Kilo almayla ilgili araştırma yapan Tutarlı
Diyet Merkezi,
bölgelere göre obezite oranlarını belirledi. Yapılan araştırmanın sonuçlarına göre; obezite oranının en yüksek olduğu bölge yüzde 61'le Güney
doğu Anadolu Bölgesi çıktı. İç Anadolu Bölgesi yüzde 55'le ikinci sırada yer alırken, iş hayatının hızlı ve
yaşam temposunun yüksek olduğu
Marmara Bölgesi'nde ise bu oran yüzde 50 olarak belirlendi.
Araştırmaya göre
deniz kenarında yaşayanlar kilosuna daha çok dikkat ediyor. Ege,
Akdeniz ve
Karadeniz Bölgeleri'ndeki şişmanlık oranı yüzde 15 olarak belirlendi.
İklimi
soğuk olan bölgelerde hem hava sıcaklılığı ortalamaları, hem de bölgede yetişen ürünlerin miktarı ve niteliğinin şişmanlık oranını etkilediğini kaydeden Tutarlı Diyet Merkezi Diyetisyeni
Gizem Tutar, "Çünkü bölgelerin yerleşmiş beslenme alışkanlıkları ve beslenme kültürleri, iklim, yetiştirilen tarım ürünlerinin çeşitliliği ve yapılan hayvancılıktan direkt etkileniyor. Bunun dışında şehir temposu,
endüstri ürünleri ve iş hayatı koşullarından da etkilendiği için
Marmara Bölgesi şişmanlık oranı açısından daha farklı bir
profil çiziyor." dedi.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin beslenme alışkanlıkları içerisinde et ve süt ürünleri geniş yer kapladığına dikkat çeken Tutar,
sebze ve
meyveler oldukça sınırlı oranda sofralarda yer bulduğunu ifade etti. Tutar, geçmiş zamanlarda sebze bulmanın sıkıntısının yemek kültürünü kurutulmuş sebzeler ve salça kullanmaya doğru kaydırdığını ve tahılların da yemek kültüründeki yerlerini aldığını kaydetti. Etli
çorbalar, ekmek-
pide ve unlu diğer mamuller ile
bulgur, en çok tüketilen
besinler arasında yer aldığına işaret eden Tutar, "Bunun sonucunda
Güneydoğu Anadolu'da yaşayan kişilerin karbonhidrat, protein ve yağ açısından zengin beslendikleri, vitamin, mineral ve lifler açısından yetersizlik riski ile karşı karşıya oldukları söylenebilir. Doğu ve Güneydoğu illerinin yemek çeşitleri kadar, pişirme yöntemleriyle de yağlı ve kalorili beslenmeye yatkın bir mutfak kültürü var. Kavurma ve kızartma sıkça
tercih ediliyor ve etlerin yağlı kısımları seviliyor. Aynı şekilde
kırmızı et de yoğun olarak tüketildiği için, iç yağı ve
kuyruk yağının yemeklerde kullanımı da beslenme düzenini olumsuz etkiliyor.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde obezite ve
karaciğer yağlanması oranı bu yüzden çok yüksek." ifadelerini kullandı.
Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayan insanların et ve kıyma çeşitlerinin daha az yağlı olanlarını tercih etmelerinin obeziteden kurtulmanın ilk adımı olacağını kaydeden Gizem Tutar, et ile pişirilen yemeklerin bir kısmında
tavuk etini tercih edilirse günlük kolesterol ve doymuş yağ tüketiminin bir nebze de olsa azaltabileceğini vurguladı.
Her bölgeden izler taşıyan Marmara mutfağının, özellikle dünya mutfakları açısından da rahatlıkla tercih yapacak durumda olduğuna değinen Tutar, şunları söyledi: "Besine ulaşmanın kolaylığı ve besin çeşitliliğinin fazlalığı Marmara'da yaşayanların obezite tehdidine karşı tetikte olmasını gerektiriyor. Bunun dışında bölgede yaşayan insanların çoğu
masa başı işlerde çalıştığı için,
fiziksel aktivite düzeyleri de düşük ve bu da kilo sorunlarına yol açıyor."
Genel olarak karbonhidrat ve protein ağırlıklı beslenen İç Anadolu insanın da, kış mevsiminde sebze ve meyve tüketimini düşürdüğünü yaz mevsiminde ise artırdığına dikkat çeken Tutar, "Turşu ve salamura besin tüketimi yaygın. Tencere yemeklerinin yanı sıra, kızartma ve
kavurma yöntemleri de revaçta. Bölge halkının temel besin kaynaklarından biri olan beyaz un ve beyaz
şeker, kan şekerini hızla yükseltip hızla düşürdüğü için karın bölgesindeki yağlanma da sıklıkla rastlanan bir sağlık sorunu. Bunu önlemek için Bölge halkının '
elma tipi vücut' denen şekilde şişmanlama riski yüksek." diye konuştu.
Karadeniz'de obezite oranının düşük olmasının tek nedeni sadece beslenme alışkanlıkları olmadığını aktaran Tutar, kırmızı et ve tavuk yerine, daha çok
balık tüketilmesi, çok çeşitli otları sofralarında sürekli kullanmaları, yoğurt veya ayranın neredeyse her öğünde yer alması Karadeniz insanını beslenme açısından pozitif etkilediğini vurguladı.
Bununla birlikte Karadeniz'de
ulaşım zor ve kırsal hayat sürenler arasında fiziksel aktiviteyi mecbur kıldığını aktaran Tutar, yaşam tarzı zaten hareketli olan Karadeniz insanın, her gün bağ bahçe işleriyle uğraştığı için de fazladan kalori yaktığını ve obezitenin önüne geçtiğini dile getirdi.
İç Anadolu ve Doğu Anadolu'ya geçiş noktalarında zenginleşen mutfak kültürüne sahip olan Akdeniz ve Ege bölgelerinin deniz kenarına yakın kısımlarda oldukça sağlıklı beslenme alışkanlıkları gözlemlendiğini kaydeden Tutar, "Sebzelerin, meyvelerin ve çeşitli otların sofralardan eksik olmadığı bu bölgelerde, katı yağ yerine zeytinyağı yaygın. Hamur işleri,
tatlılar ve etli yemekler daha az tercih ediliyor ve bu da bölgelerdeki halkın
kalp sağlığı açısından daha az risk altında bulunmasına yol açıyor." değerlendirmesini yaptı.