Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı
Muharrem Balcı, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (
TAPDK) yönetmeliği üzerinden yapılan "
Hayat tarzımıza müdahale ediliyor." tartışmalarının
sanal olduğunu söyledi.
Avrupa ve dünyada
alkol kullanımını azaltmaya ve alkol kullanmamayı
tercih edenlerin hayat tarzlarını korumaya yönelik çalışmalar yapıldığını hatırlatan Balcı, "Tersine
mahalle baskısı." vurgusunu yaptı.
Birleşmiş Milletlerin (BM) 2011'i Alkolle mücadele yılı ilan ettiğini belirten Balcı, Türkiye'de böyle bir şey yapılması halinde çok büyük tepkilerin geleceğini belirtti.
Türkiye Yeşilay Cemiyeti'nin hazırladığı 'Alkol ve Tütün Mamülleri Kontrolünün Sınırları Ne Olmalıdır?' başlıklı
rapor, basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşıldı.
Basın toplantısına; Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Muharrem Balcı ve Yönetim Kurulu Üyeleri ve raporu hazırlayan
Hukukçular Avukat Adalet Canlı Akbaş ve Arzu Besiri katıldı.
Basın toplantısında konuşan Türk
Kızılay Cemiyeti Genel Başkanı Muharrem Balcı, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (TAPDK) yaptığı yönetmelik kapsamında bir rapor hazırladıklarını ve bunu paylaşacaklarını söyledi. Yeşilay'ın şimdiye kadar ağırlıklı olarak sağlık konularıyla gündeme geldiğini aktaran Balcı, yeni dönemde daha çok hukuk konusuna öncelik vereceklerini belirtti. Raporla birlikte yeni dönemde Yeşilay'ın hukuk yönüne ağırlık vermek istediklerini kaydetti.
Yönetmeliği olumlu ancak eksik bulduklarını belirten Muharrem Balcı, eksikliğin yönetmelikten değil doğrudan kanundan kaynaklandığını vurguladı. Balcı, kanuna göre alkolün yazılı basında reklamını engelleyecek bir hüküm olmadığını ve yönetmeliklerin de buna göre hazırlandığını belirtti. Alkol reklamı ile ilgili yasakların yazılı basını da kapsaması gerektiğine vurgu yapan Balcı, "Gençleri ve çocukları koruma anlamında bir sınırlama ise bu yapılacak şey gençleri ulaşabildiği yazılı basında da alkol reklamlarının yasaklanmasıdır." dedi.
YEŞİLAY DAHA AGRESİF BİR STK OLACAK
Tütün ve alkol gibi maddelerin insanlık tarihinden bu yana sadece keyif maddesi olarak çok az kesim tarafından kullanılan bu maddeler zamanla
sektör haline getirildiğini anlatan Balcı, büyük kitleler halinde bağımlılıkların söz konusu olduğunu dile getirdi. Kitleler halinde bağımlılığın aynı zamanda kitlelerin köleleştirilmesi anlamına geldiğine işaret eden Balcı, "Eğer insanların iradeleri ellerinden alınıp bir şeye mahkum edilebiliyorsa bu anlamdaki
endüstri insanlığa karşı işlenmiş suç kapsamına girmelidir. Yeşilay'ın yeni konseptteki söylemlerinden birisi budur." açıklamasını yaptı.
Yeşilay'ın daha aktif ve agresif bir STK haline geleceğini belirten Balcı, medya ile daha fazla bir araya geleceklerini belirtti. Türkiye'de 21 Şube ve 72 temsilcilikleri olduğunu aktaran Balcı, yeni dönemde daha aktif çalışarak Türkiye'nin farklı bölgeleri ve
yurt dışında yeni temsilcilikler açacaklarını söyledi.
"MÜCADELEMİZ ALKOL YADA SİGARA BAĞIMLILARIYLA DEĞİL"
Yeşilay'ın mücadelesinin sadece özel kurumlar ve
tüketici ya da bağımlılara karşı olmadığını belirten Balcı, bağımlıların zaten bu konuda '
mağdur' konumunda olduklarını bildirdi. "Her bağımlı madde üreticilerinin köleleştirmeye çalıştığı birer bağımlıdır." diyen Balcı şöyle konuştu: "Biz madde üreticileriyle karşı karşıyayız. Bu kapsamda milli eğitim müdürlükleri nezdinde valiliklere
dava açıyoruz.
