Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi
Yaşar, yaşanan patlamada sorumluluğun tamamen OSB yönetimlerine ait olduğunu söyledi. Yaşar,
İvedik Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Hasan Gültekin'in suçlamalarını reddederken, "Sayın Başkan, belediyemizi asılsız iddialarla suçlarken, biodizel ve tiner üretimi yapan firmaların yanına
gıda üretimi yapan firmalara nasıl izin verilebildiğini, yeşil alanların lokantalara çevrilmesi konusundaki düşüncelerini de kamuoyuna açıklarsa daha olumlu bir iş yapacağı kanaatindeyim." dedi.
İvedik Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Hasan Gültekin, "Burada ne tiner ne mazot nede biyodizel üretimi vardır. Bu patlamaya bunlar sebep olmamıştır. Buranın ruhsatını biz vermedik, televizyonlarda söylenenlerin doğruluk payı yoktur. Bu işyerlerine ruhsatın Yenimahalle Belediyesince verildiği, suçlu aranacaksa hem Yenimahalle Belediyesi hem de Büyükşehir Belediyesidir" iddialarına Yenimahalle Belediyesinden
yanıt geldi. Başkan Fethi Yaşar, yaptığı yazılı açıklamada iddiaları reddetti.
Başkan Yaşar şunları söyledi: "2005 yılında OSB'lere yönelik
yetki belediyelerdeyken 2005'de çıkan OSB yönetmeliğine göre her şey yeniden düzenlendi. 2002 yılında yetkimiz dâhilinde olan sanayi kapsamında olan bölgeler Belediye tarafından ruhsatlandırıyordu. OSB Başkanı Sayın Hasan Güntekin yaptığı açıklamada, Yenimahalle Belediyesi'nden ruhsat ve
Ankara Büyükşehir Belediyesi
İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından verilen
rapor arasında bir çelişki olduğundan bahsediyor. 2005 yılında çıkan yönetmelikle önce vatandaş belediyeye müracaat ediyor, belediyeden ruhsat aldıktan sonra itfaiyeye müracaat ediyordu. İtfaiye incelemenin ardından olumlu ya da olumsuz
cevap veriyordu. Olumsuzluk halinde ruhsat iptal ediliyordu. Ancak 2005 yılında değiştirilen Küşat Yönetmeliği'yle bu
uygulama tersine çevrildi. Vatandaşın
mağdur olmaması için yeni bir
düzenleme yapıldı. Önce itfaiyeye sonra da bağlı olduğu ilçe belediyesine ruhsat başvurusunda bulunuluyor. Yani OSB başkanın bu konuda söyledikleri gerçekleri yansıtmamaktadır.
Belediyenin 17
Mayıs 2002 tarihli ruhsat ile
makine üretimi için verdiği ancak daha sonra
boya ve tiner imal edildiği iddialarında bulunan OSB Başkanı bir durumu da gözden kaçırmakta ya da yanıltmaktadır. 2005 yılına kadar denetimimizdeki faaliyetlerde bu tür değişimlere kesinlikle göz yumulmamıştır. 2005 yılından sonra denetimden yoksun olan bölgelerde bu tür faaliyetler yapılır hale gelmiştir. Sorumluluk tamamen OSB yönetimlerine aittir. Araştırılması durumunda görülecektir ki, belediyelerin yetkili oldukları dönemlerde bu tür acılar yaşanmamıştır. Sayın başkan yasaları daha dikkatli incelerse söylediklerinin bu kapsamda yanlış olduğunu görecektir. Belediyemizi asılsız iddialarla suçlarken, biodizel ve tiner üretimi yapan firmaların yanına gıda üretimi yapan firmalara nasıl izin verilebildiğini, yeşil alanların lokantalara çevrilmesi konusundaki düşüncelerini de kamuoyuna açıklarsa daha olumlu bir iş yapacağı kanaatindeyim. Burada asıl sorun kurumların birbirini suçlaması değil, yaşanan olayların ve acıların yeniden yaşanmamasıdır yasalar açıktır. Kimin suçlu olduğuna yargı karar verecektir. . Bunun için gerekli önlemler alınmalı acilen OSB kanunu değiştirtmeli ve bu tip OSB'lerde bulunan iş yerlerinin yaptırımı daha kuvvetli
sistemli denetlenmelidir. Söylemlerimi özetleyecek olursak, 6200 işletmesi olan bir yer asla OSB kapsamında olamaz. Bu sistem içinde kaldığı müddet içinde daha farklı acılar yaşanacağı kanaatindeyim herkes taşın altına elini koyarak yetki kavgasından çok yitirdiğimiz canların acısını ocağımız acısı olarak düşünerek acil önlem almalıyız. Ateş sadece düştüğü yeri yakmayacak bu ateş hepimizin ocağını yakmalı. Orda ki canlar benim evlatlarımdır kardeşlerimdir."