İç karışıklık sebebiyle Libya'da mahsur kalanların yakınlarının endişeli bekleyişi sürüyor. Hava ulaşımından umudunu kesen aileler, dört gözle yakınlarının gemi ile Türkiye'ye döneceği gönü bekliyor.
Libya'da mahsur kalanlardan birisi de Nurullah Özbaş (50). İnşaat mühendisi olan Özbaş,
Bingazi'de inşa edilen üniversitenin konferans salonunun yapımından sorumluydu. 24 Ocak'ta 600 arkadaşı ile Libya'ya giden Nurullah Özbaş'tan bugün öğlen saatlerinden bu yana haber alınamıyor. Evli ve üç çocuğu bulunan Nurullah Özbaş'ın yakınlarının endişeli bekleyişi devam ediyor. Kardeşi Abdullah Özbaş, abisiyle son görüşmesinde Bingazi Havaalanı'nda beklediğini öğrendiklerini anlatarak, "Bugün öğlene kadar rahat görüşüyordum. Ancak şu an görüşemiyorum. Endişeliyiz, diken üstündeyiz." dedi.
Abisiyle Libya'ya gittiği günden 19
Şubat Cumartesi gününe kadar sorunsuz görüştüklerini ve o zamana kadar hiçbir sorun yaşanmadığını ifade eden Abdullah Özbaş, "O gün hava alanına gittiler. Hava alanında da sorun yoktu. Herkes onlara
uçak geleceğini söylüyordu. Ancak bizimkilerin pasaportu, oturma izinleri alınması için Trablus'taymış. Onların gelmesini bekliyorlardı, formaliteler için bekletiliyorlardı. Bir türlü onların işlemi bitmedi. Dün gece saat 23.00'te isyancıların havaalanına girdiğini anlattı. Abimlere 'siz bizim kardeşimizsiniz, size bir şey yapmayız' demişler. Bunları alıp orada bir hangarda
misafir etmişler. Hatta onları ağırlamış, yemek ikram etmişler. Bugün sabah saat 6.00'da İstanbul'dan giden uçak, iniş müsaadesi verilmediği için inememiş. Hava alanındaki bazı binaları yaktıkları için uçaklar geri dönmüş." diye konuştu.
Abisinin çalıştığı şirkette 600, hava alanında bekleyenlerin sayısının 4 bin olduğunu anlatan Abdullah Özbaş, "Bize çok yansıtmıyordu ama sıkıntıda. Yeme içme sorunu başladı. Bize belli etmiyor ama tedirgin. Dün bize,
yardım edilmesi için gerekli yerleri aramamızı söyledi." ifadesini kullandı.
ÇOCUKLARA HABERLERİ İZLETTİRMİYORUZ
Abisinin evli ve üç çocuk sahibi olduğunu anlatan Abdullah Özbaş, şöyle devam etti: "Ailesi sıkıntıda, eşi ve 3 çocuğu sıkıntıda.
Çocuklara belli etmemeye çalışıyoruz. Özellikle
küçük çocuğu babasına çok bağlı. Çocuklara haberleri izlettirmiyoruz. Devlet ilgileniyor.
Gemiler gidecekmiş. Ümidimiz, belki gemiyle dönerler. Uçaktan ümidimiz kesildi. Şantiyeleri yağmalayıp yakıp gitmişler. Telefonunun
şarj sıkıntısı olduğu için 'iyiyim' deyip kapatıyordu, sadece biz arayabiliyoruz. Onlar hiçbir şekilde dışarıyı arayamıyor."