Giresun Gazeteciler Derneği (GGD) Başkanı Bekir
Bayram,
Türkiye'de
basın özgürlüğünün ciddi tehdit altında olduğunu ileri sürdü.
Bayram, Türk
Basınında Sansürün Kaldırılışının 103. Yıl Dönümü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türk
Ceza Kanunu (TCK) ve Terörle Mücadele Kanunu'nun bazı maddelerinin ifade ve basın özgürlüğü önünde engel oluşturduğunu, basın çalışanlarını oto
sansüre zorladığını savundu.
Basın özgürlüğü üzerinde artan baskıların, yapılan gizli ve açık sansürlerin, tehditlerin en büyük getirisinin ne yazık ki oto sansür' olduğunu ifade eden Bayram, ''Sansürün yanında asıl büyük
tehlike oto sansürdür. Sansürün en açık örneği, bugün ülkemizde 70'e yakın gazetecinin düşündükleri, söyledikleri ve yazdıkları nedeniyle haksız, hukuksuz şekilde cezaevinde
tutuklu olmasıdır. Gazetecilere yönelik bilinçli bir şekilde korku, sindirme, tehdit senaryoları üretilmekte ve oynanmaktadır. Gazetecilerin sendikal ve sosyal haklar açısından kendini güvencede hissedememesi, işten atılma korkusu,
hapis tehdidi gibi nedenlerle basın çalışanlarının birçoğu yazarken artık 'suya sabuna dokunmama' kaygısı taşımaya başlamıştır'' dedi.
Bayram, kamu görevi yürüten gazetecilerin asli görevinin toplumu doğru, tarafsız, objektif olarak bilgilendirmek olduğunu ve bu ilkelerden ödün vermenin basın özgürlüğünün geleceği, Türk basını açısından iyileşmesi imkansız yaralar açacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Türkiye'de basın özgürlüğü ciddi tehdit altındadır. Başta Terörle Mücadele Yasası olmak üzere, TCK ve Basın Yasası, uluslararası basın özgürlüğüne uygun hale getirilmesi zorunludur. Bugün güncellenmemiş ve neredeyse 103 yıl geride kalmış bazı kanunlar nedeniyle
ifade özgürlüğü ağır bir tehdit altındadır.
Avrupa Konseyi'nin raporunda da belirtildiği gibi, TCK ve Terörle Mücadele Kanunu'nun bazı maddeleri ifade ve basın özgürlüğü önünde engel oluşturarak, medya çalışanlarını oto sansüre zorlamaktadır.''
Bayrdam açıklamasıra şöyle devam etti:
''İfade ve basın özgürlüğü ihlallerinin önüne geçilmesi için TCK'nın şerefe karşı suçlar (madde 125), suç işlemeye
tahrik (madde 214), suçu ve suçluyu övme (madde 215), halkı kin ve düşmanlığa
teşvik ve aşağılama (madde 216), kanunlara uymamaya tahrik (madde 217), suç işlemek amacıyla
örgüt kurma (madde 220), gizliliğin ihlali (madde 285), Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti'ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama (madde 301) ve halkı askerlikten soğutma (madde 318) konularındaki hükümlerinin Avrupa insan Hakları Mahkemesi (
AİHM) kararları temelinde gözden geçirilmesi gerekmektedir. Öte yandan Terörle Mücadele Kanunu'nun açıklama ve yayımlamayla ilgili 6'ıncı,
terör örgütleriyle ilgili 7'inci ve
soruşturma ve kovuşturma usulüyle ilgili 10 (d) maddelerinin de yine AİHM kararları uyarınca değiştirilmesi gerekmektedir.''
(GL-ME-ÜNS)24.07.2011 14:38:01