Ahmet Can Erdoğan ve
Veli Gürgah -
Ruhani bir merkez olarak geleneksel
kent dokusuyla bütünleşmiş biçimiyle
UNESCO Dünya Miras Listesi'ne
aday gösterilen
Mersin'in
Tarsus ilçesindeki St. Paul
Müzesi ve
kuyusuna turist ilgisi her geçen gün artıyor.
Hristiyanlık açısından önem taşıyan St. Paul'un (Aziz Pavlus)
doğum yeri olan Tarsus'ta inşa edilen St. Paul
Kilisesi,
anıt müze olarak
hizmet veriyor. Bazı Hristiyanlar, hacı olmak için Kudüs'e gitmeden önce Tarsus'a uğrayarak,
halk arasında
şifalı olarak bilinen St. Paul kuyusunun suyundan içiyor.
UNESCO Dünya Miras Listesi'ne aday olarak gösterilen St. Paul Müzesi ve kuyusuna Papa 16. Benediktus'un Aziz Paul'ün doğumunun 2000'inci yıl dönümü dolayısıyla 28 Haziran 2008 ve 29 Haziran 2009 arasını ''St. Paul Yılı'' ilan etmesiyle ilgi arttı. 2007'de 28 bin 784 olan ziyaretçi sayısı 2008'de 68 bin 229'a, 2009'da 99 bin 475'e ulaştı. Geçen yıl 68 bin 194 ziyaretçiyle düşüş yaşasa da bu yılın 7 aylık döneminde 36 bin 458
yerli ve
yabancı turist, müze ile kuyuyu ziyaret etti.
Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff'un da geçen yıl ziyaret ettiği St. Paul Müzesi ve kuyusunun yapılacak
tanıtımla, Türkiye'nin yanı sıra dünyanın dört bir yanından turist çekeceği bildirildi.
Mersin Üniversitesi (MEÜ) Fen
Edebiyat Fakültesi
Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Durukan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kültürel kategoride UNESCO Dünya Mirası geçici listesinde yer alan St. Paul Kilisesi ve St. Paul Kuyusu'nun çevresiyle üstlendiği misyon dolayısıyla özelikle Hristiyan dünyası için önem taşıdığını söyledi.
Özellikle St. Paul'ün Tarsuslu olması nedeniyle ilçenin Hristiyanlar için önemli bir kent olduğunu belirten Durukan, ''Tarsus zaten tüm dinlerin kesiştiği bir hoşgörü kentidir. St. Paul Kuyusu UNESCO Dünya Mirası Listesi için önerilmeseydi bile bu yerin ne kadar önemli olduğunu Hristiyan dünyası zaten biliyordu. Çünkü St. Paul, Hristiyan dünyasının en önemli karakterlerinden birisi ve Hz. İsa'dan sonra en saygı duyduğu azizdir'' dedi.
St. Paul Müzesi ve Kuyusu'nun
inanç turizmini harekete geçirmek için önemli olduğunu ifade eden Doç. Dr. Durukan, şöyle konuştu:
''Papa 16. Benediktus'un St. Paul'un doğumunun 2000'inci yıl dönümü nedeniyle 28 Haziran 2008 ve 29 Haziran 2009 arasını 'St. Paul Yılı' ilan etmesi, Hristiyan aleminin Aziz Pavlus'a verdiği önemi gösteriyor. Fakat biz elimizdeki mücevherin değerini bilemiyor, bunu değerlendiremiyoruz. Türkiye'deki tek
peygamber kabri olan Danyal Peygamber'in kabrinin bulunduğu ve 'Yedi Uyurlar' diye bilinen 'Eshab-ı Kehf Mağarası'nın yer aldığı dinlerin kesişme noktası olan Tarsus'ta, St. Paul Müzesi ve Kuyusu için tanıtım ve reklam yapılması gerekiyor. İlçenin inanç turizmi açısından daha iyi bir yere getirilmesi isteniyorsa buranın uhrevi ve gizemli bir atmosfere büründürülmesi lazım. Etrafı ahşap paravanlarla kapatılabilir, ziyaretçilere St. Paul'un kim olduğunu anlatan yazı ve resimlere daha fazla yer verilebilir. Ziyaretçilerin mum dikebilecekleri köşe planlanabilir. Bu tür çalışmalarla St. Paul Kuyusu daha albenili hale getirilirse daha çok ziyaretçi gelecektir. İlgi artarsa UNESCO'nun Dünya Mirası Geçici Listesi'nden asıl listeye alınması için gerekçe ortaya çıkar.''
