Ordu'da bir
sigorta şirketi Hikmet Kara isimli vatandaştan 5 yıl önce sattığı aracın yaptığı
kazanın masraflarını istedi.
Hikmet Kara, 1955
model kamyonetini 2005 yılında 2 bin 500 liraya sattı. Satış, noter üzerinden yapılmadı, fakat taraflar bir
sözleşme ve şahitlerin imzası ile
satışı
belgeye döktü. Ancak
araç Hikmet Kara'nın üzerinde görünürken satışı yaptığı kişi aracı üçüncü bir kişiye sattı. Bu araç 5 yıl sonra iki kez kaza yaptı. İlk kazada rengi tutan, ama plakası alınamayan bir pikap bir kazaya karışıp kaçtı. İkincisinde ise Hikmet Kara'nın sattığı pikap ehliyetsiz bir sürücü tarafından bir araca çarptıktan sonra kaçtı, sürücü daha sonra yakalandı.
İlk kaza ile ilgili polis Hikmet Kara'nın bilgisine başvurdu. Kara, kısa bir süre sonra ikinci kazadan haberi olmaksızın aracın noter satışını yaptı. Birkaç ay sonra sigorta şirketi ikinci kazada çarpılan aracın 3 bin 500 lira kadar olan masraflarını almak üzere Kara'ya haciz gönderdi. Kara bu andan itibaren hukuk mücadelesi başlatarak haczi durdurdu. Sigorta şirketinin açtığı icranın durdurulmasını kaldırma isteğini içeren
dava Samsun'da görülüyor.
Hikmet Kara başına gelenlerin şaşkınlığı içinde şunları söyledi: "İlk kazada polis benim bilgime baş vurdu. Ben olanı biteni anlattım. Aramızda yapılan satış sözleşmesini de gösterdim. Ancak ikinci kaza ile ilgili hiç kimse bana bilgi vermedi. Bana güvenlik güçleri bilgi vermediği gibi sigorta şirketi de bilgi vermedi. Üstüne üstlük daha önceden haber de vermeden bana icra gönderdi. Bir insana habersiz icra gönderilebilir mi? Benim ikinci kazadan bu icradan sonra haberim oldu. Ben aracı 2 bin 200 liraya satım, benden 3 bin 500 lira kaza masrafı isteniyor. Belki bu dava bitene kadar faiziyle 7- 8 bin
Lira olacak." dedi.
Bir olay olduğunda
tanık ya da şahit arandığını aktaran Kara, "Ben benim başına geleni Türkiye'nin bilmesini ve tartışmasını istiyorum. Belki benim gibi yüz binlerce insan var. Evet doğru benim satışı yapar yapmaz aracı da alan kişinin üzerine devretmem lazım. Ama bu satışı belgeleyen ve şahitlerin de imzası olan bir belge var. Eğer bunlar geçerli değil ise şahitlik bu kadar anlamsız ise neden bir olay olduğunda tanık ya da şahit aranıyor. O zaman ben de birinin silahını alayım birini vurayım silahın sahibi suçlu olsun. Bu olabilir mi?" diye konuştu.