Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım, medyanın,
iletişimin insanlığın vazgeçilmez ihtiyacı olduğunu söyledi.
İzmir Tarihi Havagazı Fabrikası'nda düzenlenen
Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) 35. Başkanlar Konseyi Toplantısı'na katılan Bakan Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, haber almanın herkesin ihtiyacı olduğunu, dağdaki çobanın da şehirde yöneticilik yapanın da öğrenmeye, yeni bir şey duymaya ihtiyaç duyduğunu belirtti.
''
Medya, basın, iletişim insanlığın vazgeçilmez ihtiyacıdır'' diyen Yıldırım, insanların yeni bir şey duyup, yeni heyecan yaşamak istediğini, medyanın yasama, yargı ve yürütmenin ardından dördüncü güç olduğunu ifade etti.
Yıldırım, eskiden sadece basın iş kolunda çalışanların kendilerini takip ettiğini şimdi ise elinde cep telefonu olan bir kişinin hem muhabir, hem televizyonculuk yapabildiğini ifade ederek, ''3G çıktı mertlik bozuldu'' diye konuştu.
İnternet sayesinde basının çok çeşitlendiğini, basın aracılığıyla
ülkedeki yönetimi dizayn etme, yönlendirme, biçimlendirme gibi bir görevin işlemediğinin görüldüğünü anlatan Bakan Yıldırım şöyle konuştu:
''Olması lazım gelen de bu. Her şeyin
doğal olması lazım. Hatalarımızı da şeffaf bir şekilde konuşmamız lazım. Olaya bakışımız böyle olursa, elimizdeki gücü ister
siyaset, ister ticaret, ister medya bir
şantaj aracı olarak görmediğimiz zaman her şey yolunda gider. Ama bunu bir amaçla kullanmaya kalktığınızda işte o zaman yanlışın içine düşmüş oluruz. Medyanın
toplumda işler nasıl gidiyor, yöneticiler çalışıyor mu çalışmıyor mu, vatandaşlardan aldığı yetkiyi
yerli yerinde kullanıyor mu kullanmıyor mu, bu konuları da gayet tabii bütün detaylarıyla izleyeceksiniz, takip edeceksiniz. Bunun sonuna kadar açık olması lazım. Bunun yolu da siyasetle, ticaretle medyanın ahbap
çavuş ilişkisine girmemesine bağladır. Bu ilişkilere girdiniz mi ondan sonra sesiniz de kısılır. Siyasetçisiyseniz de sesiniz kısılır,
gazeteciyseniz de kısılır.''
-GAZETECİLERİN TUTUKLANMASI-
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı
Atilla Sertel'in gazetecilerin tutukluğuyla ilgili konuyu
gündeme getirmesine değinen Yıldırım şöyle dedi:
''
Tutukluluk konusunda ister gazeteci, ister sade vatandaş olsun bunun bir hükme dönüşmesi, infaza dönüşmesi hepimizin vicdanını kanatıyor. Ama durumumuzu anlayın lütfen. Konuştuğum zaman '
yargıya müdahale', konuşmadığı zaman 'neredesin' biz de şaşırdık kaldık.
Yargı kendi işini çözmesi lazım. Bize şunu söylesinler. 'Bize 10 bin tane savcı alın. 10 bin tane hakim alın. Şu kadar bina ver. Bunları yap'. Biz halledelim desinler. Bunu biz yapmak mecburiyetindeyiz. Görevimiz bu. Ama kardeşim hala dosyayı bitirmedin dediğin zaman o içeriye giriyor, orada da yargıya müdahale gibi algılanıyor. Yargı mensubu icracılar gibi değil. Onlar için zaman mefhumu yok. Ama ben
mahkemenin istediği bir bilgiyi bir ay içinde vermezsem suç işlemiş oluyorum. Ama o dosyaya
bakan hakim 60 günde görüş vermesi lazım
İzmir Limanı için. 2,5 yılda karar alamadı ve büyük bir zarara uğradı ülke. Ona bir şey soran yok. Burada bir dengesizlik var. Onun düzeltilmesi lazım.
