TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, hükümetin İsrail politikalarını eleştiren sözleriyle ilgili olarak, ''İsrail'in sözcülüğünü yaparcasına, hatta daha da ileri giderek, bu hükümete karşı 'holigan' ifadesini kullanması, bu hükümete karşı 'ağzından kan damlıyor' gibi sert ifadeler kullanılması, gerçekten acaba sayın Kılıçdaroğlu uluslararası sisteme selam mı çakıyor algısı oluşturuyor bizde'' dedi. Üstün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Mavi Marmara'' gemisine uluslararası sularda saldırı konusunda Türkiye'nin almış olduğu kararlara karşı İsrailli sözcülerin kısmen tepki gösterdiklerini belirterek, en sert tepkiyi ise şaşılacak şekilde Kılıçdaroğlu'nun gösterdiğini öne sürdü. İsrail devletinin yıllardan beri mazlum Müslüman Filistin halkına zulmettiğini ifade eden Üstün, ''Hukuk tanımaz devlet olan İsrail, uluslararası sularda Türk vatandaşlarını, temel insan hakkı olan yaşam hakkını ihlal edecek şekilde katlediyor. Böyle vahim bir olay var. Hem Filistin halkına karşı sürdürülen zalimane tutum var hem de Türk vatandaşlarının temel hakkı olan yaşam hakkının ihlali var. Seyahat özgürlüğünün engellenmesi var'' dedi. Üstün, vatandaşlarının haklarını savunmaya çalışan hükümetin İsrail'e hatasını telafi etmesi amacıyla süre tanıdığına dikkati çekerek, buna rağmen İsrail'in üzerine düşeni yapmadığını hatırlattı. İsrail'in özür dilememesi nedeniyle Türkiye'nin uluslararası hukuktan aldığı güç ve büyük bir devlet olmanın gereği olarak vatandaşlarının haklarını korumak için bir dizi tedbir aldığını vurgulayan Üstün, şöyle devam etti: ''Bunu muhalefet destekleyeceğine bakıyoruz ki, adeta İsrail'in sözcülüğünü yaparcasına, hatta daha da ileri giderek bu hükümete karşı 'holigan' ifadesini kullanması, bu hükümete karşı 'ağzından kan damlıyor' gibi sert ifadeler kullanılması, gerçekten acaba Sayın Kılıçdaroğlu uluslararası sisteme selam mı çakıyor algısı oluşturuyor bizde. Çünkü aynı konuşmasının içinde 2014 seçimlerinde AK Parti'nin iktidardan götürülebileceği mesajını vermeye çalışıyor. Buradan sanki bir yerlere selam çakıyor gibi bir his doğdu içimizde. Şunu unutmasın, Kılıçdaroğlu, 2014 seçimleri için Tel Aviv'den aday olmayacak. Nereden aday olacak? Kılıçdaroğlu İstanbul'dan, Ankara'dan, İzmir'den aday olacak. Tel Aviv'den aday olsaydı belki bu şekildeki konuşmasının ve 2014 seçimleriyle bağlantı kurmasının bir anlamı olurdu.'' -''KILIÇDAROĞLU'NUN SÖZLERİ HAYRET VERİCİ''- Türkiye'de iktidarı uluslararası güçlerin belirlemediğini, iktidarların milletin oylarıyla gelip gittiğini ifade eden Üstün, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin hayret verici olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu'nun, sözleriyle saldırıda yaşamlarını yitiren Türk vatandaşlarının aziz hatıralarına ve yakınlarına saygısızlık yaptığını öne süren Üstün, ''Elbette yıllardan beri bir gelenek vardır. Dış politikada yek vücut durulur, muhalefetiyle, iktidarıyla... İlk kez şaşılacak şekilde ana muhalefet partisi kendi insanlarını da gücendirecek şekilde bir dil kullanıyor. Bu noktada şaşırmış vaziyetteyiz. En temel insan hakkı ihlalini de görmezden geliyor. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı olarak buna hayret ediyorum. 9 vatandaşımızın hakkını savunmak varken, gidip İsrail sözcülüğüne soyunmak nereden çıkıyor? Bunu hayretle karşılıyoruz'' dedi. Kılıçdaroğlu'nun, Baas rejiminin mazlum Müslüman Suriye halkını ezdiği sırada onların yanında yer aldığını iddia eden Üstün, kendisini sosyal demokrat olarak niteleyen CHP'nin de Filistin mezalimi karşısında en ufak bir kınamada bulunmadığını savundu. BM'nin gizli koridorlarında birtakım raporların hazırlanabileceğine değinen Üstün, şunları kaydetti: ''Biz buna bakmıyoruz, somut olaya bakıyoruz. Somut olayda 9 Türk vatandaşı hunharca katledilmiştir. Bu, bir temel insan hakkı ihlalidir. İnsan Hakları Komisyonu Başkanı olarak buna bakarım. Bu durum karşısında muhalefetin tutumu nedir? Bizi bu ilgilendiriyor. Dolayısıyla bu konuyu biz elbette bundan sonraki platformlarda da dile getireceğiz. Mağdur ailelere bu manada destek çıkacağız. Bizim muadillerimiz olan diğer ülkelerin parlamentolarındaki insan hakları kuruluşları var, uluslararası insan hakları savunucusu kuruluşlar var. Bunlar nezdinde de girişimde bulunacağız. Ekim ayı içinde ajandam dolu. Çok sayıda insan hakkı kuruluşları veya diğer ülkelerin parlamentolarındaki ilgili komisyonlar bizimle görüşmek için geliyor. O görüşmelerde de biz bunları dile getireceğiz. En temel insan hakkı olan yaşam hakkının ihlal edildiği hususu üzerinde basa basa duracağız. Olay bu noktadayken ana muhalefet partisi genel başkanının bu şekilde davranmasını gerçekten insan hakkı savunucusu olarak anlamam mümkün değil.'' (VKR-KMK-MUR)08.09.2011 20:31:55