Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı,
dosyaların tebliğname düzenlenmeden gönderilmesinin yargı hizmetlerinin hızlandırılmasını sağlamayacağını bildirdi.
Başsavcılık, görüş vermelerinin belli bir süre kaldırılarak kısıtlanması yoluna gidilmesinin ise yargıya olan güveni, adaletin, adil davranmanın sağladığı toplumsal barış ve huzuru azaltacağını savundu.
Yazılı bir açıklama yapan
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 14.3.2011 günlü "Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" ile "1.1.2016 tarihine kadar yapılacak
kanun yolu incelemelerinde,
bölge adliye mahkemelerinde ve Yargıtay'da tebliğname düzenlenmesine ilişkin hükümler uygulanmaz" kuralının getirilmek istendiği duyumu üzerine konuya ilişkin olarak kamuoyunun bilgilendirilmesi, bu tasarı üzerinde başsavcılıkta oluşan görüşün kamuoyu ile paylaşılmasında zorunluluk görüldüğünü ifade etti.
Yargıtay Cumhuriyet
Savcılarının temyiz üzerine verilen dosyaları süresinde ve eksiksiz inceleyip tebliğname düzenleyerek düşüncelerini ilgili Yargıtay dairesine gönderdiği, aynı dosya için daireden çıkan ilamları
uygulama, içtihat ve tebliğnamelere uygunluk açısından tekrar inceleyerek, evrensel hukuk kuralları ve iç hukuka aykırı gördüklerinde karar düzeltme veya
itiraz yollarına gittiği hatırlatıldı.
Yargıtay
Ceza Dairelerinin incelenmek üzere dosya bekleme durumunda olmayıp, arşivlerinde sonuçlandırılması gereken 389 bin 107 adet dosya bulunduğuna dikkat çekilen açıklamada,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndaki dosyaların tebliğname düzenlenmeden gönderilmesinin yargı hizmetlerinin hızlandırılmasını sağlamayacağı gibi dairelere incelenmeden bir anda tevdi edilen 462 bin 212 adet dosyanın incelemesiz olarak Başsavcılıktaki inceleme süresinden daha fazla bekletilmek zorunda bırakılacağı, Dairelerde iş çıkaramaz hale geleceği ileri sürüldü.
Adil yargılanma hakkının dosyaların makul sürede olmak kaydıyla incelenip, tartışılarak sonuçlandırılması olduğu belirtilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:
"İnceleme,
tartışma imkânı tanınmadan yapılacak temyiz incelemeleri adli hataların artmasına neden olacaktır. Ayrıca tebliğname düzenlenmemesi;
mağdur haklarının korunmasını,
savunma hakkının kullanılmasını engelleyici niteliğe dönüşecektir. Zira Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 'incelenip tebliğname düzenlenmeyen" yüzbinlerce dosya ilama bağlanıp Dairelerden döndüğünde görüldü yapılması, halkın yararına incelenmesi bir zorunluluk olmasına rağmen tebliğname olmadığından Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı tarafından denetlenmesi imkanı kalmayacaktır. Yargı hizmetlerinin hızlandırılması,
Hakim ve savcı sayısının arttırılması ve alternatif çözüm yollarının uygulamaya geçirilmesi ile mümkün iken İnsan Hakları ve
Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme'ye ek 7 numaralı Protokol'de belirtilen önem derecesi düşük suçlar dışında bulunan ceza hükümlerinin ilgili kişiler tarafından daha yüksek bir mahkemeye yeniden inceletme haklarının, Yüksek Mahkemelerin ve yargılama sürecinin tamamlayıcı unsuru olan Yargıtay Cumhuriyet Savcılarının görüş vermelerinin belli bir süre kaldırılarak kısıtlanması yoluna gidilmesi yargıya olan güveni, Adaletin, adil davranmanın sağladığı toplumsal barış ve huzuru azaltacaktır."