Kayseri Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur,
ülkelerin güçlü olmasının bilimsel ve teknolojik olarak gelişmesine bağlı olduğunu ifade etti. Üniversitelerdeki akademik personelin çalışmalarının önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Keleştemur, "Ülkemizin güçlü ve muktedir olmasını arzu ediyorsak, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakma arzusundaysak,
toplum refahını artırmak istiyorsak çok çalışmak zorundayız." dedi.
Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur,
Erciyes Üniversitesi'nin 32.
Kuruluş Yıldönümü
kutlama programı çerçevesinde düzenlenen Fen-Mühendislik Birimleri Ödül Töreni'nde konuştu. Ataması yapılan
öğretim üyelerine cübbelerinin giydirildiği törende Keleştemur, üniversitelerin ülkelerin geleceği adına neden önemli olduğunu anlattı. Bugünün şartlarında hiç kimsenin elinde artık bir bahane kalmadığını dile getiren Keleştemur, "Her ortam var.
Çalışmaktan başka yolumuz yok. Bu ülkenin muktedir ve kuvvetli olmasını arzu ediyorsak, en azından bölgesel güç olmasını arzu ediyorsak, çocuklarımıza daha müreffeh ülke bırakmak istiyorsak çalışmak zorundayız. Dünyada acımasız savaş var. İnsanlar ve ülkeler arasında devam ediyor. Bu savaştan
Türkiye mutlaka galip çıkmak zorundadır. Bundan dolayı üniversitelerimiz bilinçli çalışmalıdır. Herhangi bir güç, kuvvetin gelip üniversitelerimizde laboratuvarları kurması mümkün değil. Kurmazlar. Dünyada bilinen üniversitelerde laboratuvarları insanlar kurdu. Başka güç kurmadı. Bunları hep birlikte yapmak zorundayız. İmkansızlıkları bahane etmemeliyiz." dedi.
Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de problemleri insanların çözeceğini anlatarak konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ülkenin sosyal, kültürel, teknolojik olarak ilerlemesini sağlayacak olan ana unsur insan odaklıdır. Dolaysıyla kendi alanında iyi yetişmiş yüksek vasıflı orijinal bilgi üreten insan olmadıkça dünyada hiçbir ülkenin, ülkemizin de gelişmesi, sanayisinin gelişmesi, ilerlemesinin mümkün değildir. Bu bizim için zorunluluktur. Hiç değilse son bir yıl içerisinde etrafımızda olan olaylara bakarsanız, bizi de derinden etkileyen olaylar var. Bizim kontrolümüzde cereyan etmemektedir. Başkaların, mesafe olarak uzaktaki ülkelerin, uzaktaki kültürlerin kontrolü altında onların müsaade ettiği oranda cereyan etmektedir. Yine onlar arzuladıkları sonuçları almaktadır. Bunun tek sebebi güçlü olmaktır. Muktedir olmaktır. Güçlü olmak ise şu anlama gelir.
Teknolojik ve sanayileşme olarak güçlü olmaktır. Bunu yapmak içinde bilimsel olarak alt yapının olması lazım. Teknoloji üretmek gerekir.
Bilim sadece teknoloji üreten disiplinleri kavrayan kapsam değil. Tabi ki sosyal, sağlık ve kültürel konularda da ilerlemelisiniz ve aşama kaydetmeniz gerekir. Çok önemli teknolojik
üretim yapamazsanız. İyi tasarlayamazsanız satamazsınız. Çok para kazanırsınız ama sosyal adaleti sağlayamaz ve iyi bir iktisat idareniz olmazsa yine başarılı değilsiniz. Bilim tespih gibidir. İp koptuğunda tespih dağılır. Bunların arasında ülkenin sanayileşmesi adına fen bilimlerinin ayrı bir önemi var. Bunun ülkenin kalkınmasına doğrudan değil ama dolaylı olarak etkisi vardır. Türkiye'nin gerçek anlamda sanayileşmesi fen bilimlerindeki atılımlarla olacaktır. Diğer bilim dalları kendi alanlarında
yardım edecekler ve tespihin tanesi olma yolunda fonksiyonları yerine getirecektir."
Daha sonra başarı,
teşvik ödülü alan, AB
Proje yürütücüsü öğretim elemanlarıyla 20'inci
hizmet yılını dolduran akademik ve idari personele plaket verildi. Akademik unvan alan ve ataması yapılan öğretim üyelerine ise cübbe giydirildi ve ödül verildi.