Denizli'nin Çal ilçesine bağlı Aşağıseyit köyünde 837 yıldır süregelen bir gelenek olan ''
Sudan Koyun Geçirme
Yarışması'' yapıldı.
Sabahın
erken saatlerinden itibaren
şenlik alanında başlayan etkinlikler çerçevesinde, kangal köpekleri ve
koyun sürüleri eşliğinde yapılan yürüyüşle Yörük göçü canlandırıldı.
Etkinlikte konuşan Çal Kaymakamı Fatih Arıkoğlu, yarışmanın 8 asırdır halkın gönlünde yer ettiğini belirterek, vatandaşların katılımının, yarışmanın yüzyıllarca devam edeceğini gösterdiğini söyledi.
Gıda,
Tarım ve
Hayvancılık Denizli İl Müdürü Yusuf Gülsever de, geleneğin yaşatılmasının çok önemli olduğunu ifade ederek, etkinliği her yıl daha güzel yapmaya gayret ettiklerini dile getirdi.
Vatandaşların etkinliğe yoğun ilgi gösterdiğini kaydeden Gülsever, şöyle devam etti:
''Bu etkinlik Türkiye'ye ve dünyaya örnek olacak bir etkinliktir. İnsanın hayvanına olan güzel sevgisi, hayvanıyla bütünleşmesidir. Yarışmaları seyir için gelen vatandaşların da birbirleriyle kaynaşmasını görüyoruz. Burada, bunun da mutluluğunu, bereketini görüyoruz, ortaya güzellikler çıkıyor. İleride bu yarışmanın
bölge,
ülke ve hatta yurtdışına da yansımasını istiyoruz, İspanya'daki Boğa
Güreşleri gibi. Ama burada güreş değil, bir tatlılık var. Çobanla hayvanının devamlı kucaklaşması ve sevginin bütünleşmesi var. Bu güzelliği ve sadakati insanlarımız
çobanlarla paylaşıyorlar. Yarışmayı dünya ile buluşturmasını istiyoruz.''
Çal
Ziraat Odası Başkanı Ömer Ayhancı da, geleneksel hale getirilen yarışma ile
gıdanın temeli olarak kabul edilen hayvancılığın ve tarımın öne çıkmasını sağlamak adına burada toplandıklarını belirtti.
Konuşmaların ardından düzenlenen Sudan Koyun Geçirme Yarışması'nda, Denizli'nin Çal, Çivril ve Baklan ilçelerinden 28 çoban, rengarenk boyadıkları sürünün lideri koçların öncülüğünde koyunlarını Büyük
Menderes Nehri'nde karşıya geçirmeye çalıştı.
Yarışma, çobanın kendisinin nehre atlamasının ardından sürünün içinden el koyunu olarak seçtiği koyun ve diğerlerinin atlamasıyla gerçekleştirildi. Sırayla atlayışlarını yapan sürüler, jüri tarafından verilen puanla değerlendirildi. Yarışmada bazı çobanların, sürülerin liderleriyle nehrin karşısına geçtiği, bazı sürülerin çobanları takip etmeyerek geri döndüğü gözlendi.
Yarışma sonunda, geleneklere uygun olarak, şenlik alanında kaval çalındı, dereceye giren çobanlara ödülleri verildi.
-YARIŞMANIN ÖYKÜSÜ-
Aşağıseyit köyünde her yıl düzenlenen yarışmaya ilham olan
efsane şöyle:
''Karakoyunlu aşiretinden bir çoban, Çal yöresine yerleşen
Oğuz beylerinin birine çoban olur. Çoban ile
beyin kızı birbirlerine
aşık olur. Yörede çok sevilen çoban, beyden kızını ister ancak alamaz. Kızını vermek istemeyen bey, çobana 'Koyunlara 3 gün boyunca tuz yedireceksin ve Büyük Menderes Nehri'nden su içirmeden karşıya geçireceksin' der. Bu şartı kabul eden çoban, koyunları su içirmeden karşıya geçirir. Bey yine de kızını vermez. Beyin kızının aşkından hastalanması üzerine çoban yöreden kovulur. Kız bir süre sonra ölür. Çoban, ömrünü kaval çalarak dağlarda geçirir.''
(İBS-MUS-AYT-İU)11.09.2011 18:41:18