Çalışmalarda devletin desteğinin önemine işaret eden Durukan, müze ve kilisenin etrafındaki tarihi evlerdeki restorasyonun bir an önce tamamlanarak, özelikle konaklama açısından ihtiyaca
cevap verebilir duruma getirilmesi gerektiğini kaydetti.
-ST. PAUL MÜZESİ VE KUYUSU-
Cumhuriyet Mahallesi'ndeki Aziz Paul'a adanan kilise M.S. 17-18 yüzyıllara tarihlenmektedir. Hem Katolik hem de Ortodoks
mimari stilinde yapılan kilisenin kuzeydoğu köşesinde çan kulesi yer almaktadır. Kilisenin orta nefinin tavanında, ortada Hz. İsa, yanlarda ise 4 büyük havari olan Yohannes, Mattios, Marcos ve Lucas'ın freskleri bulunmaktadır. Orta nefteki apsisin üzerinde yer alan pencerenin iki yanında
manzara ve 2 melek tasvir edilmiştir. Kilise Hristiyanlar tarafından düzenli bir şekilde hac amaçlı ziyaret ediliyor.
Aziz Pavlus'un yaşadığı evin bulunduğu yer olarak kabul edilen avluda bulunan St. Paul Kuyusu olarak bilinen tarihi yapının Tarsus'ta Hristiyanların yoğun olarak yaşadığı dönemde kuyu suyunun kutsal olduğuna ve içenlere şifa verdiğine inanılıyormuş. Yaklaşık 30 metre derinliğindeki kuyunun çevresinde yapılan arkeolojik araştırmalarda ise Roma,
Bizans ve
Osmanlı kültür katlarının varlığına rastlandı.
Kültür ve
Turizm Bakanlığınca inanç turizmi ve
sokak sağlıklaştırma projesi kapsamında
restore edilen ve koruma altına alınan tarihi mekan, ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor, hac amaçlı olarak da ziyaret ediliyor.
-AZİZ PAVLUS-
Aziz Pavlus, Tarsus'ta doğmuş ve babasının mesleği olan çadır bezi dokumacılığını yapmıştır. Tarsus'ta Aziz Pavlus'un doğduğu ve yaşadığı ev olarak bilinen yapı kalıntısının ortasında bulunan kuyunun suyu, halk arasında şifalı olarak biliniyor. Bazı Hristiyanlar hacı olmak için Kudüs'e gitmeden önce Tarsus'a uğrayarak St. Paul kuyusundan su içiyor. Rivayete göre, Aziz Pavlus bir gün Şam'a giderken gözleri Tanrı tarafından kör edildi ve 3 gün boyunca göremedi. Daha sonra Hz. İsa, Hananya isimli bir inananını gönderdi ve Aziz Pavlus'un gözlerini açtırdı, onu Hristiyanlığı yaymak üzere görevlendirdi. Bunun üzerine Aziz Pavlus, hayatını Hristiyanlığı yaymaya adamış ve yollara düşmüş. Yanındakilerle birlikte Akdeniz'de ilk Hristiyan kilise ve cemaatlerini kurmayı başaran Aziz Pavlus, MS 46'da başlayan misyonerlik çalışmalarını İspanya'ya kadar götürmeyi amaçlamış, Hz. İsa'dan sonra Hristiyanlığın yayılmasında önemli rol oynamıştır.
(ACE-VEG-ST-AG-HAN)18.09.2011 12:52:27