Mehmet Güldaş - Dünyanın en eski tapınak kalıntılarının bulunduğu ve neolitik döneme ait arkeolojik eserlere ev sahipliği yapan Göbeklitepe'deki arkeolojik kazılar, 12 bin yıl önce bölgede yaşayanların
deriyi işledikleri,
heykel ve taş kabartma yaptıkları, tarımla uğraştıkları ve bir
inanç sistemine sahip olduklarını ortaya çıkarıyor.
Harran Üniversitesi Fen
Edebiyat Fakültesi
Sanat Tarihi Bölümü
öğretim üyesi ve Göbeklitepe kazıları 2. Başkanı Yrd. Doç. Dr. Cihat Kürkçüoğlu,
Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsünden Prof. Dr. Klaus Schmidt tarafından Örencik köyü yakınlarında 16 yıldan bu yana yürütülen kazı çalışmalarıyla ortaya çıkan tabloyu, AA muhabirine değerlendirdi.
Göbeklitepe kazılarının 12 bin yıl öncesi hakkında çok önemli bilgiler verdiğini belirten Kürkçüoğlu, ''Göbeklitepe kazıları, burada yaşayan insanların, '
Kabataş devrinin insanları cahil insanlar, bunların kültürü, sanatı yok, yaşayış biçimleri avcı-toplayıcı' gibi bilgileri alt üst etti'' dedi.
Göbeklitepe'nin Neolotik döneme ait birçok bilgiyi de değiştirdiğini ifade eden Kürkçüoğlu, burada yaşayan insanların tarımı bildikleri, buğdayı işledikleri ve buğdaydan ekmek yaptıklarının dünyada ilk kez Göbeklitepe kazılarıyla gün yüzüne çıkarılan eserlerle anlaşıldığını söyledi.
Daha da önemlisinin burada yaşayanların bir inanç sistemlerinin olduğu ve dünyanın ilk tapınağını ortaya koyabildiklerini, ilk anıtsal eseri oluşturabildiklerini anlatan Kürkçüoğlu, Göbeklitepe halkının bir sanat gücünün olduğunun da buluntular incelendiğinde anlaşıldığına dikkati çekti.
Arkeolojik kazılar sonucu ortaya çıkarılan ''T'' biçimli dikili taşların üzerindeki kabartmalara bakıldığında çok yüksek düzeyde ''plastik sanatlar'' bilgisine sahip olduklarının anlaşıldığına değinen Kürkçüoğlu, ''Yani o kadar güzel kompozisyonlar yapmışlar ki o taşların üzerinde. Bugünkü grafikerleri bile hayrete düşürüyor. Mesela düşünebiliyor musunuz beş tane yılan gövdesi, su dalgası biçiminde uzanıyor. Onun kenarına bir
leylek oturtuluyor.
Yılan gövdesinden su dalgası oluşturabilmek bugünkü grafikerlerin zekasını bile zorlayabilecek bir olay. Bunu 12 bin sene önce bulmak önemli bir şey bence'' diye konuştu.
-''12 bin yıl önce deri işlemeciliği''
Yrd. Doç. Dr. Cihat Kürkçüoğlu, buluntular arasında yer alan yüksek kabartma
leopar figürünün dünyada eşi benzerinin olmadığını düşündüğünü dile getirdi.
''Dünyanın en eski yüksek kabartması olmasına rağmen bu kadar güzel olması insanı hayrete düşürüyor'' diyen Kürkçüoğlu, Göbeklitepe insanlarının belli bir kültür düzeyine sahip olduklarının avcı, toplayıcı ve gezici insanlar olmadıklarının söz konusu buluntular incelendiğinde anlaşılabildiğini kaydetti.
12 bin yıl önce Göbeklitepe'de yaşayanların deri işlemesini bildiklerini de aktaran Cihat Kürkçüoğlu, şöyle devam etti:
''Buluntular arasındaki bir dikili taşın önünde erkek figürünün önünü örten bir
tilki derisi var. Dünyadaki en eski örnek bence. Deri işlemesini bilmek, heykel yapmasını bilmek, taş kabartma yapmasını bilmek, tarımı bilmek, bir inanç sistemine sahip olmak, bir
mimari eser ortaya koyabilmek ve dünyada ilk kez... Eminim önümüzdeki 5 -10 yıl içerisinde buraya ABD'den, İngiltere'den dünyanın en uzak köşesinden günübirlik uçuşlarla gelmeye başlayacaklar. İnsanlık tarihini merak eden herkes Göbeklitepe'yi mutlaka görmeli.''
-''Anıtsal yapılar tapınak olabilir''
Göbeklitepe'de bulunan anıtsal yapıların tapınak olduğunun düşünüldüğünü belirten Kürkçüoğlu, şu anda kesin bir bilgi olmadığını ancak büyük olasılıkla bunların tapınak olduğunu ancak burada yaşayanların neye inandıklarının henüz belirlenemediğini anlattı.
Bu tür bilgilerin 40-50 yıl sonra kazılar tamamlanıp, fotoğrafın tamamı çıktığında daha kolay yorumlanabileceğine işaret eden Cihat Kürkçüoğlu, şunları kaydetti:
''Mesela dikili taşlar üzerinde
hayvan kabartmaları var. İşte üstte
domuz, ortada tilki onun altında leylek niye leylek üstte değil, domuz ortada değil mesela. Bir hikayeyi mi anlatıyor, yoksa bir yazı mı bu? Bir yazı olursa hele bunun bir yazı olduğu anlaşılırsa yer yerinden oynar. Biz yazıyı MÖ 3 bin olarak biliyoruz. Sümerler dönemine götürüyoruz. Burada 9 bin yıl daha geriye gidecek. Yani MÖ 10 binlere gidecek yazının icadı. Bunlar hep
cevap bekleyen sorular. Kazılar ilerledikçe, fotoğrafın tamamı ortaya çıktıkça daha kolay yorumlanabilecek.''
-Göbeklitepe-
Neolitik döneme ait yerleşim yeri Göbeklitepe,
Şanlıurfa'nın 18 kilometre kuzeydoğusundaki Örencik köyü yakınlarında bulunuyor.
İlk kez 1963 yılında
İstanbul ve
Chicago üniversitelerinden görevlilerinin yüzey araştırmaları sırasında fark edilen Göbeklitepe'deki kazı çalışmalarını, 1995 yılından bu yana Şanlıurfa Müzesi ve Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü ortaklaşa yürütüyor.
Kazı çalışmalarında şimdiye kadar neolitik döneme ait yabani hayvan figürlü ''T'' biçimli dikili taşlar, 8-30 metre çapında dairesel ve dikdörtgen şekilli dünyanın en eski tapınak kalıntıları, çok sayıda yabani hayvan figürü, insan heykeli, dikili taşlar ve yaklaşık 12 bin yıl öncesine ait olduğu belirtilen 65 santimetre uzunluğunda insan heykeli gibi tarihi eserler bulunmuştu.
Dünyanın en eski ''tapınak merkezi'' olduğu belirtilen Göbeklitepe, bir süre önce
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınmıştı.
(DAŞ-İSM-MRT-SA)06.10.2011 11:12:30