Türkiye Müfettişler Derneği, zihinsel veya başka yetersizlikleri sebebiyle özel eğitime ihtiyaç duyan bireyler
e devletin ciddi imkan sağladığını ama bunun üstün
zekalı öğrenciler için yeterli olmadığını açıkladı.
Türkiye genelinde, 550 devlet okulunun yanı sıra 3 bin civarındaki özel eğitim sınıfı ve rehabilitasyon merkezleriyle birlikte 241 bin 584 engelliye eğitim fırsatı sunuldu. Üstün zekalı öğrenciler için ise sadece 67 bilim ve sanat merkezi açıldı. Bu merkezlerde, 6 bin 942 öğrenci eğitim görüyor. Türkiye'de 1 milyonun üzerinde üstün zekalı ve yetenekli çocuk bulunuyor.
Türkiye Müfettişler Derneği Başkanı Doğan Ceylan, devletin fertler arasında ayırım yapmadan eğitim imkanını vermek zorunda olduğunu ve bu eğitimi zihinsel ya da başka yetersizlikleri nedeniyle özel eğitime ihtiyaç duyan bireylere de sağlaması gerektiğini anlattı. Ceylan, bu yönde yapılan çalışmalarda önemli mesafeler kat edilirken, ülkenin gelişmesinde etken rol oynayacak üstün zekalı çocukların eğitiminde aynı hassasiyetin gösterilmediğini dile getirdi. Ceylan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Özel eğitime ihtiyaç duyan engellilerimiz, gerek devlet okulları gerekse bu amaçla açılmış özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde eğitim görmektedirler. Bu amaçla açılmış 550 devlet okulunun yanı sıra okulların bünyesinde açılmış 3 bin civarında özel eğitim sınıfı mevcut. Devlet bu şekilde eğitim gören 35 bin öğrencinin okula ücretsiz taşımasını dahi sağlıyor. Ayrıca, özel eğitim gerektiren bireyler
destek eğitimi için rehabilitasyon merkezlerine de devam edebiliyorlar. 2011 yılı itibariyle 241 bin 584 kişi bu eğitimden yararlanıyor. Devlet, bu öğrencilerin-kişilerin eğitim giderlerini de karşılıyor ve buna büyük kaynak ayırıyor."
Müfettiş Doğan Ceylan, özel eğitim kapsamında bir de üstün zekalı veya üstün yetenekli çocukların olduğunu hatırlatarak, "Bunların eğitimleri için bilim sanat merkezleri açılmış. Türkiye'deki toplam merkez sayısı 67. Burada eğitim alan çocukların sayısı ise sadece 6 bin 942. Devlet, zihinsel yetersizliği olan bireylerin eğitim giderlerini karşılarken, bu üstün zekalı ve yetenekli bireylere sahip çıkmıyor. Bu çocukların, yeteneklerini geliştirmeleri için eğitim almalarına ve eğitim giderlerinin devlet tarafından karşılanmasına ilişkin bir
düzenleme yapmıyor. Oysa bu çocuklar, bizim için birer hazine değerinde. Onlar, ülkemizi gelecek yüzyıla taşıyacak, sadece ülkemizin değil dünyanın geleceğine yön verecek bireyler." dedi.
Doğan Ceylan, zihinsel yetersizliklere verilen eğitim ranta dönüştüğü için rehabilitasyon merkezlerinin bu bireyleri ev ev araştırıp bulduğunu, eğitim almasını sağladığını, karşılığında da devletten ödemesini aldığını belirtti. Üstün zekâlı ve özel yetenekliler ise bu kapsamda olmadığı için önemsenmediğini anlatan Ceylan, şöyle devam etti:
"Okullarda üstün zekalı ve yetenekli çocuklara yeterli ilgi gösterilmiyor. Bu çocukların zeka ve özel yeteneklerini geliştirici çalışmalar yapılmadığı için yetenekleri körelip gidiyor. Ülkemizde bir milyonun üzerinde üstün zekalı ve yetenekli çocuğun bulunduğu varsayılıyor. Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği bu çocukların eğitimi için
Milli Eğitim Bakanlığı'na yatılı ve gündüzlü eğitim kurumları açma sorumluluğu vermiş. Sadece yedi bin çocuğun bu kapsamda eğitim aldığı, on binlerce çocuğumuzu ise heder ettiğimiz dikkate alınırsa, bakanlığın bu sorumluluğunu yerine getirmediği açık."
Devletin, üstün yetenekli ve üstün zekalı çocukların tamamını eğitebilecek kurumları açmasının uzun yıllar alacağını anlatan Ceylan, "Bu konuda devlet okullarının yanı sıra özel sektörden yararlanma yoluna gidilmelidir. Bu bağlamda, bu çocukların eğitimi için özel sektörce rehabilitasyon merkezlerine benzer bilim sanat merkezleri açılmasına imkan tanınmalı ve bu çocukların eğitim giderleri devletçe karşılanmalıdır. Özel sektörce üstün zekalı ve yetenekli öğrencilerin eğitim alacağı okulların açılması
teşvik edilip, bu okullara devam edecek öğrencilerin giderleri yine devletçe karşılanmalıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı bu konuya artık gereken önemi vermeli ve sorumluluğunu yerine getirerek, yatılı ve gündüzlü eğitim kurumlarının sayısını hızla artırmalıdır." diye konuştu.