Türkiye Ziraatçiler Derneği
Rize Şube Başkanı Müfit Akman, çay tarımının dolaylı ve direkt olarak istihdam yaratıcı özelliğiyle Türkiye ekonomisine yılda 5 milyar dolar katma değer sağladığını bildirdi.
Akman, yaptığı yazılı açıklamada, Doğu
Karadeniz Bölgesinde 767 bin dekar alanda yaklaşık 210 bin üreticinin çay tarımı yaptığını belirtti.
Türkiye'de çay yetişmemesi durumunda 250 bin ton kuru çay karşılığı 2.5 milyar dolar döviz harcanması gerekeceğini, ayrıca çayın dolaylı ve direkt olarak istihdam yaratıcı özelliğiyle
ülke ekonomisine yılda 5 milyar dolar katma değer sağladığını vurgulayan Akman, şöyle devam etti:
''Ülkemizde çay tarımı olmazsa
Doğu Karadeniz Bölgesi hayalet şehir haline gelecek, devlet bu insanlara yeni istihdam sahaları açabilmek için çok daha fazla yatırım yapmak zorunda kalacaktır ya da insanları kendi başına
açlık ve sefalete terk edip yoksulluğun artmasına sebebiyet verecektir. Böyle hayati ve önemli değer taşıyan çaycılığın bu şekliyle devam etmesi zor gözükmektedir. Devletin daha verimli ve kaliteli çay tarımı için projelere
destek vermesi, çay tarımının mutlaka devam etmesi görüşündeyiz. Ülkemizde çay tarımının devam edebilmesi için acil olarak kısa, orta ve uzun vadeli önlemler alınmalıdır. Bu önlemlerin başında, çay
sektörünün geleceği ve üreticilerin geleceği için kesinlikle ülkeye kaçak çay girişinin engellenmesi gelmektedir. Ayrıca üreticinin, işletmecilerin ve tüketicilerin haklarını koruyan, ÇAYKUR'u da yok etmeyen Çay Kanunu'nun acil olarak çıkarılması gerekmektedir.''
Bu yıl itibariyle 17 yıldır devam eden budama projesinin sona erdiğini, çay sektörünün geleceği ve
bölge için budama projesi uygulamasının eksiklerinin giderilerek yeniden uzatılması gerektiğini savunan Akman, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
''Budama projesi uzatılırken mevcut haliyle değil de dipten 5 santimetreden ve onda bir oranında zorunlu olmalı, tam
ürün kaybı tazminatı uygulanmalı, bitki artıklarının çay set aralarına serilmesi sağlanmalıdır. Oluşacak yeni
sürgünlerde tabla düzeltilmesi kontrollü yapılmalı, geniş tabla oluşması sağlanmalı, kaliteli sürgün elde edilmesi için budanmış bahçelerden ÇAYKUR ve
özel sektör tarafından o yıl içerisinde kesinlikle ürün satın alınmamalıdır.''
Müfit Akman, çay tarımındaki yıllar boyu hatalı
gübreleme sonucunda
toprak yapısının bozulduğuna, toprağın asitlik oranının artması neticesinde içme sularının sağlığı tehdit edici boyutlara geldiğine, bölgede toprak kaymalarının arttığına dikkat çekerek, şunları kaydetti:
''Çay tarımı yapılan alanlarda rehabilitasyon projesi uygulamaya konulmalı, toprak analizlerinin yapılabilmesi için yeteri kadar toprak laboratuvarları kurulmalıdır. Çay tarımı yapılan arazilerin ihtiyacı olan
besin elementleri tespit edilmeli, budama yapılan alanlara kimyevi gübre yerine organik gübre atılması sonucu toprak yapısı organik çay üretimi yapmaya elverişli hale getirilmelidir. Bu işlemleri yaparken sağlam ve yeterli bir altyapı oluşturmak için her
fabrika kendi hinterlandında bu çalışmaları yapmalıdır. Yapılacak çalışma ile çaylık alanlar ve ruhsatsız çaylıklar yeniden tespit edilmelidir.
25 ile 50 yıl aralığındaki bir proje ile müstahsilin ürün kaybı ödenmek şartıyla, rehabilite edilmiş topraklarda çaylık vasfını kaybetmiş, verimden düşmüş çaylıkların yenilenmesi projesi çıkarılmalıdır. Uygun bölgelerin organik çay üretimi için tespit edilmesi ve organik çay üretimine geçiş sağlanmalıdır. Çıkarılacak projelerin uygulamasında işsizliğe sağladığı katkı unutulmamalı, mevcut kurum
personeli yanında işe yeni alınacak ziraat mühendisleri ve meslek yüksek okulu mezunu çay eksperleri projede görevlendirilmelidir.
Proje sayesinde hem nitelikli
teknik personel istihdam edilmiş olacak, hem de kaliteli çay yetiştirilmesi ile bölge göç veren bir bölge olmaktan çıkıp işsizlik önlenmiş olacaktır. Bölgemiz için ÇAYKUR ve çay olmazsa olmazdır.''
(HS-ORH-ÜNS)04.08.2011 16:08:40