Uşşak Hukukçular Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Duru, Yargıtay'daki daire ve üye sayısının yetersiz olmasının, 1 milyon 700 bin civarında dosyanın birikmesine ve sistemin tıkanmasına sebep olduğunu söyledi. Problemin tespitinin kolay olduğunu belirten Duru, "Sorun, yerel mahkemelerden gelen onbinlerce dosyanın birikmesiyle Yargıtay'da 2 milyona yakın dosyadan oluşan bir dağ ve bunun altından kalkmaya çalışan az sayıdaki yüksek yargıcın sayısal yetersizliğidir. Yargıtay'da 1 milyon 700 bin dosyanın beklemesi demek, en az 7 milyon ve belki daha fazla insanın bir veya birden fazla hakkının yargı mekanizmasına takılıp kalması demektir. Sadece biriken dosya sayısına değil, bunların tarafı olan insanların sayısına bakılırsa meselenin vahameti daha iyi anlaşılacaktır." dedi. Yargıda bekleyen milyonlarca kişinin her bir dosyadaki, belki hayati öneme sahip bir hakkının zamanaşımı yüzünden yok olmak üzere olduğunu düşünmenin insanı ürküttüğünü ifade eden Dernek Başkanı Duru, "Yargıdaki reforma, yeni daireler ve üyelerle yargı mekanizmasını hızlandırma çalışmalarına sırf siyasi sebeplerle karşı çıkanları, alnının terine ekmek doğrayarak sahip olduğu bir gayrimenkulü haksız olduğu için değil, zamanaşımı yüzünden kaybetmek üzere olan bir vatandaşın sofrasına misafir olmaya ve dertlerini dinlemeye davet etmek gerekir. En yakınını hunhar bir cinayete kurban verenlerin kalplerindeki korun, zamanaşımı sebebiyle düşen davayla söndürülmesi mümkün müdür? Vatandaşın derdi siyaset değil, bir an önce hakkına kavuşmaktır." şeklinde konuştu. Günü 24'ten 48 saate çıkarmak ne kadar zorsa işçi sayısını arttırmanın tersine o kadar kolay olduğunu vurgulayan Hakan Duru, şunları söyledi: "Dosya sayısı aynı olduğuna ve bir gün 24 saatten fazla yaşanamadığına göre daha kısa zamanda yargılamayı bitirmenin yolu, yeni daireler ve üyelerdir. Ayrıca istinaf mahkemelerinin bir an önce fiilen kurulup göreve başlaması gerekir. Siyasi sebeplerle, olmayan niyetlere bağlı hükümler vererek ve niyet okuyuculuğu yaparak yargıdaki reformun önünde durmak, bu ülke vatandaşına verilebilecek en büyük zarardır. İnsanların tek geçidi olan bir yola düşen kayayı kaldırmak için toplananlara, 'Bu kayayı yoldan kaldırıp atarsanız, attığınız yerde bir fidanın dalının kırılmasına sebep olabilirsiniz. Bu yüzden kaya yerinde kalmalı.' demek, en hafif tabirle açık bir iyiyi, küçücük bir ihtimale ve önyargıya karşı terketmektir. Bu fikrin samimi olduğuna kimseyi inandırmak mümkün değildir."