İsmail Çimen - Samsun'da babadan kalma aletlerle silah ustalığı yaparken, hayatlarını değiştiren ''cerrahi alet üretimi'' onlar için yeni bir devrin kapılarını araladı. Bahadır Tıbbi Aletler Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bahadır, ''Bundan 25-30 sene önce cerrahların makaslarını bile keskinleştirecek bir yer yokken bugün burada 350 çeşit makas üretiyoruz. Üretimden direkt olarak 30-40 ülkeye, dolaylı olarak 80 ülkeye bu aletleri satıyoruz'' dedi. Ahmet Bahadır, kendileri için yeni bir devrin başlangıcı olan cerrahi alet üretiminin ilginç tesadüfler ışığında hayatlarına girdiğini ve başarı hikayesini AA muhabirine aktardı. Amcalarının hastalığının bu işe başlamalarında en büyük etken olduğunu belirten Bahadır, şunları kaydetti: ''Sanayi sektörüne atılmadan önce burada baba mesleği silah ustalığı ile uğraşıyorduk. 12 kardeşli bir ailede yine silah ustalığı yapan işçi bir babanın çocuklarıyız. O dönemin zor şartlarında tüm kardeşler çalışmak zorundaydık. Zor şartlarda olduğumuz için çok büyük mücadele vermek zorunda hissediyorduk kendimizi. Yine o dönemde amcamızın geçirdiği bir rahatsızlık sonucunda kendisini Ankara'daki bir hastaneye götürdük. Doktorların ameliyat olması yönünde karar vermesi sonrasında amcam ameliyat oldu. Ancak gördük ki operasyonda kullanılan malzemeler kısıtlı ve eski. Silah ustası olduğumuzu bilen cerrah tanıdıklarımız da zaman zaman bize kullandıkları malzemelerini tamir için getirirdi. Ankara'da gördüğümüz manzara da bizim bu işe yönelmemizde etkili oldu. Neden olmasın düşüncesiyle bu işe başladık.'' Türkiye'de sanayinin 30-40 yıl öncesinde yok denecek kadar az olduğunu vurgulayan Bahadır, ''O dönemde sadece montaj sanayi vardı. Biz o zaman babamın ustalığı sayesinde insanların kullandıkları aletlerin kırılan parçalarını babamla birlikte tamir ederdik. Cerrahların bu aletlere ihtiyaçları olduğunu da bilmiyorduk. Bu aletlerle de tesadüfen karşılaştık ve tamamının dışardan geldiğini öğrendik. Bu aletlerin birçoğu halen dışardan geliyor. Bu alandaki boşluğu görerek işe başladık. Şuan ihtiyacın ancak yüzde 15'ini karşılıyoruz. Kalan yüzde 85'lik ihtiyaç hala dışardan geliyor'' dedi. -''SİLAH USTALARI ARTIK AMELİYAT MAKASI, AMELİYAT EKARTÖRÜ, PENSE VE BU BENZERİ ÜRÜNLERİ YAPMAYA BAŞLADI'' Bahadır, 1980'li yılların Türkiye'de dövizin olmadığı, her şeyin dışardan geldiği, ülkenin de yokluklar içinde bulunduğu bir dönem olduğunu, hastanelerde ameliyatların yapılmasında zorluklar çekildiğini, kendilerini tanıyan cerrahların silah yerine kendilerine ihtiyaçları olan malzemeleri yapmaları yönünde telkinlerde bulunmalarınında bu işin başlangıcı için etkili olduğunu vurguladı. Ahmet Bahadır, şöyle dedi: ''Cerrahi alet yapmak için kolları sıvadık. Ancak bu işi nasıl yapacağımızı bilmiyorduk. Öğrenebileceğimiz bir yer aradık ama Türkiye bu olanakları bulamadık. Yaptığımız araştırmalar sonucunda bu aletlerin Almanya'da üretildiğini öğrendik. Stuttgart kentinin güneyinde Tuttingen diye bir yer var. Dünya cerrahi aletlerinin tamamı burada üretilmekte. Kardeşlerimle birlikte buraya gittik. Bu işin ne şekilde yapıldığını öğrenmeye çalıştık. Bu seyahatlerimiz öğrenmek amacıyla sıklaştı ve bugün bu aletlerin yapımını gözlem yoluyla öğrendik. Bir şekilde bu işe kendimizi adadık. Silah ustaları artık ameliyat makası, ameliyat ekartörü, pense ve bu benzeri ürünleri yapmaya başladı. Bugün 350 çeşit alet üretebiliyoruz.'' -''10 GRAMLIK BİR KROM PARÇASI İŞLENİNCE 300 DOLAR OLUYOR''- 11 dönüm kapalı alanda 150 kişiyle üretim yaptıklarını da belirten Bahadır, şöyle devam etti: ''11 dönüm kapalı alanda yaptığımız üretimde gördük ki bu iş emek isteyen bir iş. Katma değeri çok yüksek bir iş. Yani bir hammaddenin fiyatı diyelim ki 5 dolarsa, bu ürün haline geldiğinde, bir cerrahi makas olduğunda 300 dolar oluyor. 10 gramlık bir krom parçası, bir cerrahi makas olduğu zaman 300 dolar oluyor. Bu iş kuyumcu titizliğiyle yapılan bir alet üretme işidir. Katma değeri çok yüksek çünkü seri üretimi yok. Cerrahların dünyada sayısı azdır. Toplasanız dünyada 10 bin beyin cerrahı yoktur. Onların kendilerine has aletleri vardır. Bunları kendi talepleri doğrultusunda yapıyoruz, dünyada da zaten bu böyledir.'' -ARTAN ELEMAN SAYISINI KONTROL EDEMEYİNCE... Yapılan işin katma değerinin yüksek olması nedeniyle eleman sayısını artırdıklarını ancak geçen süre zarfında bu sayının kontrolden çıktığının altını çizen Bahadır, bu işin çözüm noktasında yine Almanya örneğini incelediklerini ifade ederek, şunları kaydetti: ''Almanya'da gördük ki bir yan sanayi oluşturulmuş. Yani makas yapan firma ayrı, cımbız yapan ayrı, ekartör yapan ayrı, mikro makas yapan ayrı, makro makas yapan ayrı. Bir kasabada 500'e yakın firma var. Toplamda da 20 bin çeşit alet üretiliyor. Ayrıca bunların hammaddesini getiren, satan da ayrı. Burada bir sektör oluşmuş. Bütün bunları görünce Samsun'da da medikal bir kümelenme yapalım istedik. En verimli insanın, kendine çalışan insan olduğunu düşünerek Almanya modelini uygulamaya karar verdik. Bizimle çalışan insanlara kendi işlerini yapmaları için makine ve ekipman desteği verdik. Ürettiklerini bize satacakları gibi başkasına da satabileceklerini söyledik ve burada bir yan sanayi oluşturduk. Şuan bizden ayrılan yaklaşık 40 arkadaşımız açtığı iş yerlerinde üretim yapıyorlar. Bu işte yan sanayi olmadan tam sanayi olmuyor. Yan sanayi olunca insanlar kendine çalışıyor ve bu şekilde işler daha verimli yürüyor.'' -''25-30 SENE ÖNCE CERRAHİ MAKASI BİLETECEK BİR YER YOKTU''- Bahadır, yaklaşık 25-30 sene önce Türkiye'de cerrahi makası biletecek, keskinleştirecek bir yerin olmadığını gelinen noktada ise 350 çeşit makas üretiminin gerçekleştirildiğini ifade ederek, konuşmasını şöyle tamamladı: ''Bundan 25-30 sene önce cerrahların makaslarını bile keskinleştirecek bir yer yokken bugün burada 350 çeşit makas üretiyoruz. Üretimden direkt olarak 30-40 ülkeye, dolaylı olarak 80 ülkeye bu aletleri satıyoruz. Burada mikroskop altında alet üretiliyor çünkü mikroskop altında ameliyat yapılıyor. Mikroskopla gerçekleştirilen ameliyatlarda mikroskop altında yapılmış bir alet kullanmanız gerekiyor. Son yıllarda Samsun'da 40'a yakın iş yeri açıldı. Bunlar bizim yanımızdan ayrılan arkadaşlarımızın iş yerleri. Burayı cazibe merkezi yapmak istiyoruz. O noktadan bakıldığında buraya sağlık organize sanayi yapılması gerekir. Sadece cerrahi alet değil, cerrahi operasyon aletleri, doğum masaları, tavan lambaları, yıkama üniteleri, görüntülü cihazlar, insanların aklına sağlıkla ilgili ne geliyorsa Samsun'da bunun tedarik edilmesi gerekir. Bu sektör Türkiye'de bilinmiyor. Bu sektör özel önem taşıyan bir sektördür. Döviz kazandırıcı bir hizmettir. Dolayısıyla buradan kazanılan her kuruş dışarıya o kadar paranın gitmesini önleyecek bir kuruluştur bu sektör.'' (İSM-HRN-MTN)24.07.2011 11:52:30