Ergenekon örgütü tarafından yapılacak darbe sonrası kurulacak hükümetin başına Başbakan olarak geçmeyi planladığı ileri sürülen Erikel, hedeflediği hükümetin darbe hükümeti değil, alternatif hükümet amacı taşıdığını söyledi. Erikel, 10 aydır tutuklu bulunmasına rağmen fikrinde en ufak bir sapma olmadığını, hala aynı fikirde olduğunu ve düşündüğü hükümeti kuracağını söyledi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 10'uncu Ergenekon davasının 4'üncü duruşmasında tek tutuklu sanık olan avukat Yusuf Erikel'in çapraz sorgusu devam ediyor. 2004 yılından itibaren Türkiye'deki gidişatın bir an önce düzeltilmesi amacıyla bir hükümet kurma ve kendisini de Başbakan ilan etme amacı taşıdığını kabul eden sanık Erikel, bu konuda bakanlar kurulunu ve vilayetlere atayacağı valilerin listesini dahi çıkardığını söyledi. Kuracağı hükümetin darbe hükümeti olmadığını belirten Erikel, amacının alternatif bir hükümet kurmak olduğunu söyledi. Kurmayı planladığı hükümetin programını yıllar öncesinde hazırladığını iddia eden Erikel, ilk günden il emniyet müdürlerini görevden almayı, yerlerine de il ya da ilçe jandarma komutanları tarafından il emniyet müdür yardımcılarından birisinin geçirilmesini de programına eklediğini söyledi. Erikel, ülkede hırsızlığın, arsızlığın başını alıp gittiğini belirterek böyle bir plan yapmak zorunluluğunun doğduğunu söyledi. Yaptığı seyahatlerde beğendiği bazı kişileri bakan, bazılarını da vali olarak kaydettiğini belirten Erikel, iktidara çıktığı gün valilerin, başsavcıların ve adalet komisyon başkanlarının görevden alınıp, yerlerine belirlenen kişilerin atanmasını planladığını söyledi. SAVCI; SİZİN HAZIRLADIĞINIZ PROGRAM DA PEK DEMOKRATİK DEĞİL Erikel'in partisinin kuracağı hükümet programını açıklaması sırasında Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın, "Sizin hazırladığınız program da pek demokratik değil?" yorumunu yaptı. Bunun üzerine Erikel, gayet demokratik olduğu karşılığını verdi. Savcı Taşkın, "Başsavcıları nasıl görevden alacaksınız? Bu mudur demokrasi anlayışınız?" diye sordu. Erikel ise, "Bunu ben yapmayacağım tabii ki. Görevden alma ya da yeniden görevlendirme işlerini Adalet Bakanım yapacak. Ancak ben bu konuda kendisine belirlediğim isimleri verip gereğini yapmasını isteyeceğim. Bunlar gerekli olan şeyler. Eski hükümetler bunları yapamaz." dedi. HALA AYNI FİKİRDEYİM, HÜKÜMETİMİ KURACAĞIM Erikel, iktidara çıkacağı ilk gün, ilk yıl ve 5 yılda yapacaklarını ayrıntılarıyla not ettiğini belirterek "Mesela ilk günden benzin fiyatları gibi konularda düzenleme yapıp, bunu halka duyuracak ve onların bir bayram havasına girmesini sağlayacaktım. Ertesi gün de bakanlar kuruluna ne yaptınız bakalım diye soracaktım. Hemen ardından da yurt gezisine çıkacaktım." diye konuştu. Erikel konuşmasının bu bölümünde "Hala da aynı fikirdeyim. Düşüncelerimden en ufak sapma yok. Öyle de yapacağım." diye konuştu. BÜYÜKELÇİLİKLER VE SİYASİ PARTİLERLE GÖRÜŞMELER YAPTIM Savcı Nihat Taşkın'ın, "AK Parti hükümetine karşı bir cephe oluşturma çabanız oldu mu?" şeklindeki sorusuna da Erikel, "Partimi 2004 yılında kurduğumda öyle bir çalışma içine girdim ki, ilk önce 20 farklı büyükelçi ile görüşmeye gittim. Programım konusunda yapamayacağım şeklinde yorumlar da yapanlar oldu. Amerikan Büyükelçisi, neden bu kadar görüşmek istediğimi sordu. Ben de set çekmemesini söyledim. Pakistan Büyükelçisi. konuşmamdan etkilendi ve meclise karşı konuşmamı sağlayacağını söyledi." diye cevapladı. Erikel, "Amacım AKP aleyhtarı olmak değil, alternatif bir hükümet olmaktı. CHP'ye adam gönderdim, burun kıvırdılar. BBP ve ANAP gibi partilerle görüştüm. Yaşar Okuyan ile görüştüm. Yaşar Öztürk'e boş yere parti kurma, gel birleşelim dedim. Dinlemedi beni ve gitti parti kurdu, sonucunu gördük." ifadesini kullandı. BÜLENT ORAKOĞLU'NUN İKTİDAR DÜŞÜNCESİ FARKLIYDI Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan vekili Bülent Orakoğlu'nun kendi partisine gelmek istediğini dile getiren Erikel, "Onun kafasındaki iktidarda yer almak düşüncesi ile benimki arasında büyük fark vardı. O yüzden birlikte olamadık." dedi. Erikel'in, "2005 yılı Nisan-Mayıs ayından itibaren bir çalışmam var mı? Bakın ve gösterin bana." sözleri üzerine Savcı Nihat Taşkın, "Ne oldu da fikirlerinizde böyle bir sapma oldu?" diye sordu. Bu tarihlerde BBP ile birleştiklerini belirten Erikel, "Ülkede bir iyiye gidiş hissettim. Genelkurmay çıkıp da herkes safını belirlesin dediğinde Recep Tayyip Erdoğan hemen ayağa fırlayarak askerin yanında olduğunu söyledi. Bu da bizi ümitlendirdi." dedi. SİVİLLER TC'DE SADECE KİRACIDIR Sülalesinde hiç asker olmadığını, askeri ilk kez 12 Eylül'de tanıdıklarını belirten Erikel, "Orduyu, Türkiye'de her şeyi bilen, uçan kuştan haberi olan bir kurum olarak tanıdık." dedi. Erikel, konuşmasının bu bölümünde Türkiye'deki ordu anlayışıyla dünya devletlerindeki ordu anlayışındaki farkı da şöyle yorumladı; "Gelişmiş devletlerde devletin ordusu var. Ancak Türkiye'de ordunun kurduğu bir devlet var. Yani ordunun bir devleti var. Ordu hükümeti kurduktan sonra sivillere devretmiştir. Siviller, Türkiye Cumhuriyeti'nde sadece kiracıdır. Ordudan haksız yere atılan kişilerden, şundan bundan bahsediliyor. Ordu, hiyerarşik sistemdeki alternatif yapılanmayı atar." iddialarında bulundu.