Abdülkadir Nişancı -
Bayburt'ta yaz aylarında babasıyla birlikte 150 büyükbaş hayvana çobanlık yaparak
aile ekonomisine katkı sağlayan 8 yaşındaki Ece Kılıçarslan, yaşıtları gibi oyun oynamak istiyor. Hayvanları meraya götürmek için her sabah saat 04.00'de kalkan Ece, biraz daha uyumanın, yeni elbiseler ve oyuncakların hayalini kuruyor.
Ece Kılıçarslan, maddi imkansızlıklar nedeniyle iki yıl önce Ağrı'nın
Doğubeyazıt ilçesinden Bayburt merkeze bağlı Sögütlü köyüne göç eden Kılıçarslan ailesinin 5 çocuğundan ikincisi. Babası Osman Kılıçarslan (45), köy halkına ait 150 büyükbaş hayvana çobanlık yaparak ailesinin geçimini sağlamaya çalışıyor.
Okulların açılmasıyla Bayburt'ta
ilköğretim 3. sınıfa devam edecek olan Ece, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yaz tatilinde çobanlık yaparak babasına
yardım ediyor. Bu nedenle her sabah saat 04.00'de kalkıp babasıyla köyden topladıkları hayvanları meraya götürüyor,
akşam saatlerinde ise hayvanları köye getirip sahiplerine teslim ediyorlar.
Ece Kılıçarslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
erken kalktığı ve hayvanların peşinde saatlerce dolaştığı için çok yorulduğunu, ancak ekmek parası için bu işi yapmak zorunda olduğunu söyledi.
Kılıçarslan, ''Babamı çok seviyorum ve onun tek başına meraya gitmesine gönlüm razı gelmiyor. İki sezondur okullar tatile girdiği günden beri babamla birlikte çobanlık yapıyorum. Her sabah çok erken kalkmam gerektiği için erken yatıyorum.
Sabahleyin kahvaltımızı yaptıktan sonra günün ilk ışıklarıyla köydeki hayvanları toplayıp yakındaki meraya götürüyoruz. Yanımızda
kumanya götürüp öğlen yemeğini arazide yiyoruz. Hayvanlar çok hareketli, sürekli peşlerinde dolaşıyoruz. Bu nedenle çok yoruluyorum. Akşama doğru hayvanları köye getirip, sahiplerine teslim ediyoruz. Çok yorgun olmama rağmen fırsat buldukça köydeki çocuklarla oynuyorum''diye konuştu.
Çalışarak, aile ekonomisine katkı sağladığını ifade eden Ece Kılıçarslan, ''Çobanlık yaparak hem babama yardım ediyorum hem de kendi okul masraflarımı karşılayacak parayı kazanıyorum. Bu işi yapmak için pekçok yaşıtımın uykuda olduğu saatlerde ben kalkmak ve hazırlıklarımı tamamlamak zorundayım. Akşam biraz geç yatmışsam kalkmakta oldukça zorlanıyorum. Bu nedenle her sabah biraz daha uyumak istiyorum. Yeterince
vakit olmadığından arkadaşlarımla gönlümce oynayamıyorum,
ekonomik durumumuz elverişli olmadığından yeni elbiseler alamıyorum. Kısacası biraz daha uyumanın, yeni elbiseler ve oyuncakların hayalini kuruyorum'' dedi.
Çoğu zaman
rüyasında güzel elbiselerinin, çeşit çeşit oyuncaklarının olduğunu gördüğünü ve çok sevindiğini dile getiren Ece, ''Ama uyanınca rüya olduğunu anlayıp çok üzülüyorum. Bir süre daha gözlerimi kapatım, rüyalarımın gerçek olmasını hayal ediyorum, benim hiç güzel elbiselerim ve oyuncaklarım olmadı. Arkadaşlarımın oyuncaklarıyla akşamları azda olsa oynuyorum ama onların ki gibi güzel elbiselerim yok'' diye konuştu.
Her sabah annesinin saçlarını taradığını ve kendilerini uğurladığını söyleyen Ece, ''Bazen annem de bizimle hayvanları otlatmaya geliyor. Orada da saçlarımı örüyor.
Oyuncaklarım, güzel elbiselerim olmasa da annem, babam, kardeşlerimle çok mutluyum'' dedi.
Okulda başarılı olduğunu anlatan Ece Kızılarslan, ''Evde yalnızca ablam ile ben okula gidiyoruz, diğer kardeşlerimiz henüz eğitim çağına gelmediler. Okulumu, arkadaşlarımı ve öğretmenimi çok seviyorum. Derslerime çok çalışıp öğretmen olmak istiyorum'' dedi.
(AN-ZAF-MK-DEL)16.09.2011 10:43:45