Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, ''Kimsenin bir üretim yaparken soluduğumuz havayı, içtiğimiz suyu, bitki yetiştirdiğimiz toprağı kirletmeye hakkı yok. Artık sanayici çevreye de duyarlı sanayici olmak mecburiyetinde'' dedi. Bakan Ergün, Derince ilçesinde faaliyet gösteren Koruma Klor Alkali Sanayi ve Ticaret A.Ş'yi ziyaret etti. Fabrikanın Yönetim Kurulu Başkanı Vefa İbrahim Aracı ile bir süre sohbet eden Ergün, fabrika yemekhanesinde işçilerle öğle yemeği yedi, sohbet etti. İşçilere hitaben konuşan Ergün, sanayici ile işçinin bir bütün olduğunu sanayici olmadan fabrikaların olmayacağını, hükümet olarak da yatırım yapması için sanayicinin önünü açtıklarını ifade etti. Fabrikalarda eskiye oranla önemli gelişmeler yaşandığını yemekhanelerin yapıldığını ve işçiye yemek verildiğini anlatan Ergün, babasının eskiden sefer tasıyla fabrikaya yemek götürdüğü yılları hatırladığını söyledi. Türk yatırımcının Mısır'da fabrika kurduğunu ve sadece fabrika götürmekle kalmayıp yemekhanesini de kurarak yemek verdiğini, bu durumun ise Mısır'ı şaşırttığını anlattı. Koruma Klor fabrikasının çok eski yıllarda kötü koku yaydığını belirten Ergün, ancak bugün böyle bir durumun söz konusu olmadığını kaydederek, şunları söyledi: 'İnsanlar çevre konusunda daha duyarlı. Kimsenin bir üretim yaparken bizim soluduğumuz havayı, içtiğimiz suyu bizim bitki yetiştirdiğimiz toprağı kirletmeye hakkı yok. Artık sanayici çevreye de duyarlı sanayici olmak mecburiyetinde. Gün geçtikçe bu şartlar da değişiyor. Çalışanlarının haklarının daha geliştirilmesi gerekiyor. Türkiye'de bunlar daha da gelişecek. Türkiye gün geçtikçe çalışanların hakları konusunda teknoloji ilerledikçe yatırım artıkça üretim artıkça çalışanların haklarını Avrupa standartlarına yaklaştırmak mecburiyetinde. Bizim rakibimiz Avrupa artık. Bizim rakibimiz Hindistan değil yani. Evet onlar bazı malları bizden daha ucuza üretiyor olabilirler. Ama biz onları kendimize rakip alamayız. Çin'de günde bir avuç pirinçle karnını doyuranlar var. Türkiye bunları çoktan aştı ve şartlarını gün geçtikçe şartlarını Avrupa standartlarına doğru taşıyan bir ülke. Henüz tam olarak oraya geldiğimizi söyleyemeyiz. Ama biz Avrupa ile rekabet ediyoruz. Üretimimiz, teknolojimiz işçi haklarımız çalışanların hakları Avrupa standartlarındaki sanayi tesislerindeki noktaya doğru gidiyor. Bu istikamette herkes birbirinin önemini, değerini bilerek işe devam ederse ilerleyebiliriz.'' -SİYASİ İSTİKRAR- Bakan Ergün, bir ülkenin ancak ülkedeki siyasi istikrar ile ilerleyebileceğini vurgulayarak ''O ülkede kargaşa varsa, yönetim çok başlıysa koalisyonlar varsa, yüksek enflasyon, yüksek faiz oranı, yüksek bütçe açıkları varsa o ülkede ne sanayici iş yapabilir ne çalışanların hakları düzelebilir. Herşey karmakarışık olur'' diye konuştu. 1970'li 1990'lı yıllarda ülkenin durumunun karışık, herkesin birbiriyle kavgalı olduğunu bu yüzden ilerleme sağlanamadığını vurgulayan Ergün, şunları kaydetti: ''Ne zaman Türkiye ilerlemeye başlamış bakıyoruz ki istikrarlı yıllar. Koalisyonlar kenara konulmuş, bir siyasi partinin tek başına iktidarı var ve memleket ilerlemeye başlamış. Bugün de aynı şey söz konusudur. 1950-60 arasında Demokrat Parti döneminde böyle bir hamle yaptı Türkiye. 1983-91 arasında bir hamle yaptı Türkiye, rahmetli Özal'ın döneminde. Bir de bu dönemde hamle yaptı Türkiye. Dünyada büyük bir kriz yaşanırken Türkiye bu krizin içinden güçlü bir şekilde sıyrılmayı böyle başardı. Yoksa biz eski düzen gibi olsaydık, Yunanistan gibi biz de dükkanı kapatmakla karşı karşıya kalırdık. İstikrar olduğu için Türkiye bunları aştı'' Ergün, seçmenin bir siyasi partiyi iktidara getirecekse mutlaka tek başına getirmesinin daha yararlı olacağını da söyleyerek sözlerini şöyle tamamladı: ''Bu 12 Haziran seçimleri belki Türkiye'de mevcut siyasi sistemi değiştirecek bir seçim değil. Yine iktidar partisi iktidar partisi olmaya, anamuhalefet anamuhalefet olmaya, diğer partiler de eskiden aldıkları milletvekili sayısına yakın milletvekili almaya aday görünüyor. Bir iktidar değişikliği ortaya çıkmayacak ama toplumun bu mesajı doğru vermesi doğru algılaması son derece önemli. Hepimizin birbirimize sahip çıkması birbirimizin önemini değerini bilmemiz, hem ülkenin istikrarını korumak için dikkat sarfetmemiz gerekiyor ki bugün var olan problemlerimizi çözüme kavuşturabilelim.'' (NEC-SEB)08.06.2011 15:16:12