Kamu adına iş yapan herkesin mutlaka ve mutlaka doğan sonuçlardan sorumluluğu olması lazım. Biz birlikte Türkiye'yiz. Sözün özü bu. Gazeteci de lazım, siyasetçi de lazım, mahkeme de lazım. Hep beraber olacağız.''
-''AFRİKA SEVİYESİNDEN AVRUPA'NIN İLK 5'İ ARASINA GİRDİK''-
İletişimde Türkiye'nin çok önemli mesafe aldığını vurgulayan Bakan Yıldırım, ''İletişimde Türkiye'yi
Afrika seviyesinden aldık. Avrupa'nın ilk 5'i arasına girdik. İnternetin Avrupa'da yüzde 800 büyürken Türkiye'de yüzde 7 bin 780 büyümüş. 11,5 milyon hanede bugün geniş bant internet var. Kullanıcı 43 milyona ulaşmış'' dedi.
Geçmiş yıllarda yerel basının uydulardan yararlanmasında özel indirime gittiklerini, Kamu İhale Kanunu'nda yerel basında kaldırılan ilanlar konusunda düzeltme yaptıklarını dile getiren Bakan Yıldırım, internet medyasına değinerek, günün koşullarına göre çalışma yapılması gerektiğine dikkat çekti.
Bakan Yıldırım, sırf bir
takım ilanları alabilmek için gazete çıkarmayı gazetecilik olarak görmekten vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.
-TERÖR SORUNU-
İzmir'in
EXPO 2020 adaylığını da değerlendiren Bakan Yıldırım, bu konunun önemli bir gündem maddesi olduğunu, kentte çok ciddi bir beklenti bulunduğunu, EXPO'nun İzmir'de yapılması için yerel yönetimin,
sivil toplum kuruluşlarının milletvekillerinin çalıştığını söyledi.
Bakan Yıldırım, ''İnşallah EXPO'yu İzmir'e kazandıracağız. Aslında İzmir'e EXPO'nun kazandırılması tek başına İzmir'in konusu değil. Türkiye'nin de bu anlamda gücünü bu tip organizasyonları yapabilme kabiliyetini de artıran bir sonuç olacak'' dedi.
İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşun dün kutlandığını hatırlatan Bakan Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Şunu bir kez daha gördük ki bu ülke, bu vatan bu günlere kolay gelmedi. İşte şu TGF'nin amblemine bakıyorum. Birliğimiz beraberliğimiz burada. Amblemde ay yıldızlı bayrağımız birliğimizi beraberliğimizi temsil ediyor ve bütün Anadolu'yu aynen Kuvay-i Milliye ruhunun sahip olduğu, o istiklal mücadelesi yıllarındaki ruh anlayışı burada da aynen devam ediyor. Biz birlikte Türkiye'yiz derken kastettiğimiz de budur. Doğulusuyla, batılısıyla, kuzeyde güneyde, Alevisi, Sünnisi,
Hristiyan, Musevisi hep beraber bu mücadeleyi verdik.
Bu topraklarda bin yıldır beraber yaşadık. Bu anlayışımıza
ayrılık gayrılık getirmeye çalışanlar bizi bölmeye çalışanlar boşuna heveslenmesin. Bu büyük millet asla ve asla bu gibi girişimlere
prim vermez, rağbet etmez. Ay yıldızlı bayrağımızın altında tek millet, tek devlet, tek ülke olarak var olmaya, yaşamaya ülkemizi kalkındırmaya devam edeceğiz.
Bu ülkenin geleceği için söyleyecek sözü olan varsa bıraksınlar silahı, kavgayı, oturalım konuşalım. Eksikliklerimizi de konuşalım, hatalarımızı da konuşalım. Bunları düzeltmek için ne yapmak gerekiyorsa onu yapalım.
Masum insanları öldürmenin
yiğit Mehmetleri şehit etmenin bu ülkeye getireceği hiçbir şey yok.