Efes Pilsen
ilköğretim okulunun isminin değiştirilmesi için yazımızı yazdık,
cevap alamazsak dava açacağız. Futbol Federasyonunun
Efes Pilsen ile yapmış olduğu sponsorluk sözleşmesinin feshedilmesi için
Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açtık. Türkiye'de adını tespit edebildiğimiz 28 adet milli piyango okulu var. Bu, büyük bir garabet. Üzerinde 'Milli piyango' yazan okulda çocuklara
kumarı anlatamazsınız. Bunları ihtarnameleri çektik. Sonuç alamazsak dava açacağız." d
Balcı, Türkiye'de bir yandan gençlerin alkol, sigara ve kumar bağımlısı olmaması için çaba harcandığını diğer yandan da devlet eliyle kumar bağımlısı olması konusunda özendirildiğini belirtti. Spor Toto teşkilatının Türkiye Süper Ligi'ne isim sponsoru olduğunu hatırlatan Balcı, "Böyle bir garabetin önlenmesi herhalde Yeşilay faaliyetleri kapsamında bütün bir halkın desteği ile mümkün. Bu mücadeleyi elbette tek başına yapamaz ama önce görevi görecektir." dedi.
"TERSİNE MAHALLE BASKISI"
Konuşmasının ardından Balcı basın mensuplarının sorularını cevapladı. Gazetecilerine kamuoyunda yaşanan "Hayat tarzına müdahale" tartışmaları hatırlatarak, "Bu tartışmalar alkolle mücadeleyi nasıl etkiliyor?" sorusu üzerine Balcı, tartışmanın sanal olduğunu vurguladı. Balcı, "Boğaz'a karşı rakı içemeyecek miyiz?" itirazlarıyla ilgili, "Şu gördüğünüz her yerde bildiğim kadarıyla alkol satmayan 3
otel var. Diğerlerinin hepsinde alkol içilebiliyor, boğaza karşı. Buradaki engelleme sadece
satış belgesi olan firmaların başka bir yere deplase olduklarında orada alkollü bir etkinlik söz konusu olduğunda orası için izin alması gerekli. Bu mahalde çocuklar ve gençler olabilir." diye konuştu.
Dünya
Sağlık Örgütü Avrupa Ofisi'nin alkolün kullanımın yüzde 25 azaltılması için çalışma başlattığını BM'nin 2011 yılını alkolle mücadele yılı ilan ettiğini hatırlatan Balcı, "Türkiye'de böyle bir şey yok. 2011 yılını siz Alkolle mücadele yılı ilan etseniz, Kadıköy'deki o sokakları işgal eden meyhaneler damlarına kadar çıkar. Bu hale gelebilir. Hayat tarzına müdahale yok." ifadesini kullandı.
Polonya'da 2000 yılından bu yana alkolle mücadele edildiğini belirten Balcı, en çok tutan
kampanyanın "alkol özgürlüğümüzü çalar" isimli kampanya olduğunu aktardı. Bütün dünyanın alkolün etkilerini azaltmaya çalıştığını bildiren Balcı, Türkiye'deki sanal tartışmanın nedeninin ise vehimlerden ibaret olduğunu ifade etti. "Bütün dünya ülkeleri buna karşı önlem alırken Türkiye'nin bunun dışında kalması düşünülemezdi" vurgusuna yapan Balcı, "Zaten biz bu yönetmeliği bile bir yönüyle eksik buluyoruz." diye konuştu.
Konuyla ilgili açıklamada bulanan raporu hazırlayan
hukukçu Adalet Canlı Akbaş da, Avrupa Bölgesel Eylem Planı'ndaki, "Çocukları gençleri ve alkol içmeyenleri içenlerin baskısından korumayı sağlamak" ifadesini dile getirdi. Alkol kullanımının dünyada yaygınlaşmasıyla içmeyenlerin hayat tarzlarının tehlikeye girdiğini belirten Akbaş, "Avrupa Birliği'nde içmemeyi tercih edenlerin hayat tarzını muhafaza etmeye çalışan bir çalışma var. Türkiye'nin gençliği koruması açısından bunu yapması kaçınılmaz bir şey. Bir hayat tarzını muhafaza ederken diğerini tehlikeye atamaz. Her ikisini de korumak zorunda." dedi.
Akbaş'ın ifadeleri üzerine söze giren Türk Kızılay Cemiyeti Genel Başkanı Muharrem Balcı, "Tersine mahalle baskısı" ifadesini kullandı.