Levent Harman -
Osmanlı İmparatorluğu döneminde en gözde el sanatları arasında yer alan
gümüş süsleme sanatı savat, bir dönem yüz
atölyenin bulunduğu Van'da, şu anda yalnızca bir ustanın elinde şekilleniyor.
Savat işlemeciliğinde ünlü ustalar sayesinde, Osmanlı döneminde ''900 ayar gümüşe tuğra vurma yetkisi''ni
İstanbul ile paylaşan Van'da, 1915 yılından sonra unutulmaya yüz tutan savat sanatı, geliştirilen projelerle adeta yeniden hayat buluyor.
Gümüşlü savat işlemeciliğini kentte yaşatmak için uğraş veren savat ustası
Erdal Binici, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Osmanlılarda asırlarca kullanılan savatın, gümüş üzerine yapılan özel bir süsleme tekniği olduğunu belirterek, oluşturdukları atölyede gümüş ile savatı bütünleştirip kente özgü yeni
model ve motifler ortaya çıkardıklarını söyledi.
Binici, gümüşün el işi ile bütünleştiği tüm modellerin atölyelerinde yapıldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Atölyemizde kemerden bileziğe, yüzükten küpeye, kolyeden broşa, tabakadan esans kutusuna, kadar bir çok modele savat tekniği uyguluyoruz. Özellikle kente özgü motifler ile Urartulardan günümüze kadar gelen tarihi motifleri savat tekniği ile gümüşe işliyoruz. Bu motifler arasında Van Kedisi, Van Kalesi, Hüsrevpaşa Camisi, Urartuların savaş tanrısı Haldi,
ters lale, Van lalesi, Hoşap Kalesi,
Van Gölü,
Akdamar Adası ve kilisesi ile İshakpaşa Sarayının figürleri yer alıyor. Hazırladığımız modeller özellikle
yerli ve
yabancı turistlerden büyük ilgi görüyor.''
Van'da, savatı el işi olarak gümüşe işleyen tek atölye olduklarına dikkati çeken Binici, ''Bizim dışımızda birkaç atölye daha var, fakat kum döküm dediğimiz tekniği kullandıkları için onlara savat atölyesi diyemeyiz'' dedi.
Binici, bu yıldan itibaren dünyada bir ilki gerçekleştirerek savatlı kol saatleri yaptıklarını bildirerek, savatlı saatlerin gerek görüntü itibariyle gerekse sağlamlık açısından diğer el işi saatlere göre daha kullanışlı olduğunu ifade etti.
Savatın istenilen düzeyde tanıtılması durumunda kentin ve bölgenin ekonomisine önemli katkı sunacağına değinen Binici, kentin en önemli değerleri arasında bulunan savatın, özellikle Valilik bünyesinde çok iyi tanıtılması ve gelecek nesillere aktarılması gerektiğini sözlerine ekledi.
-SAVAT İŞLEMECİLİĞİ-
Bir tür süsleme tekniği olan savat, gümüş üzerine uygulanıyor. Çeşitli desen ve figürler, gümüşün üzerine kurşun veya sabit kalemle çizilerek, bu taslağın üzerine çelik uçlu kılcal kalemle ince kanallar açılıyor.
Bu sırada bakır, kurşun, kükürt ve gümüşün 750 derecelik ısıda karıştırılmasıyla elde edilen ve savat adı verilen alaşım, soğumaya bırakılıyor. Soğuduktan sonra toz haline gelinceye kadar dövülerek elde edilen savat, gümüş üzerinde önceden açılmış ince kanallara dökülüyor.
Daha sonra
mangal ateşine tutulan ve ısının etkisiyle tekrar eriyen savatın bu şekilde boşluklara daha fazla nüfuz etmesi sağlanıyor.
Bu aşamadan sonra soğuması için bekletilen savatlı gümüşler, cilalanarak satışa sunuluyor.
(LEV-RİN-HMD)11.08.2011 13:33:18