Muğla'daki öğrenci olaylarında hayatını kaybeden Şerzan Kurt ile ilgili davanın üçüncü
duruşmasına
Eskişehir 1. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Davacı ve
sanık avukatlarının taleplerinin alındığı duruşma bir saat sürdü. Duruşmada, davacı avukatlarının bundan sonra olayla ilgili başka tanıklarının dinlenmemesi yönündeki talebi ile sanık avukatının müvekkillerinin
tahliye istekleri reddedildi. Sanık avukatlarından Kemal
Ertuğrul, müvekkilinin 10 aydır
tutuklu olduğunu ve delillerin hiç birinin müvekkilini suçlamadığını belirterek, "Suçlamalar gayriciddidir. Müvekkilim
kiralık katil değil, devletin şerefli bir polis memurudur." dedi. Ertuğrul, bu gerekçelerle müvekkilinin tutukluluğunun sona erdirilmesi gerektiğini söyledi.
Eskişehir 1.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Gültekin
Şahin, avukatı, maktül Şerzan Kurt'un babası Ömer ve annesi Nejla Kurt, avukatları, BDP milletvekili
Bengi Yıldız katıldı. Duruşmanın başında
mahkeme heyeti sanık avukatları ile davacı avukatlarının taleplerini dinledi. Davacı avukatları, sanığın olay sırasında kasten ve
hedef seçerek ateş etiğini ve böylelikle
ölüm olayını gerçekleştirdiğini ileri sürdü.
Sanık avukatlarından Kemal Ertuğrul ise Şerzan Kurt'un kurşun değil başına aldığı
darbe sonucu travma geçirerek hayatını kaybettiğini kaydetti. Avukat Ertuğrul, "Olayla kullanıldığı ileri sürülen 7.65 çapındaki mermide Kurt'a ait DNA izi de bulunmadı. Maktul ile sanık arasında 55 metre mevcut. Ama ateş 7-8 metreden gerçekleştirilmiş. Ölüm olayından önce bölgede taşlı sopalı
kavga yaşanmıştır. Müvekkilim katil olamaz. O bir kiralık katil değil, devletin şerefli bir polis memurudur. Tahliyesini talep ediyoruz." dedi.
Hakkındaki iddiaları reddeden sanık Gültekin Şahin de, olay esnasında kendisinin caddenin ortasında olduğunu, maktulün ise caddenin solunda ve kaldırıma yakın olduğunu ve bununda tespit edildiğini, görüntülerle de belirlendiğini vurguladı. Şahin, "Benim havaya ateş ettiğim yer belli. O mesafeden Şerzan Kurt'u vurmak fizik ötesi bir şeydir. Akla mantığa aykırıdır. Böyle bir durum olabilir mi? Kasten ateş ettiğim yönündeki iddiaları da kabul etmiyorum. 10 aydır tutukluyum. Mağdurum ve tahliyemi istiyorum." ifadesini kullandı.
Tarafların taleplerini reddeden mahkeme heyeti, duruşmayı yeni tanıkların dinlenmesi ve eksik evrakların tamamlanması için 6
Mayıs 2011 tarihine erteledi.
Duruşma sonrası bir açıklama yapan Şerzan Kurt'un babası Ömer Kurt, olayın bir an önce aydınlanmasını isteyerek, "Türkiye'de tekrardan karanlık bir dönem getirilmek isteniyor. Bu olay sadece bir kişinin yargılanması olarak algılanmamalı. Bu davayla beraber üniversitelerde karışıklık çıkarmak isteyen odaklarında ortaya çıkarılmasını istiyoruz." açıklamasını yaptı.
Şerzan'ın davasının halkın davası olduğunu ileri süren Kurt, "Statükonun değişmesini istemeyen resmi uzantılarla
sivil uzantıların sürekli barışın, kardeşliğin, dostluğun pekiştiği sırada bu kışkırtmalar oluyor. Artık bunlar sonlandırılmalı ve olaylar aydınlatılmalı."dedi.
Öte yandan, taksicilik yaptığı öğrenilen ve
adliye civarında
Türk bayrağı açarak davayı
protesto eden Ahmet Ş. (27) polis ekiplerince bölgeden uzaklaştırıldı. Gözaltına alınan Ahmet Ş., ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü.