Uluslararası Nakliyeciler Derneğinin İftarı

Uluslararası Nakliyeciler Derneğinin İftarı

Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Engin Özmen, Türkiye'nin, kendi bölgesinde bir lojistik üs haline gelmesinin bütün paydaşların ortak hedefi olduğunu belirterek, ''Bu hedef doğrultusunda iyi niyetli de olsa plansız yapılacak maliyetli yatırımların engellenmesi ve ulaştırma stratejilerine uygun lojistik merkez/köy yatırımlarının desteklenmesi konusunda hükümetimizden somut adımlar bekliyoruz'' dedi. Özmen, dernek tarafından WOW İstanbul Otel'de verilen iftarda yaptığı konuşmada, nakliyecilerin Türkiye'nin ihracat hedefini 75 ülkeye 1 milyon 133 bin sefer ile taşıyan, 400 bin kişilik istihdama ulaşmış ve her geçen gün büyüyen bir aile olduğunu ve bütün UND yönetiminin üyeleriyle birlikte verimli, sonuç odaklı, sektöre değer katacak çalışmalar sürdürdüklerini söyledi. Bağımsız bir araştırma şirketi tarafından yapılan ''Türkiye Lojistik Sektörü Araştırması 2011''in sonuçlarına göre, sektörün büyüklüğünün 258 milyar liraya ulaştığını, 2 binin üzerinde firmanın faaliyet gösterdiği sektörde, lojistik hizmet sağlayıcı şirketlerinin toplam büyüklüğünün de yaklaşık 20 milyar TL olarak hesaplandığını dile getiren Özmen, araştırmada ilginç bir bulgunun da sektördeki altyapı eksikliklerine bağlı verimsizlik olduğunu vurguladı. Özmen, Dünya Bankası Lojistik Performans Endeksi'ne göre milli gelir içinde yüzde 14'e yakın bir paya sahip olması beklenen toplam lojistik harcamalarının Türkiye'deki payının yüzde 22 olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Sektörün en temel sıkıntıları, hukuki altyapı eksiklikleri, mevzuatların getirdiği bürokratik engeller, lojistik konusunda eğitimli işgücü azlığı, teknolojinin yeterince etkin kullanılamaması, sektöre hizmet eden araç sayısının ihtiyacın çok üzerinde olması, depo kapasitesinin yetersizliği ve piyasada çok sayıda firma bulunması. Plansız yatırımların sektördeki atıl kapasitesi araştırmalarla tespit edildi. Sektöre girişte aranan mali kriterlerin ciddiyetine rağmen 2002 yılında 910 adet olan C2 Yetki Belgeli firma sayısı bugün itibarıyla bin 599 adete ulaştı. Bu kadar çok oyuncunun pazarda bulunması bir 'hayatta kalma' çabasına dönüştü ve maalesef haksız rekabeti de beraberinde getirdi. Sektörün disipline edilmesi ve etik değerlerin yerleştirilmesi adına bizler yetki belgelerine belirli usul ve esaslar çerçevesinde kısıtlama getirilmesini istiyoruz.'' -''TARİHİ İPEK YOLU''- Özmen, Cumhuriyetin 100'üncü yılında dünya ticaretinden alacağı yüzde 1,6 payla 500 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşmayı planlayan Türkiye için bu ticareti, hedef pazarlara, doğru zamanda, doğru şekilde ve rakiplerinden çok daha uygun maliyetlerle ulaştıracak sağlıklı, güçlü bir ulaştırma ve lojistik sektörünün çok öncelikli bir gereksinim olduğunu kaydetti. Engin Özmen, ''Türkiye'nin, kendi bölgesinde bir lojistik üs haline gelmesi bütün paydaşların ortak hedefi. Bu hedef doğrultusunda iyi niyetli de olsa plansız yapılacak maliyetli yatırımların engellenmesi ve ulaştırma stratejilerine uygun lojistik merkez/köy yatırımlarının desteklenmesi konusunda Hükümetimizden somut adımlar bekliyoruz'' dedi. Tarihi İpek Yolu'nun Türkiye olmaksızın canlandırılmasının mümkün olmadığını, en kısa ve başarı olasılığı en yüksek olan Çin–Pakistanİran–Türkiye güzergahının etkinleştirilmesinin ortak hedef olması gerektiğini ifade eden Özmen, şunları söyledi: ''Modern İpek Yolu'nun ülkemiz üzerinden geçmesi aslında 2000'lerin başlarından bu yana stratejik hedeflerimiz arasında geliyor. UND olarak bu vizyona hizmet eden somut bir projeyi, 2003 yılında, üyelerimizin katılım ve katkılarıyla başarıyla hayata geçirmiştik. Doğu-Batı ticaretinin en önemli geçiş noktalarından birinde yer alan Gürbulak Sınır Kapısı'nın modernizasyonu projesiyle derneğimiz, Güney İpek Yolu Güzergahının da temellerini atmış oldu. Ülkemizin yap-işlet-devret modeliyle modernize edilen ilk sınır kapısı olan Gürbulak Sınır Kapısı, 12 milyon dolarlık bir yatırımla yenilenerek 2003 yılında hizmete girdi. Sınır kapımızın hizmete girmesinin ardından İran ile ticaretimiz 4.5 kat artmıştır.'' -SEKTÖRDE YAŞANAN SORUNLAR- Özmen, sektörde yaşanan sorunlara da işaret ederek, Rusya'nın geçiş belgesi kotası sorununun 10 yıldır gösterilen iyi niyete rağmen, Rus taşımacılarının emek harcamadan pazar kapma hırsı nedeniyle çözümlenemediğini, İran'ın, imzalanan protokolleri hiçe sayarak, akaryakıtta araçlarından iki kat fiyat farkı tahsil ettiğini, Türkiye'nin en büyük dış ticaret partnerlerinden olan İtalya'nın geçiş belgesi kotasına yıllardır getirdiği kısıtlamanın anlaşılır olmadığını, sürücülerin 3 ay süreli Türkmenistan vizesi alabilmek için başvurduklarında 45 gün beklediğini, hatta bazen bu sürenin sonunda şaşırtıcı şekilde vize yasaklısı olduklarını öğrendiklerini dile getirdi. Ulaştırma ve lojistik sektörünün stratejik önem taşıdığını, bu nedenle sorunların çözümünde hükümete de sorumluluk düştüğünü ifade eden Özmen, şu talepleri dile getirdi: ''Yetki belgesi olmaksızın taşımacılık yapanların tespit edilmesi ve en ağır şekilde cezalandırılmasını umuyoruz. İhracatçılara sağlanmakta olan Ar-Ge, yurt dışı yatırım ve fuar desteklerinden faydalandırılmayı bekliyoruz. İhraç yüklü araçlarımızın sınır kapılarından çıkarken aldığı ÖTV ve KDV'den istisna akaryakıt tahsisinde 550 litre sınırının kaldırılması ülkemiz ihracatına mutlaka güç katacak. İnanıyorum ki bu destekler gelecekte Türkiye'nin dünya ticaretindeki rolünü belirlemede çok önemli enstrümanlar olacak. Eğitim merkezlerinin korkulu rüyası haline gelen öğrencilerin başarı kriteri konusunda da mutlaka iyileştirme sağlanmalı.'' Özmen, konuşmasının ardından eğitim merkezlerinde Üst Düzey Yönetici eğitimini tamamlayanlara sertifikalarını verdi. (SER-SOY-NUR)16.08.2011 08:56:04
<< Önceki Haber Uluslararası Nakliyeciler Derneğinin İftarı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER