Ertuğrul Subaşı - Kemikleri doğuştan
küçük bir darbede kırılma riski yüksek cam
kemik hastası 27 yaşındaki Elif Gamze Bozo,
Ulaştırma Bakanlığının başlattığı projeyle, ''11818'' numara
sorgulama hattındaki işiyle yaşama tutundu. Engellerini işinden aldığı keyifle aşan Gamze Bozo, engelini de ''
doğa ananın şakası'' gibi görüyor.
Doğuştan ''cam kemik'' hastası (kemiklerde kolay ve sık kırılmanın yanı sıra
mavi sklera, diş bozuklukları ve işitme bozukluklarının da birlikte görülebildiği bir hastalık) olan 27 yaşındaki Bozo, bunu dert etmiyor. Ailesinin de yanında olduğunu bildiğini dile getiren Bozo, bu gerçeğe rağmen bir şeyler üretmek için çalışıyor.
Bozo AA muhabirine yaptığı açıklamada, cam kemik hastası olması nedeniyle insanların sorumluluk almamaya çalıştığını ve buna okul hayatında ve iş hayatında rastladığını anlattı. ''Kırılma'' korkusuyla yaşamadığını ve bunu insanlara aksettirmediğini anlatan Bozo, engellilerin çalışmasına yönelik düşünülen bu projenin çok önemli olduğunu söyledi.
Aynı zamanda yazar olduğunu da dile getiren Bozo, ''Evden yapabileceğim ve artı zamanlarımın da kalacağı, yazarlık hayatıma da devam edebileceğim bir iş arıyordum. 11818'i de görünce başvurdum'' dedi.
Bozo, internette gördüğü ''Ulaşımda, iletişimde ve hayatın içerisinde ben de varım'' projesine istinaden
Ulaştırma Bakanlığı üzerinden başvuruda bulunduğunu ifade ederek, tesadüfler dizisi sonrası bu işe girdiğini ve burada devam etmek istediğini dile getirdi.
Elif Gamze Bozo, şöyle konuştu:
''Ben engelli değilim ki. Toplum benim adımı öyle koymuş. Ben kendimi hiç öyle görmüyorum. Doğa ananın şakası gibi düşünüyorum kendimi. Kendimi bir engelli gibi görmüyorum. İş yerindeki arkadaşlarımla aynı işi yapıyorum, aynı vasıflardayım. Üreten bir beynim, düşünen bir beynim var.
Hayat bana zorluklar yaşatsa da 'engelliyim, evime kapanayım' diye düşünmedim. Benim
ailem de öyle, 'sen engellisin, yapamazsın' korkusu olmadı.
Okul hayatım boyunca da 'okutup da ne olacak' diye söyleyenlere inat hastalığı kabul edip hayatla savaştık.''
-ÜRETİME EVİNDEN KATILIYOR-
Açıköğretim Fakültesi Halkla İlişkiler bölümünü bitirdiğini ifade eden Bozo, yaklaşık bir yıldır da
çağrı merkezi elemanı olarak çalıştığını vurguladı.
Mesaiyi evinde yaptığını anlatan Bozo, sosyal aktivitelerinin de iyi olduğunu söyledi. Bozo, hiç sıkılmadığını 8.5 saat çağrı aldığını belirterek, kalan zamanını ailesiyle ve diğer aktivitelerle değerlendirdiğini bildirdi.
Vardiyalı bir şekilde çalıştıklarını ifade eden Bozo, bunun bir
ekip işi olduğunu, çalışma arkadaşlarının da bunu ekip işi olarak gördüğünü söyledi.
Bozo, işe başlamadan evvel bir süre eğitime katıldığını belirterek, eğitim sürecinde çalışanların kendilerini yürekten kucakladığını hissettiğini ifade etti.
Şirketin engellilere yönelik dizayn edildiğini de sözlerine ekleyen Bozo, bunun diğer kurumlara da örnek olması dileğinde bulundu.
Benzer engelleri olan arkadaşlarının da çalışmak istediğini ve kendisine sorular yönelttiğini dile getiren Bozo, kendisinin de arkadaşlarını yönlendirdiğini kaydetti.
-BABA BOZO: ''GÖZÜMÜZ ARKADA KALMAYACAK''
Baba
Bahattin Bozo da
toplum engellilerle ilgili bilinçli olmadığı için sıkıntılar yaşadıklarını belirterek, ''Özellikle de eğitimcilerle yaşadık bu sıkıntıyı. Ama zorluklar aşmak için vardır.
Engelli ailesi olarak zorlukları aşma azmine, kararına sahipseniz hepsini aşabiliyorsunuz'' dedi.
Ailelerin de engellerin yaşamın bir parçası olduğunu kabul etmesi durumunda engellerin aşılacağını anlatan
baba Bozo, kızı Elif'in iş hayatına atılmasına da olumlu baktığını söyledi.
Baba Boza, ''Benim kızımın kendine güveninin gelmesi, kendi ayakları üzerinde durabilmesi, üretime katkıda bulunabilmesi toplum hayatının içerisinde yer alması benim için paradan daha önemliydi'' diye konuştu.
