Ergin Akgün - Karakalem Çizeri Mehmet
Emin Doğan, ''Sadece
siyah beyazı kullanarak,
mavi gözlü bir insanı çizmek için titiz çalışmak gerekiyor'' dedi.
Doğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, karakalem çizme yeteneğini 10 yaşında fark ettiğini ifade ederek,
sınıf öğretmeninin bu yeteneğini keşfetmesinde önemli rol oynadığını söyledi.
Resmin hayatının her döneminde var olduğunu ifade eden Doğan, ''Yeteneğimi İlköğretim 3. sınıfta fark ettim. Sınıf öğretmenimi
derste yazı defterime çizmiştim. Masada oturmuş, şekilde kurşun kalemle yazı defterime çizmiştim. Aynı ders bitmeden öğretmenimiz çizdiğim resmi gördü ve çok beğendi. O sayfayı koparıp, diğer öğretmenlere de göstermişti. Diğer öğretmenler de, 'sen çok iyi resim yapıyorsun' diyerek beni çok sevindirmişlerdi. O resim günlerce sınıfta panoda asılı halde durdu. 1985'ten bu yana resim hayatımın hemen hemen her gününde var oldu, olmaya da devam ediyor'' diye konuştu.
Karakalem çizmenin en önemli inceliğinin ''
sabır'' olduğunu ifade eden Doğan, kabiliyetin de bir sınırı bulunduğunu vurguladı.
Doğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Sabırdan sonra karakalem çizim
tekniklerinin bilinmesi gerekiyor. Kalıplara tıkalı kalmamak da önemli. Karakalem çizeri araştırmacı olmalı. Dünyanın her yerinde
ressamlar bu işi yapıyorlar. Herkesin kendine has teknikleri de var. Sürekli teknik ve deneme yanılma yöntemiyle çalışmalar yapılıyor. Eksiklikler, yeni akımların ardı arkası kesilmiyor. Sizden çok daha iyilerinin olduğunu bilmek, sizi sürekli kendinizi yenilemeye ve yeni teknikler uygulamaya yöneltiyor.''
-TÜRKİYE'DE KARAKALEM SANATI-
Doğan, Türkiye'de karakalem sanatının
Avrupa'ya göre biraz geri planda kaldığını belirtti.
Türkiye'de sadece Tuna Ferit Hidayetoğlu'nun dünya ile yarışır düzeyde bir ressam olduğunu anlatan Doğan, ''Resim, Türkiye'ye 1900'lü yıllarda girmeye başlarken, Avrupa'da ise 16. yüzyıldan bu yana çok ileri düzeyde çizimler yapılıyor. Bunda, Rönesans döneminin etkisi yadsınamaz. Avrupa ile aramızda 400 yıllık bir fark var. Ben bu gecikmenin nedenini, resmin
İslam dini ile olan ilişkisine bağlıyorum'' dedi.
Doğan, karakalemin zıtlıkları görerek sağlandığını ifade ederek, karakalemde beyaz ve siyah oranının iyi ayarlanması gerektiğini dile getirdi.
Doğan, şöyle konuştu:
''Karakalemde canlılığı, tamamen zıtlıkları görerek sağlıyoruz. Beyaz ve siyah arasındaki oranı iyi tespit etmek gerekiyor. İyi görebilen her insan, iyi bir ressam olabilir. Sadece siyah beyazı kullanarak, mavi gözlü bir insanı çizmek için titiz çalışmak gerekiyor. Işıltıyı ve gözlerindeki o açıklığı iyi vermek gerekiyor. Karakalem çizimlerine başlayacaklara tavsiyelerim, sabırlı olmaları yönünde. İlk başlarda sıkıcı ve yorucu gelebilir. Fakat sabırla iyi bir eser çıkarıldığı ve beğenildiği zaman çorap söküğü gibi devamı gelecektir. Ben halen kendimi yeterli bulmuyorum. Kendime ressam demiyorum bu yüzden ve çizer diyorum.''
-ÇİZDİĞİ PORTRE BAŞBAKAN'A HEDİYE EDİLDİ-
Standart portre olarak değerlendirildiğinde, çizime verilen süre arttıkça resmin de güzelleştiğini bildiren Doğan, şunları kaydetti:
''Kalemin ucunu açtıkça resim güzelleşir. Benim 22 saatte çizdiğim resimler de oldu. Örneğin,
Atatürk'ün portresini 22 saatte bitirdim. Kalemi sürekli açarak,
iğne gibi ince ince çizdim. Beni en çok zorlayan ise Atatürk portresi oldu. Bir çocuk portresi 45 dakika alırken, çok
yaşlı insan portresi 4 saate kadar uzayabiliyor. Zor çizim yoktur, detay gerektiren çizimler vardır.''
Kendisine ünlü isimleri çizmesi için teklifler geldiğini belirten Doğan,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı çizdiği bir portrenin ise Şanlıurfa'ya geldiğinde kendisine
hediye edildiğini sözlerine ekledi.
(ERA-RC-ÜNS)03.08.2011 15:17:51