş olarak yaşadık, barış içerisinde, huzur
içerisinde. Bu coğrafyada adaletle hükmetti bu millet. Milletimizin geçmişten
gelen bu özelliği bundan sonra da devam edecek. Bu milletin geleceğini
karartmaya, milletin arasına nifak tohumu ekmeye ve milleti kendi arasında
birbirine vuruşturmaya, Allahın izniyle bunların gücü yetmeyecek. Terörü bu
millet geçmişten yüreğinde taşıdığı sevgiyle, kardeşlik duygusuyla ve
hoşgörüsüyle yenecek ve bu coğrafyada barış, huzur ve kardeşlik iklimini sonsuza
kadar yaşatacak. Terörü bu kürsüden lanetliyorum.
-Suriyedeki olaylar-
Ergin, Suriye ile Türkiyenin geçmişten gelen dostluklarının,
kardeşliklerinin bulunduğunu, o coğrafyada en ufak bir acının ortaya çıkmasının
kendilerini de yaraladığını belirtti.
Oradaki acıyı dindirmek için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini
anlatan Ergin, şunları söyledi:
Hatırlayınız 2002de AK Parti iktidara geldiğinde Suriye Arap
Cumhuriyetinin aleyhinde batıda büyük kampanyalar yapılıyordu. Suriyeyi
yalnızlaştırma, ötekileştirme ve farklı bir noktaya itebilmek için bir kampanya
vardı. 2002 ile 2011 yılları arasında tam 9 yıl Suriyenin iyiliği, mutluluğu
için Suriyede yaşayan kardeşlerimizin huzuru için Türkiye adeta seferber oldu.
Suriye ile en üst düzeyde stratejik ortaklıklar kuruldu. 9 yıl boyunca Suriyenin
ayağına taş değmesin diye Türkiye büyük fedakarlıklar yaptı. 2011 yılında
Suriyede sivil vatandaşlara dönük olarak başlatılan öldürme hareketleri,
Suriyelilere karşı girişilen insanlık suçu ve trajedisi yaşatan manzaralar oldu.
Elbette ki bunlar seyirci kalacağımız manzaralar değildi.
Türkiye kardeşlik vazifesinin gereği olarak 8 ay boyunca Suriye yönetimine
çok yakın temaslar kurdu ve bugünlere gelinmemesi için olağanüstü gayret sarf
etti. Suriyede reformların barış süreci içerisinde yapılabilmesi için bütün
imkanlarını seferber eden Türkiye, bu iyi niyetli girişimlerine aynı ölçüde
karşılık alamadı. Elbette ki o coğrafyada yaşanan insanlık dramlarına sessiz
kalma şansımız yoktu. Orada işlenen insanlık suçuna ve cinayetlere ortak olma
lüksümüz, hakkımız yoktu.
Bakan Ergin, Türkiyenin dini, milliyeti, mezhebi ne olursa olsun akan göz
yaşını, akan kanı dindirmek için insanlık örneği sergilediğini, sürekli mazlumdan
ve mağdurdan yana olduklarını söyledi.
Dünyanın en ücrasında, Haiti bölgesinde deprem olduğunu ve Türkiyenin oraya
koştuğunu, yardım götürdüğünü vurgulayan Ergin, Suriyede yapılanın da Haiti,
Endonezya, Pakistanda yapılandan farklı bir şey olmadığını vurguladı.
Ergin, Buradan çok açık net ilan ediyorum. Dezenformasyonlara, toplumu
yanlış bilgilendirmeye çalışanlara buradan sesleniyorum. Lütfen bu yanlış
enformasyonlara tenezzül etmeyiniz. Neymiş Suriyede Nusayri bir yönetim var diye
Türkiye Suriyeye cephe almışmış. Hiç kimse şu an yaşanan hadiseleri başka
yerlere çekmeye çalışmasın. Bu mesele üzerinden bu coğrafyada nifak çıkartmaya
tenezzül etmesin dedi.
-Hükümet icraatları-
Ergin, 2002 yılından bu yana iş başında olan AK Partinin iktidardaki onuncu
yılını idrak ettiğini, bu süre içerisinde ülkede önemli hizmetlerin yapıldığını
vurguladı.
Gösterilen gayret sonucunda Türkiyenin çok önemli neticeler aldığını
belirten Ergin, milletin hükmetme, hakimiyet sahibi olarak yönetimi belirleme
hakkını kesintisiz sürdürebilmesi için demokrasinin kalitesini yükseltme
çalışmalarında da önemli adımlar atıldığını söyledi.
Ergin, demokrasinin kesintiye uğramadan sürdürülebilir kılınması ve
standartların yükseltilmesi için anayasa değişikliklerinin ve referandumun
yapıldığını, bunların sonucunda yargı sisteminde önemli adımların atıldığını, 12
ayda vatandaşın kesinleşmiş mahkeme kararıyla buluşmasını sağlayacak tedbirler
alındığını kaydetti.
Geçen yılın ilk 5 ayında Yargıtayın ceza dairelerinde 60 bin dosyanın
karara bağlandığını ifade eden Ergin, şöyle devam etti:
2012 yılının ilk 5 ayında aynı ceza dairelerinde karara çıkan dosya sayısı
208 bin. Yargıtaydaki mesai üçe katladı. Çalışma, verim ve davaların çabuk
bitmesi vatandaşımızın adaletle buluşmasının gecikmemesi adına önemli mesafeler
alındı. Buradan şunu ifade etmek istiyorum, bir yıl sonra hukuk mahkemelerinde
davalarımız bir senede sonuçlanacak. 1,5 ile 2 yıl sonra ise ceza
mahkemelerindeki davalarımız inşallah bir yılda tamamlanmış olacak. Türkiyenin
hayal edemeyeceği bir neticeyle buluşmuş olacağız. Bu aziz millet yıllar yılı
adliye kapılarında beklediği, özlemiş olduğu bağımsız, tarafsız ve etkin yargı
sistemiyle inşallah bir yıl sonra buluşacak.
Muhabir: İsmihan Özgüven-Salim Taş / Aykut Ünlüpınar
Yayıncı: Selçuk Aval