Kızının cam kemik hastası olduğu için hayatında risk taşıdığını bildiğini anlatan baba Bozo, engelli ailelerinin en çok ''bize bir şey olsa engelli çocuğumuza kim bakacak'' korkusu taşıdığını söyledi. Baba Bozo, kızı çalışmaya başladığı için sosyal güvenliği, maaşı olduğunu, ayaklarının üzerinde durabileceğini gördüklerin ifade ederek, gözlerinin arkada kalmayacağını kaydetti.
Baba Bozo, projeyi gerçekleştiren Ulaştırma Bakanlığı'na, projeye
destek verenlere ve kızlarının işe girmesine yardımcı olan AssisTT'e teşekkür etti.
Anne Zübeyde Bozo da kızıyla engebeli bir yolda yürüdüklerini belirterek, ''Hiçbir şey bizi yıldırmadı. Yola devam ettik'' dedi.
Kızının çalışıyor olmasının kendilerini çok mutlu ettiğini dile getiren Zübeyde Bozo, kızı çağrı elemanı olarak eğitim alırken beraber gidip geldiklerini anlattı.
Anne Bozo, ''İş hayatına atıldıktan sonra bir ay gittim. Bir ay sonra Gamze, 'anne artık gelme lütfen' dedi. 'İstemiyorum' dedi. İlk etapta çok korktum, ilk günü çok sıkıntılı geçirdim. Kızım eve geldiğimde derinden bir 'oh' çektim. 'Tamam' dedim. Demek ki benim kızım artık yalnız başına yaşayabilir, yapabilir. Çok mutlu oldum. Tarifsiz'' diye konuştu.
Baba Bozo da engelli ailelerin çocuklarına güvenmelerini, onların bir şeyleri başarabileceğine inanmalarını istedi. Bahattin Bozo, ''Ailelerin engelli çocuklarının kendilerinin eksiği, kusuru gibi görmemeleri, toplum içerisinde bunu onur, gurur meselesi yapmamaları ve bu gerçeği kabullenmeleri şart. Bu gerçeği kabullenmediğin sürece hep kendinde bir eksik hissedeceksin, topluma çıktığında mahcup, ezik hissedeceksin kendini. Bunu aşmak gerekiyor. Sağlıklı bireyden bir farkımız yok bizim'' dedi.
Elif Gamze Bozo da kendini ailesi sayesinde çok şanslı hissettiğini belirterek, engellilik nedir diye bir kavramın hayatında yer etmediğini söyledi. Gamze Bozo, ''Ben mutluyum. Huzurluyum'' diye konuştu.
-''PROJEDE BİZ DE VARIZ''-
''AssisTT 11818''
Ankara Operasyon Müdürü Cihan Kuru da 2009 yılında Ulaştırma Bakanlığı'nın ''Ulaşımda, iletişimde ve hayatın içerisinde ben de varım'' projesi kapsamında yola çıktıklarını, ''AssisTT olarak biz de varız'' olgusuyla bu sürece katıldıklarını söyledi.
Sürecin kendileri için de başarılı geçtiğini ifade eden Kuru, kurumda 100'ün üzerinde engelliyle çalışır duruma geldiklerini bildirdi.
Kuru, 4 ilde 7 lokasyon da toplamda 5 bin 600 kişilik bir aile olduklarını vurgulayarak, bu yapı içerisinde Ankara,
İstanbul,
Erzurum ve Erzincan'ın bulunduğunu kaydetti.
Kendileriyle beraber çalışan engellilerin yaklaşık 30'unun evlerinden çağrı alacak bir durumda olduğunu belirten Kuru, projeye başlarken çok heyecanlandıklarını ve kendilerini adeta bu işe adadıklarını dile getirdi.
Kuru, hem kendilerinin, hem de çalışanların bu işten zevk almasını istediklerini vurgulayarak,
hizmet alanlarında kurum çalışanlarının Elif Gamze Bozo gibi vatandaşın aklına gelebilecek bir çok soruya
cevap verdiğini kaydetti.
Beş hafta süren eğitimde ailelerin başlangıçta çocuklarıyla gelmek istediklerini, ama bir süre sonra yalnız gelmeye başladıklarını ifade eden Kuru, engelli birey bulunan diğer ailelerin de çalışma hayatına girmek isteyen yakınlarına yardımcı olmasını istedi.
Kuru, şirket olarak, sosyal sorumluluklarda kendilerine düşen görevi yerine getireceklerini anlatarak, ''Kapımız, bizle çalışmak isteyen ve bu konuda 'ben de varım' diyenlere her zaman açık'' diye konuştu.
Tüm kamu kuruluşlarının ve özel kuruluşların belli bir sayıda engelliyle çalışma zorunluluğu olduğunu hatırlatan Kuru, ''Biz bu olaya zorunluluk açısından değil, inandığımız için, projenin içerisinde bizim de olmamız gerektiğini düşündüğümüz için ve sosyal sorumlulukları yerine getirmemiz gerektiğini düşündüğümüz için biz de varız diyoruz'' dedi.
(ERT-TNÇ)04.07.2011 11:08:02