Tüketici Dernekleri Federasyonu (
TÜDEF) Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, devre
tatillerde
satışların kapıdan satış yöntemi ile yapılması, cayma bildiriminin verilmemesi ve
tüketicinin tatil hakkını kullanmamasının,
sözleşmenin iptali için yeterli nedenler olduğunu ifade etti.
Yılmaz, yazılı açıklamasında,
kent merkezlerinde ve işlek caddelerde tüketiciyle önce anket yapıldığını, ardından bir haftalık tatil vaadiyle tüketicilerin tatil yörelerine davet edildiğini belirterek, çok yıldızlı otellerde, yoğun
müzik ve
psikolojik baskı altında yapılan tanıtımlarla, tüketicilerin sözleşme imzalamaya zorlandığını savundu.
Bedava tatil hakkını kullanmak üzere giden tüketicinin, imzaladığı devre tatil sözleşmesi ile 10-20 bin TL arasında borçlanarak eve döndüğünü kaydeden Yılmaz, ''Sözleşme imzalayan tüketicinin büyük çoğunluğu 'cayma hakkı'nın olduğunu bilmemektedir. Oysa sağlayıcı, devre tatil sözleşmeleri yanında tüketiciye ayrıca bir 'cayma
belgesi' vermek zorundadır. Devre tatil sözleşmesinin imzalanması durumunda dahi, tüketici tatil hakkını kullanmadığı sürece sözleşmeden dönme hakkına sahiptir'' değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz,
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin bu konuda verilmiş kararı bulunduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:
''Sözleşmede 'cayma hakkı'nı düzenleyen, Devre Tatil Sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 6.Maddesi'nde 'Tüketici, sözleşmenin her iki tarafça imzalanmasından itibaren 10 gün içinde hiçbir sebep göstermeksizin ve hiçbir hukuki ve cezai sorumluluk üstlenmeksizin 'cayma hakkı'nı kullanarak sözleşmeden dönebilir' ifadesi yer alır. İlk önce bu önemli hususun altını çizmek istiyoruz. 'Sağlayıcı bu süre dolmadan devre tatil sözleşmesine konu mal ve
hizmet karşılığında tüketiciden herhangi bir isim altında ödeme yapmasını veya borç altına sokan herhangi bir belge vermesini isteyemez' denilmesine rağmen tüketiciden
senet alınmakta,
kredi kartından para çekilmektedir. Devre tatillerde, satışların kapıdan satış yöntemiyle yapılması, cayma bildiriminin verilmemesi ve tüketicinin tatil hakkını kullanmaması sözleşmenin iptali için yeterli nedenlerdir. Bu konuda Tüketici Mahkemelerinin ve
Tüketici Mahkemesi sıfatıyla görev yapan Asliye Hukuk mahkemelerinin kararları bulunmaktadır.''
Tüketiciyle müzakere edilmeyen, iyi niyet kurallarına aykırı hazırlanan ve tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşmelerin, ''haksız şart'' kapsamında olduğu, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan ''haksız şart''ların tüketici için bağlayıcı olmadığını vurgulayan Yılmaz, ''Tüketici, hesabını kitabını yapmadan,
ekonomik durumuna uygun bir ödeme planı hazırlamadan hazırlıksız olarak devre tatil sözleşmesi imzalamalarını önermiyoruz. Aksi takdirde fırsat saydığı bir haftalık ücretsiz tatilden bir
deve yükü borçla dönebilir ve dönmektedir'' ifadesine yer verdi.
Yılmaz, TÜDEF üyesi derneklerin her konuda olduğu gibi ''devre tatil'' konusunda da
mağdur olan tüketicilere hukuki
destek verdiğini de anımsattı.
(HLK-EA)09.07.2011 12:16:29