''Suriye'de Değişim Konferansı''

''Suriye'de Değişim Konferansı''

Nevbahar Kabaklı - Suriyeli muhaliflerin bir araya geldiği Antalya'daki''Suriye'de Değişim Konferansı''nda Suriyeli iki Türkmen de yer aldı. Konferansta Türkmenlerin temsilini sağlamak üzere Türkiye'ye gelen iki Türkmen'den biri olan avukat Ali Öztürkmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sınırda dikenli tellerin yanı sıra jiletli telleri de aştıklarını belirterek, ellerindeki yara izlerini gösterdi. Suriye Türkmen Hareketi adına konferansa katılan Öztürkmen,''Suriyeli Türkmenlerin sayısı üç buçuk milyona yakın. Halepte 140 Türkmen köyü var. Halep'in iki mahallesinde yaşıyorlar. İkinci olarak Humus, bunun yanı sıra Lazkiya, Şam, Rakka, Dera'da bulunuyorlar'' diye konuştu. Öztürkmen, Suriye'deki Türkmenlerin sayısını kendi imkanlarıyla yaptıkları araştırmalar neticesinde saptadıklarını, bunun yanı sıra büyük şehirlerde Araplaşmış birçok Türkmen ailesinin de bulunduğunu ifade etti. Suriye'de Türkmenlerin hiçbir azınlık hakkının olmadığına işaret eden Öztürkmen, Türkiye-Suriye ilişkilerinin iyi olmadığı dönemlerde Suriye Türkmenlerinin Türkiye'ye baskı unsuru olarak görüldüğünü, koz olarak kullanmaya çalışıldığını anlattı. Türkmenlerin de Suriye'deki gösterilere aktif olarak katıldıklarını söyleyen Öztürkmen, şöyle konuştu: ''Bunların içinde yaklaşık 20 kişi şehit oldu ve yüzlerce de tutuklu Türkmen var. İki Türkmen şehidimiz hunharca katledildi. Hastaneye yaralı olarak taşıdığımız Ahmet Haznedar adındaki kardeşimiz bir gün sonra kafasına sıkılan kurşunla öldürüldü. Bölükbaşı soyismini taşıyan şehidimiz gösteri sonrası kafası kesik olarak bulundu. Şabbiha adı verilen (Devlet Başkanı Beşşar) Esad çeteleri ve Hizbullah destekli bu çeteler Suriye halkına karşı bu tür suçları işiyorlar. Suriye'nin içinde internet hizmeti verilmiyor, bazı uluslararası kanalların frenkansı engelleniyor. Göstericilere ateş açmayan askerler de yine bu çeteler tarafından infaz ediliyor. Birçok askerin teslim alınması ve cesetlerine işkence edilerek öldürülmesi söz konusu. Bu olayları göstericilerin yaptığı iddiasıyla dünya kamuoyuna yansıtılıyor.'' -''REJİM SURİYE'Yİ İÇ SAVAŞA ÇEKMEK İSTİYOR''- ''Bu olayların bugün geldiği noktada görmekteyiz ki, bu rejim Suriye'yi iç savaşa çekmek istiyor'' diyen Öztürkmen, Beşşar Esad'ın göstermelik reformlar yapıyormuş gibi gözüktüğünü, zaman kazanıp halk direnişini kırmayı amaçladığını kaydetti. Halk direnişinin bu yapılan baskılara ve her türlü katliama karşı gittikçe güç kazandığını ve olayların daha geniş alana yayıldığını anlatan Öztürkmen,''Rejimin yaklaşık 43 yıldır, İsrail'e karşı Arap topraklarını korumayı amaçladığı bahanesiyle takmış olduğu maske düştü ve rejim yasal meşruiyetini kaybetti'' dedi. Türkmenlerin rejimin uyguladığı baskı sonucu muhalefet komitelerinde gerektiği kadar temsil edilmediklerini söyleyen Öztürkmen, halen eski korkuların atılmadığını belirterek,''Suriye'de Değişim Konferansı''na gelmek isteyip de gelemeyen birçok Türkmen olduğunu belirtti. Rejimin değişmesi durumunda Türkmenleri neyin beklediğinin sorulması üzerine Öztürkmen,''Ayaklanmalar sonucu devrim başarıya ulaşırsa bütün Suriye halkını oluşturan grupların sivil demokrasi ile tüm haklarının garantiye alınacağı, tüm gruplar tarafından önemle belirtiliyor'' dedi. Türkiye'ye karşı bugüne kadar''göstermelik dostluk'' sergileyen bu rejimin ardından iki ülke halkının gerçek dostluğa ve kardeşliğe kavuşacağını kaydeden Öztürkmen, Suriye halkının çeşitli şehirlerde yaptığı gösterilerde Türk bayrağını dalgalandırdığına, Türkçe pankartlar açtığına, Türk devletine ve halkına teşekkürlerini sunduğuna işaret etti. -''SURİYE TERÖR YUVASI OLMAYACAK''- ''Suriye'nin bir terör yuvası değil, bir barış ve kardeşlik ülkesi olacağını Türkiye'de bulunan soydaşlarımıza bildirmek isteriz'' diye konuşan Öztürkmen, Suriye'de Baas rejiminin Türkiye'nin iç sorunlarını kullanarak Türkiye'den daha geniş tavizler koparmaya çalıştığını, Türkiye ve Türk insanına çok ağır zararlar verdiğini söyledi. Öztürkmen şunları kaydetti: ''PKK terör örgütünü de Türkiye'ye baskı amacıyla kullandı. Rejimin PKK ile eskiye dönük güçlü bağlantıları var. Esad dönemi Suriye-Türkiye ilişkilerinde bir kara nokta olarak tarihte yerini alacak. Son dönemdeki gelişmelerin göstermelik ve yeterli olmadığı açıkça görülmekte. Bunlar içinde su, özel mülkiyet, Hatay sorunu da var. Bugüne kadar resmi haritalarında Hatay'ı bir Suriye toprağı olarak görmekteler. Aksine muhalefetin haritasında Hatay Türkiye toprağı olarak gözükmekte. Şunun altını çizmek isterim ki; Osmanlı'nın işgal edilen toprakları üzerinde Fransızlar tarafından çizilen bu yapay sınıra rağmen Suriye ve Türkiye halkı kardeştir.'' (NEV-MCT)02.06.2011 12:57:35
<< Önceki Haber ''Suriye'de Değişim Konferansı'' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER