Türkiye genelinde geçtiğimiz günlerde etkili olan kar yağışı çiftçinin yüzünü güldürdü. Uzmanlar,
toprak tarafından yavaşça emilen kar sularının, bitkiye su ihtiyacı bakımından büyük fayda sağladığını belirtti. Uzmanlar, karın bunun yanı sıra yeraltı sularının hacminde de artışa neden olduğunu kaydetti.
Afyonkarahisar Tarım İl Müdürü
Zekeriya Erdurmuş, ayrıca kar suyunun topraktaki potasyum,
kalsiyum,
demir gibi mineralleri çözerek bitkilerin kolayca istifade etmesini sağladığını söyledi. Toprakta bol miktarda mineral bulunsa bile, bitki köklerinin bunları alabilmesi için çözünmüş halde olmaları gerektiğini belirten Müdür Erdurmuş, kar suyu bu minerallerin kolayca çözünmesini sağladığını bildirdi.
Son günlerde yağan kar yağışı bitkilerin su ve vernalizasyon ihtiyacını karşılaması bakımından çok önemli olduğunun altını çizen Erdurmuş, "Karın bitkilere su sağlamadaki etkinliği, su muhtevası ve erime şartlarına bağlıdır. Kıştan sonra havaların yavaş yavaş ısınmasıyla birlikte eriyen kar suları toprak tarafından iyice emilir. Toprak tarafından yavaşça emilen kar suları bitkiye su ihtiyacı bakımından büyük fayda sağlar." dedi.
Ayrıca toprak yüzeyinde biriken karın, yorgan vazifesi görüp bitkilerin aşırı
soğuklardan ve donlardan zarar görmesini engellediğini belirten Erdurmuş, "Bu kar örtüsü, bitki hastalık ve zararlıların yayılmasını durdurup bitkilerin hastalık ve zararlılara karşı mukavemetini artırmaktadır. Tarımda önemli bir zararlı olan
tarla faresinin kar yağışı neticesinde yuvalarının suyla dolması hareket yeteneğinin ve üreme etkinliğinin durmasına neden olur. Bunun sonucunda tarla farelerinde donarak ve aç kalarak ölümler görülmektedir." diye konuştu.
Türkiye'de, tarımsal üretime etki eden en önemli faktörlerden birinin iklim faktörü olduğuna değinen Erdurmuş, tahıl tohumunun, ekiminden sonra sırasıyla çimlenme, kardeşlenme, sapa kalkma, başaklanma ve olgunlaşma dönemi yaşadığını söyledi. Bunlardan özellikle ilk üç dönemde uygun miktarda yağışın alınmasının beklendiğini dile getiren Erdurmuş, sonraki iki dönemde ise yağışın özellikle kalite ve verim üzerinde olumlu veya olumsuz etkilerinin söz konusu olduğunu bildirdi.
Serin ve soğuk bölgelere adapte olmuş kışlık bitkilerin büyük çoğunluğunun her yıl gelişmelerinin ilk devrelerinde belli bir süre uyku devresi geçirdiklerini aktaran Erdurmuş şöyle devam etti: "Bu uyku devresine giriş sıcaklığın düşük olmasından ileri gelmez. Bu gibi biyolojik kışlık bitkiler uygun şartlarda çimlenip belli bir
büyüme gösterdikten sonra, aynı uygun şartlar sürse bile 5 ile 8 derece sıcaklıklar arasında uyku devresi geçirmezlerse normal gelişme devrelerine tamamlayamazlar; sapa kalkamaz, dallanamaz ve normal gelişme yapamazlar. Örneğin bazı kışlık
buğday çeşitleri 2 derece 15-20 gün (bazı çeşitlerde bu süre 2- 3 ay olabilir) uyku devresi geçirmek ister. Serin iklim tahıllarının gelişmelerinin ilk evrelerinde bu düşük sıcaklığa istek duymalarına vernalizasyon denir."
Ancak son yıllarda yapılan araştırmalarda bazı sıcak iklim tahıllarının da normal bir gelişme gösterebilmek için vernalizasyon ihtiyaçlarının bulunduğunun tespit edildiğini dile getiren Erdurmuş, fakat bu gibi bitkilerin serin iklim tahıllarına oranla vernalizasyon sürelerinin daha kısa ve vernalizasyon sıcaklıkları daha yüksek (10-15 derece) olduğunu bildirdi.