Konya Sanayi Odası (KSO) Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, küresel
krizin dünya ekonomisinin eksenini
batıdan
doğuya kaydırdığını, bu yüzden Türk sanayicisinin hızla büyüyen Çin ve
Hindistan pazarlarına daha fazla odaklanması gerektiğini söyledi.
Büyükhelvacıgil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya ekonomisinde son 3 yılda çok ciddi değişimler yaşandığını belirterek, artık ''ne üretirsem satarım'' anlayışının modasının geçtiğini, yeni fırsatları görebilen, yenilik yaratabilen ve daha nitelikli yüksek katma değerli
üretim yapan ülkelerin dünyada söz sahibi olduğunu bildirdi.
2008 yılının son aylarında ABD'de başlayan küresel
ekonomik krizin ekonomi tarihinde yeni bir milat olarak değerlendirildiğini anımsatan Büyükhelvacıgil, bu krizle birlikte, dünyanın üretimin gücünü yeniden anladığını belirtti.
Her yerde bir fırsat olduğunu, bu fırsatı görebilen girişimcilerin karlılıklarını daima artırdıklarını ifade eden Büyükhelvacıgil, şunları kaydetti:
''Batı ülkeleri önemli bir
tüketim merkezi olma özelliklerini korurken, Çin ve Hindistan'ın da aralarında bulunduğu Doğu ülkeleri de yeni bir üretim ve tüketim merkezi haline gelmişlerdir. Türkiye'nin doğusunda bu gelişmeler yaşanırken, AB ülkelerinde ekonomik ve siyasi krizler her geçen gün daha da derinleşiyor. Öte yandan
Ortadoğu ülkeleri yeniden şekillenmenin sancısını ve riskini taşıyor. Dünya ekonomisinde belirsizliklerin devam ettiği bu dönemde sanayiciler olarak yeni pazarlara yönelmeliyiz.
Küresel kriz dünya ekonomisinin eksenini Batı'dan Doğu'ya kaydırdı. Bu yüzden sanayicilerimiz hızla büyüyen Çin ve Hindistan pazarlarına daha fazla odaklanmalı. Bu ülkelere daha fazla mal satmalıyız.''
-''HEDEFLERE ULAŞMANIN YOLU...''-
Türkiye'nin çok dinamik bir müteşebbis gücü olduğunu anlatan Büyükhelvacıgil, şöyle devam etti:
''
2023 yılında 500 milyar dolar ihracat, 1 trilyon dolar
dış ticaret hacmi, 2 trilyon dolar Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) ile dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almayı hedefliyoruz. Ülkemizin bu hedefine ulaşmasında özel
sektör lokomotif rol oynamaktadır. Kalkınmanın anahtarı, stratejik bilgi ve bu bilgiyi üretime dönüştürecek müteşebbis gücüdür. Stratejik bilgiye sahip olamayan firmalar ve toplumlar, geleceğe dair sağlam bir öngörüde bulunamazlar. Bunun için üniversite-sanayi-devlet
işbirliği geliştirilmeli,
özel sektörün
rekabet gücü artırılmalıdır. Türkiye'nin ortaya koyduğu hedeflere ulaşmasının yolu, bilgi, üretim, ihracat ve istikrardan geçmektedir. Bu dört önemli unsurun önüne koyulan her engel Türkiye'nin kalkınmasının önünde engel teşkil edecektir.''
(MRS-TLN)12.08.2011 11:12:36