Denizli'de Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) tarafından yapılan bir araştırmaya göre torunlarıyla vakit geçiren ve onlarla yakından ilgilenen yaşlıların depresyon belirtilerinin azaldığı tespit edildi. PAÜ Sağlık Yüksek Okulu Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Asiye Kartal'ın 1.5 yıl süren 718 yaşlı üzerinde yaptığı araştırmada ilginç sonuçlar elde edildi. Kartal, literatürde aşırı sorumluluğun stres ve depresyona daha fazla maruz kaldığı görülmesine rağmen torun bakan yaşlıların yaşam kalitesinin yükseldiğini ve depresyon riskinin azaldığını belirtti. Çalışan annelerin en büyük sıkıntısının çocuk bakımı olduğunu anlatan Kartal, çocuk sahibi olduktan sonra işe geri dönüşlerinde mutlaka çocuklarını güvenilir ellerde bırakmak istediklerine dikkat çekti. Güvenilirlik konusunda Türk toplumunda ilk akla gelenler büyükanne ve büyükbabaların olduğunu vurgulayan Kartal, "55 yaş üzeri yaklaşık 718 yaşlı üzerinde çalıştık. Çalışmamızı örneklememizde 718 yaşlının ev adreslerini inceleyip, ev ziyareti şeklinde yürüttük. Önce 718 büyükanne ve büyükbaba araştırmamızın örneklemelerini oluşturdu ve kendi ortamlarında yaşadıkları yerlerde yüz yüze görüşme yöntemiyle araştırmamızı yürüttük. Veri toplama araçları olarak biz büyükanne ve büyükbabalarda depresyonu değerlendirmek için gereklik depresyon ölçeğini, yaşam kalitesini değerlendirmek içinde Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi ölçeğini kullandık." dedi. Çalışmanın 1.5 yıl sürdüğü bilgisini veren Kartal, "Torun bakanların depresyon belirti düzetin bakmayanlara göre daha az. Yani torun bakmayanların depresyon belirti düzeyleri torun bakanlar göre daha yüksek bulundu. Ayrıca torun bakanlar kendilerini daha iyi hissediyorlar. Yani algılanan sağlıkları torun bakanlarda daha yüksek. Yine sonuçlarımıza göre, torun bakan büyükanne ve büyükbabaların yaşam kalitesinin ölçeğinin çeşitli alt boyutlarını da etkilediğini, torun bakanların yüzde 35'inin de kendisini daha iyi hissettiklerini, daha mutlu olduklarını belirttiler." diye konuştu. Öte yandan park ve bahçelerde torunlarıyla oynayan, ona bakan dede ve nineler ise çocuklarını "yaşam kaynağı" olarak gördüklerini, onlarla zaman geçirmelerinin bütün yorgunluklarını aldığını söyledi.