Sakarya ve Kocaeli'nin içme su kaynağı olan
Sapanca Gölü koruma çalışmaları sonuç verdi. Gölde ilk kez 1998 yılında yoğun
kirlilik ve
oksijen azalması sonucu ısı değişimiyle birlikte alg patlaması meydana gelmiş ve göl kızıla bürünmüştü. 2007 yılına kadar birkaç kez daha kızaran göl, son yıllarda yapılan koruma çalışmaları ile 3 yıldan bu yana kızarmıyor.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu'nun (
TÜBİTAK) desteği ile en son yapılan bilimsel çalışmada, Sapanca Gölü'nün yüzey suyunun ağır metaller dahil birçok parametre bakımından birinci
sınıf su kalitesi sınıfında olduğu belirlendi. Göldeki tarımsal kirliliğin de evsel kaynaklı kirliliğe oranla düşük olduğu tespit edildi.
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Adapazarı Su ve
Kanalizasyon İdaresi (ADASU) Başkanlığı, gölün kirlilikten kurtarılmasına yönelik son yıllarda önemli çalışmalar yaptı.
Güney kolektördeki
kaçaklar giderildi, kuzey kolektör inşaatının büyük bir kısmı tamamlandı. Ayrıca son yıllarda bölgenin yağış almasıyla birlikte göldeki
su seviyesi yükseldi ve oksijen oranında artış oldu. Bu çalışmalar sayesinde Sapanca Gölü artık 3 yıldan bu yana kızarmıyor.
Ayrıca ADASU ayrıca gölden kimin ne kadar su kullanacağı ilişkin çalışma yürütüyor. Gölün 1990'da yıllarda kullanılabilir aktif su hacmi maksimum 136 milyon metreküp olarak belirlenmişti. ADASU yeni bir çalışma ile gölün su hacmini yeniden belirleyecek ve kimin ne kadar su kullanacağına ilişkin rakamı tespit edecek. Gölün etrafından bulunan sanayi tesisleri ve diğer işletmeler belirlenen oranın üzerinde su kullanamayacak.
Bu arada gölü rahatlatmak ve daha az su kullanmak amacıyla alternatif içme su kaynakları çalışması da sürüyor. ADASU tarafından DSİ
işbirliği ile yapılacak olan Ballıkaya Barajı temeli de yakında atılacak. Barajın devreye girmesiyle Sapanca Gölü'nden daha az su çekilecek.
Koruma çalışmaları ve yağışların artması göldeki
ekolojik dengeyi de olumlu yönde etkiledi. Gölde tükenmekte olan kızılkanat,
turna, yayın ve sazan
balıklarının yeniden çoğalmaya başladı. Sapanca Gölü'nde daha önce başta kirlilik, kuraklık ve bilinçsiz avlanma sebebiyle bazı balık türleri yok olmuştu.