Iğdır'a,
Hakkari Yüksekova'ya, Şırnak'a, Bingöl'e havaalanı yapıyoruz, yaptırmıyorlar. Geliyorlar makineleri yakıyorlar. Adamları kaçırıyorlar. Bu bile düşünülmesi gereken bir konu.''
-TGF BAŞKANI SERTEL-
TGF Başkanı Atilla Sertel de konuşmasında, Türkiye'de yerel basının güçlenmesinin demokrasinin güçlenmesi anlamına geldiğini belirtti. Ülkede yerel basını küçümseyenlerin, ''
İstanbul bu işin merkezidir'' diyenlerin olabileceğini, ancak yerel basının hiç kimseyle ticari pazarlığı, birlikteliğinin olamayacağını ifade etti.
Yerel basının kendi manşetlerini kendi atacak kadar özgür iradeye sahip olduğunu dile getiren Sertel, ''Demokrasinin gelişmesi yerel basının güçlenmesinden geçmektedir'' dedi.
-''GAZETECİLER YIPRANMAKTADIR''-
Türkiye'de 1205'ü günlük olmak üzere toplam 2 bin 500 civarında gazete, bine yakın
radyo, 270 civarında da televizyonun bulunduğunu anlatan Sertel, gazetecilerin sorunlarına ilişkin şunları söyledi:
''Türkiye'de basının sorunları oldukça çok. Biz sayın Bülent Arınç'a değişik zamanlarda gerekli sorunlarımızı iletiyoruz. Çözüm noktasında da ondan gerçekten samimi bir duruş ve samimi yardımlarını da alıyoruz. Bunlardan bir tanesi gazetecilerin
yurt dışına görevi gereği çıkarken gri pasaportla çıkabilmesidir. Bu önemli kazanımdır.''
Sertel, gazetecilerin yasal sorunlarının çözülmesi gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
''Yıpranma hakkımızı kaybettik. Gazeteciler yıpranmıyor gibi görünüyor. Gazeteciler yıpranmaktadır. Gazetecilerin yasal sorunlarının mutlaka çözülmesi lazımdır. 10 bine yakın basın davası Türkiye'de sürmektedir. Bu acıdır ve yine çok acı olan gazeteciler tutukludur. Biz 'gazetecilere ayrıcalık sağlansın, gazeteciler yargılanmasın, gazetecilere ayrı statü sağlansın' demiyoruz, demeyiz. Hukuka karşı boynumuz kıldan incedir.''
Uzun süren tutuklulukların hem ailenin, hem okurun, hem gazetecinin cezalandırılması anlamına geldiğini savunan Sertel, şunları söyledi:
''Hele bunların içinde milletvekili seçilmiş Mustafa Balbay'ın, Mehmet
Haberal gibi bir televizyon kuruluşu sahibinin olması
Meclis'te eksiklik olarak görülmektedir. Sayın Meclis Başkanımız
Cemil Çiçek bizi kabul etti. Kendisine de aynı görüşü aktardık, aktarmayı da sürdüreceğiz. Bizi haklı buldu. Mesleki
dayanışma içinde hareket ediyoruz. Siyasi düşüncelerimiz bir yana hangi siyasi düşünceden olursa olsun düşüncesinden ve yazdıklarından ötürü ifade özgürlüğünden ötürü kim cezaevinde ise biz hemen onun yanındayız. Yüz kızartıcı, başı öne eğdirici suçlardan yargılananların ise tamamen karşısındayız.''
TGF Başkan Vekili Yılmaz
Karaca, TGF'nin 77 il cemiyetinden oluştuğunu, Azerbaycan'da 4, KKTC'de 2 üyelerinin bulunduğunu, toplam 30 bin üyeye sahip Türkiye'nin en büyük basın kuruluşlarından biri olduklarını kaydetti.
Toplantıya eski AA Genel Müdürü
Hilmi Bengi, AA Genel Müdür Yardımcısı Tahsin Aktı,
İzmir Valisi Cahit
Kıraç, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu, AA
Fotoğraf Haberleri Müdürü Gürsel
Eser, çok sayıda ilin gazeteciler cemiyeti başkanı katıldı.
(RMZ-BAH-SA)10.09.2011 13:30:39