Kocaeli Üniversitesi (KOÜ)
Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zehra
Gönül Balkır'ın
mobbing (
psikolojik baskı) uyguladığı öne sürülen Yrd. Doç. Dr. Mustafa Çakır, ''
Yargıtay'ın yerel
mahkemenin kararını onaması benim gibi
mağdur olan insanlar için bir çıkış kapısı olmuştur'' dedi.
Çakır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2006'daki rektörlük seçimlerinden bu yana Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Balkır ve üniversite
yönetiminin psikolojik baskısına maruz kaldığını söyledi.
Önce odasına girerek kendisinden habersiz bilgisayarına el konulduğunu ifade eden Çakır, bir kişinin odasındaki bilgisayarın ancak hakim kararı ile alınabileceğini aksi durumda bunun suç olduğunu vurguladı.
Kendisinin de bunun yasalara aykırı olduğunu belirterek Rektörlüğe bir dilekçe verip Dekan Balkır hakkında
soruşturma açılmasını istediğini dile getiren Çakır, şöyle devam etti:
''Ben soruşturma açılmasını beklerken dilekçeme daha skandal bir
cevap geldi. Rektörülükten gelen yazıda 'Bilgisayarına şifre koymuşsun. İlgili yasaya göre hakkında soruşturma açılması gerekir' denildi. Daha sonra beni Hukuk Fakültesinden Hereke
Meslek Yüksekokulu'na sürgüne gönderdiler. Çalışma odamı boşalttılar. Bütün dersleri elimden aldılar. Öyle ki haftada 36 saat derse girerken bu bir saate kadar düşürüldü. Ayrıca üniversitede görüştüğüm arkadaşlarım baskılara maruz kaldı. İdare Mahkemesine kararıyla yaklaşık 5 ay sonra Hukuk Fakültesine geri döndüm. Ancak hiçbir akademik çalışma yapmama müsaade edilmedi. Böylece beni çalışmayan bir akademisyen olarak gösterip beni işten atmak için bu şekilde bahane oluşturmaya çalıştılar.''
2008 yılında ise
yurtdışındaki uluslararası bir konferansa konuşmacı olarak davet edilmesine rağmen Balkır'ın buna müsaade etmediğin dile getiren Çakır, şöyle konuştu:
''Bunun üzerine psikolojik baskı konusunda hukuki mücadelem başladı. Yerel mahkemenin mobbing maruz kaldığım gerekçesiyle Balkır hakkında verdiği tazminat cezasını Yargıtay 3.
Hukuk Dairesi de onayladı. Ayrıca daha önce
Danıştay 1. Dairesi, Balkır'ın hem psikolojik baskı, hem de koruyup kollama eylemlerinden ötürü 'görevini kötüye kullanmak' suçundan ceza mahkemesinde yargılanmasına karar vermişti''
Üniversitelerde, özel sektörde ve kamuda birçok kişinin mobbinge maruz kaldığını ancak cesaret edip hukuki mücadele girişemediklerini kaydeden Çakır, kendisinin de bu anlayışı yıkmak, insanları bu konuda cesaretlendirmek için yılmadan mücadelesine devam ettiğini kaydetti.
Bunun sonucunda yerel mahkemenin ardından Yargıtay'ın da mobbinge maruz kaldığı yönünde karar verdiğini hatırlatan Çakır, ''Yargıtay'ın yerel mahkemenin kararını onaması benim gibi mağdur olan insanlar için bir çıkış kapısı olmuştur. Yargıtay'ın vermiş olduğu bu karar yerel mahkemeler için içtihat oluşturmuştur. Verdiğim mücadele boyunca çok yıprandım ancak
dava ile iş hukuk profesörü hukuk
dekanının da mobbing uyguladığı ispat edilmiş oldu'' şeklinde konuştu.
Özellikle kamu kurumlarında soruşturma açma ve ceza verme yetkisinin mobbing amacıyla kullanıldığını öne süren Çakır, bu nedenle kurum içi soruşturma yetkisinin bağımsız başka bir otoritelerce yapılması gerektiğini söyledi.
Mustafa Çakır, bu şekilde mobbing olaylarının azalabileceğini sözlerine ekledi.
-MOBBİNG DAVASININ GEÇMİŞİ-
KOÜ'de 1994 yılından bu yana görev yapan, son 1 yıldır
Samsun Ondokuz
Mayıs Üniversitesinde geçici olarak görevli bulunan Yrd. Doç. Dr. Çakır, ''Yargıya taşınmış kişisel husumet'' nedeniyle yurt dışındaki bir kongreye katılmasına izin vermediği ve kendisine ''psikolojik baskı'' uyguladığı öne sürdüğü Prof. Dr. Balkır hakkında 2009 yılının
Aralık ayında Kocaeli 4. Sulh Mahkemesinde maddi ve manevi
tazminat davası açmıştı.
Davayı, 14 Temmuz 2010'daki duruşmada karara bağlayan Mahkeme
Hakimi Yurdanur
Balkan,
manevi tazminat talebini kısmen kabul ederek, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Balkır'ın 3 bin TL manevi tazminatı, 3 Aralık 2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Yrd. Doç. Dr. Çakır'a ödemesine karar vermiş, Çakır'ın maddi tazminat talebi ise reddedilmişti.
Gerekçeli kararda, Yrd. Doç. Dr. Çakır'la arasında devam eden davalar nedeniyle Prof. Dr. Balkır'ın olayda kast ve kusurunun bulunduğu belirtilmişti.
Balkır'ın Hukuk Fakültesi Yönetim Kurulu'nun çalışma ve
oylama işlemlerinde üyelerin kanuna uygun oy kullanmasını sağlamakla görevli olduğu belirtilen kararda, Balkır'ın çekimser oy kullanmasının ve bir üyenin de aynı şekilde oy kullanmasına müsaade etmesinin ağır bir kişisel kusur, aynı zamanda
hizmet kusuru olduğu kaydedilmişti.
Kararda, Çakır'ın bu olay nedeniyle mesleki kariyerinin olumsuz etkilenmesi, benzer bir kongre için yeniden en başından çalışmasının gerekmesi, kongre heyetine karşı mahcubiyet, aylar öncesinde basılan
broşür ve kitaplarda yer alan ve planlanan sunumların gerçekleştirilememesi ve uluslararası bilim adamları nazarındaki itibar kaybı da dikkate alınarak 3 bin lira manevi tazminata hükmedildiği anlatılmıştı.
Çakır'ın, üniversiteden izin almadan
bilet ve
otel rezervasyonu yaptığına da dikkati çekilen kararda, bu harcamaların yapıldığı zaman itibariyle bir zorunluluk olmadığı kabul edilerek, maddi tazminat talebinin reddedildiği ifade edilmişti.
KOÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Balkır'ın avukatı İbrahim Balkır, daha sonra kararı Yargıtay'a temyize götürmüştü.
Dava dosyasının inceleyen Yargıtay 3. Hukuk Dairesi de 12 Mayıs 2011 tarihinde verdiği kararda, tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına oy birliğiyle karar vermişti.
Bu arada, Danıştay 1. Dairesi de daha önce
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zehra Gönül Balkır'ın hem psikolojik baskı (mobbing), hem de koruyup kollama eylemlerinden ötürü ''görevini kötüye kullanmak'' suçundan ceza mahkemesinde yargılanmasına hükmetmişti.
(FTH-HMD)30.05.2011 15:02:03