Ak
deniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji B
ölümü'nde yapılan bir araştırma, kekiğin sinek kovucu ve öldürücü özelliği bulunduğunu ortaya çıkardı.
Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi'nde yaklaşık 10 yıldır haşereler üzerine araştırmalar yapan Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Çetin, haşereyle organik mücadele için Toros Dağları'nda çoğu endemik 30'a yakın bitkiyi incelediğini söyledi.
Haşereyle mücadelede kullanılan kimyasal ilaçların insan ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerine dikkati çeken Çetin,
Türkiye'nin bitki çeşitliliğini de göz önünde bulundurarak, bitkilerden elde edilen yağların haşereler üzerindeki etkilerini araştırdıklarını kaydetti.
Elde edilen bulguları ''oldukça
ümit verici'' diye nitelendiren Çetin, kekiğin sinekler üzerinde öldürücü ve kovucu etkisi olduğunu tespit ettiklerini anlattı. Direnci güçlü sinekler üzerinde yapılan araştırmalarda da yüzde 100'e yakın başarı gözlemlediklerini anlatan Çetin, ''Tıp Fakültesinden
öğretim üyeleriyle insanlar üzerindeki etkisini araştırdıktan sonra patentini alıp, haşerelerle bitkisel mücadele yapmayı hedefliyoruz'' dedi.
-KEKİK KOKUSUNA MARUZ KALAN SİNEKLERDE YÜZDE 80 VE ÜSTÜ ÖLÜM
Çetin, kekiğin sinekler üzerindeki öldürücü etkisini şöyle anlattı:
''Yaptığımız deneylerde,
kekikten elde edilen uçucu yağların sineklerin solunum sistemini etkilediği, bazı enzim sistemlerini durdurduğu ya da artırdığı ve bu şekilde solunum sistemindeki trakelerin kapanmasına sebep olduğunu tespit ettik. Olfaktometre gibi Dünya
Sağlık Örgütünün kabul ettiği cihazlarla yaptığımız deneylerde, kekik kokusuna maruz kalan sineklerde yüzde 80 ve üstü ölüm tespit ettik. Bazı deneylerde ise, direnci az olan sineklerin yüzde 100'ü öldü.''
Bitkilerden elde edilen ürünlerin kullanımının gelecek yıllarda artacağına değinen Çetin, kimyasal ilaçların yerini, doğada daha kolay parçalanabilen, güzel kokan ürünlerin alacağını söyledi.
Çetin, bu tür araştırmaların endemik türlerin korunması açısından önemli olduğunu belirterek, ''Dünyada bir
takım bitkilerden ilaçlar elde ediliyor. Türkiye, bu tür ilaçları genellikle
yurt dışından
ithal ediyor. Türkiye'den toplanan bitkiler, ilaç olarak ülkemize satılıyor. Bu araştırmalara ağırlık verilip ülkeyi dışa bağımlılıktan kurtarmak gerekiyor'' diye konuştu.
-10 YIL SİNEK BESLEDİ, 200'ÜNCÜ NESLE ULAŞTI-
Yaklaşık 10 yıldır
sivrisinekler, karasinekler ve hamam böcekleriyle ilgili araştırmalar yaptıklarını belirten Çetin, laboratuvarda kullanılan ilaçlara karşı haşerelerde direnç oluşup oluşmadığını araştırmak için referans kültürler yetiştirdiklerini de anlattı.
Bu nedenle İngiltere'den getirilen bir sinek türünü 10 yıldır beslediklerini belirten Çetin, 10 yıl içinde bu sinek türünün 200'üncü nesilini yetiştirmeye başladıklarını kaydetti. 200 nesildir beslediği sineklere adeta ''gözü gibi baktığını'' belirten Çetin, ''Çocuklarım gibi oldular. Onlara ailemden daha fazla zaman ayırır hale geldim'' dedi.
-DENİZ SUYUNDA ÜREYEN SİVRİSİNEK TÜRÜ TESPİT ETTİK-
Çetin, araştırmaları sırasında
Antalya kıyı şeridindeki falezlerde,
küçük deniz suyu birikintilerinde üreyen ''Ochlerotatus'' cinsi bir sivrisinek türü de tespit ettiklerini kaydetti.
Yetkililerin, falezlerdeki
doğal yaşama zarar vermemek için bu sivrisinek türüyle mücadelede zorlandığına dikkati çeken Hüseyin Çetin, ''
Sineklerle mücadele etmek isterken çevreye yaydığımız kimyasal ilaçlar, diğer canlılara zarar verebilir. Kekik gibi doğal mücadele yöntemleri ise, bu tür durumlarda rahatlıkla kullanılabilir'' diye konuştu.
(SE-GÜÇ-ECN)14.08.2011 11:30:25