Tüm dünyada yaklaşık 300 milyon kişiyi etkilediği belirtilen
astım, Türkiye'de de hem yetişkinlerde hem de çocuklarda sık görülen rahatsızlıklar arasında yer alıyor. Yapılan araştırmalara göre Türkiye'de her 100 çocuktan 15'inin astım hastası olduğu belirtiliyor.
Uzmanlar, yetişkinlerde de 10 kişide 5-7 oranında görülen astımın görülme oranının son yıllarda arttığına dikkat çekiyor. Bu artışın en önemli nedenleri arasında da
çevre kirliliği olduğunu belirten
Acıbadem Kayseri Hastanesi Göğüs
Hastalıkları Uzmanı Dr. Nevin Fazlıoğlu, "Astım, hava yollarının daralması ile kendini gösteren ve krizler halinde gelen bir hastalık olduğuna dikkat çekti.
Fazlıoğlu, hastalıkla ilgili olarak, "Hastalar ataklar arasında kendilerini iyi hissederler. Astımda hava yollarında mikrobik olmayan bir iltihap vardır. Bu nedenle hava yolu duvarı şiş ve ödemlidir. Bu durum akciğerlerin uyaranlara aşırı duyarlı olmasına neden olur. Toz,
duman,
koku gibi uyaranlar ile hemen öksürük,
nefes darlığı ve göğüste
baskı hissi gibi yakınmalar ortaya çıkar." dedi.
Astımın belirtilerini, nefes darlığı, 3 haftadan uzun süren öksürük, göğüste ıslık sesi, göğüste tıkanıklık olarak sıralayan Fazlıoğlu, nefes darlığının ataklar halinde geldiğini ve özellikle geceleri uykudan hastayı kaldırmasının en belirgin özellik olduğunu söyledi.
Ataklar arasında hastanın genelde nefes darlığı yakınması olmadığını kaydeden Fazlıoğlu, "Hastaların bir kısmında nefes darlığı sürekli bir hal alabilir ve hastanın
yaşam kalitesini bozarak sürekli geceleri uykudan uyandırmaya, iş gücü kaybına, acile başvurulara, hastaneye yatmalara neden olabilir." diye konuştu.
"Astımlılarda mutlaka nefes darlığı olmak zorunda değil." diyen Fazlıoğlu, "
Öksürükle de seyreden astım formaları vardır. Astım temelde genetik bir hastalıktır. Yakın
aile çevresinde astım olan kişilerde astım gelişme olasılığı daha yüksektir. Aile yakınlarında astım olmadan da genetik bazı bozukluklara bağlı olarak astım gelişme olasılığı vardır. Ayrıca çevresel faktörlerde astım gelişiminde rol oynayabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Sık olarak astım atağına yol açan etkenleri, ev tozu akarları, çimen,
ağaç,
hububat polenleri, küfler, hamam böcekleri, kedi, köpek, kuş gibi ev içerisinde beslenen hayvanlar, nezle grip gibi enfeksiyonlar, sigara dumanı, odun, kömür dumanı, tezek yakma,
parfüm, saç spreyleri, yemek,
boya kokuları gibi ağır kokular, otomobil içerisindeki kokular, sis ve
hava kirliliği,
psikolojik faktörler, egzersiz, aşırı rutubetli iklim, hava ve
mevsim şartlarında değişim, gülme,
ağlama gibi ani sık nefes alış verişini gerektiren manevralar ve mesleki faktörler olarak sıralayan Fazlıoğlu, hastaların bu durumlardan korunması tavsiyesinde bulundu.