Senem Yazıcı - Zihinsel engelli çocukların ve yetişkinlerin eğitim aldıkları etiket' title='İzmir haberleri'>İzmir İş Eğitim Merkezi ve Karşıyaka İş Okulu, engellilere sağladığı iş ve üretim olanaklarıyla Türkiye'deki benzer merkezler arasında ilk sırada yer alıyor. Karşıyaka Örnekköy'de hizmet veren İzmir İş Eğitim Merkezi ve Karşıyaka İş Okulunun 220 öğrencisi, beceri ve yaşlarına göre devam ettikleri atölyelerde galoş, boya kalemi, terlik, poşet, etiket, mobilya, eğitim araçları, hasta altı bezleri, çuvalın da aralarında bulunduğu çok sayıda ürünü hatasız şekilde üretirken, satıştan elde edilen gelirden aldıkları paylarla da aile ekonomilerine katkı sağlıyorlar. AA muhabirine bilgi veren İş Eğitim Merkezi Müdürü Oktay Serin, benzer kurumlar arasında Türkiye'de ilk sırada yer aldıklarını, okulun ciddi bir katma değer ürettiğini, Çocuk Esirgeme Kurumuna yaptıkları katkının yanında yılda 30 bin lira civarında gelir vergisi verdiklerini kaydetti. Kurumun mobilya ve dekorasyon atölyesinde İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğünün okullarda kullandığı tüm bilgisayar masaları, sehpalar ile Atatürk resmi, İstiklal Marşı, Gençliğe Hitabe'den oluşan üçlü çerçeve setlerini ürettiklerini, siparişleri tamamlamak üzere olduklarını ifade eden Serin, ''Türkiye genelinde okullarda kullanılan tüm çerçeveleri üretmeye talibiz'' diye konuştu. -ENGELLİ MİNİKLERİN EĞİTİM GEREÇLERİNİ, ENGELLİ AĞABEYLERİ YAPIYOR- Okulun bir diğer atölyesinde, kendilerini çok gururlandıran bir başka üretim sürecinin devam ettiğini anlatan Serin, Karşıyaka İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile Karşıyaka Kaymakamlığının ortak projesiyle, zihinsel engelliler için büyük önem taşıyan alt sınıfların eğitim materyallerinin, ahşaptan oluşan yap-bozların kendi okullarında yapıldığını kaydetti. Serin, ''Minik engelli kardeşlerimizin okul malzemelerini burada biz üretiyoruz, gösterilen güven bizi çok onurlandırdı, gururlandırdı, devletimizin farklı kurumlarının çocuklarımıza güveni onlara daha fazla çalışma azmi verdi'' dedi. İzmir'de 1993 yılında kurulan İş Eğitim Merkezinin, ilk günden itibaren ''çalışma ve üretme'' prensibiyle hareket ettiğini, engellilerin ne kadar çok şey üretebileceklerini göstermek amacıyla yıllar içinde çok sayıda ürüne imza attıklarını belirten Serin, her yıl yeni projeler ürettiklerini, bu yıl da belediyelerin sosyal tesislerinde kullanılmak üzere ıslak mendil üretmek için çalışma yaptıklarını söyledi. Serin, projelerinin beğenildiğini ve ödeneğin çıkması için gün saydıklarını kaydetti. -''OĞLUMUN PARA KAZANDIĞINI GÖRDÜM ARTIK ÖLEBİLİRİM''- Serin, göreve başladığı 1995 yılından bu yana hep engelli öğrencilerle çalıştığını, onların ve ailelerin isteklerini, duygularını çok iyi anladıklarını ifade ederek, şöyle konuştu: ''Yıllar içinde engelli çocuğa sahip bir ailenin en büyük korkusunun ne olduğunu anlıyorsunuz. Hemen hepsinde 'Ben elimden geleni yaparım ama benden sonra ne olacak?' en büyük endişe. Bir teslimat sonrasında arkadaşlarımızın katkı paylarını ödüyorduk, miktar biraz fazla olduğu için teslim ederken ailesini de çağırdık. Maddi durumu gerçekten kötü bir aileydi ve o paraya ihtiyaçları vardı. Gözyaşları içinde parayı alan anne 'Bu para benim için o kadar kıymetli ki tek kuruşuna bile dokunamam. Bu parayı benim oğlum kazandı. Oğlumun para kazandığını gördüm, artık ölebilirim' dedi. Aileler için de çocuklarımız için de üretmek, bir engelli olarak hayata, topluma, ekonomiye bir şeyler katmak o kadar önemli ki. Her zaman 'Bağış değil, iş istiyoruz, balık tutmak istiyoruz' dedik ve çabalarımızın karşılığını aldık. Üretip kazanarak karşılığını almak istiyoruz. Ayrıca, belirtmek isterim ki çok iddialıyız. Kardeşlerimiz engelliler ama engelsiz ürün üretiyorlar, ürünlerimiz engelsiz, birinci kalite.'' -ÖĞRETMENLER OKULDAN AYRILMAK İSTEMİYOR- Zaman zaman oldukça yorucu olmasına karşın, zihinsel engellilerle çalışan öğretmenler, mesleki ve duygusal anlamda büyük tatmin yaşadıklarını ve başka bir okula geçmeyi düşünmediklerini belirtiyorlar. Öğretmen Esra Yaşar, ''Başka bir okulda, zihinsel engelli olmayan öğrencilerle çalışsaydım, belki mesleğimden bu kadar zevk almazdım'' derken, eğitim malzemeleri atölyesinde öğrencilerin el becerilerinin gelişmesi için çaba sarf eden öğretmen Erbil Boztepe de şöyle konuştu: ''Hem öğrenciler, hem de biz çok şanslıyız. Onlar da biz de yaptığımız işin karşılığını almanın mutluluğunu yaşıyoruz. Biz çocukların üretebildiklerini görmenin mutluluğunu yaşarken, onlar da hayata tutunmanın mutluluğunu yaşıyor. Umarım bu tarz okullar Türkiye genelinde yayılır, diğer öğrenciler de üretimin tadına varırlar.'' (SY-BAH-BŞK-SA)16.09.2011 11:46:44