Sanayi ve
Ticaret Bakanı Nihat
Ergün, MHP'nin
Diyarbakır mitingi öncesindeki
gözaltılarla ilgili, ''Sayın Bahçeli'nin böyle bir provokasyon varsa ve tespit edilmişse güvenlik güçlerini, hükümeti, yargı mekanizmalarını böyle bir tespiti yaptıkları için takdir etmesi, teşekkür etmesi lazımken başka bir istikamete yönelmesi başka açıklamalar yapması şahsen hiç şık düşmedi'' dedi.
Bakan Ergün,
Kanal A televizyonunda, Gebze'den canlı yayınlanan programda soruları cevaplandırdı. ''MHP'nin Diyarbakır'da yapacağı mitingle ilgili olarak yaşanan gelişmeler var. Bazı gözaltılar oldu. MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli, bununla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, AK Parti'ye yönelik sert ithamlarda bulunuyor. Bahçeli'nin açıklamasını nasıl buluyorsunuz?'' sorusu üzerine Ergün, kaba-saba yöntemlerle, sözlerle yürütülen bir mücadelenin anlamının olmayacağını ifade etti.
''Siyasi istikrar, güven ortamı ve bazı
ekonomik dengeler ne kadar önemliyse
siyasi partilerin istikrarı, güven ortamını, makro ekonomik dengeleri önemseyen söylemler içinde
iktidar mücadelelerini yürütmeleri de o kadar önemlidir'' diyen Ergün, kamuoyunun da bunu önemsediğini söyledi.
Onun için liderlerin
seçim çalışmalarını, iktidar mücadelelerini yaparlarken kamuoyunun bu beklentilerini muhakkak dikkate almaları gerektiğini yineleyen Ergün, şöyle konuştu:
''Kamuoyunun hoşlanmadığı, 'bu böyle olmaz' dediği söylem ve davranışlardan uzak durulması lazım. Biz iktidar partisiyiz. Seçimlerde eleştirileri normal karşılıyoruz. Tabii ki iktidara gelmek isteyenlerin ilk eleştireceği siyasi parti biz olacağız. Çünkü bizim icraatlarımız ön planda. Bunların yanlış eksik taraflarını görüyorlarsa buna dair eleştiriler yapacaklar. Ama bu işler sadece eleştiriyle olmaz. Esas siz ne yapacaksınız bu önemli. Siyasi partiler kendi yapacaklarını ön plana çıkarmalılar. Bizi eleştirsinler, ama esas kendi yapacakları ön planda olmalı. Kendi yapacaklarının hiç konuşulmadığı, sadece iktidarın eleştirileceği bir ortam doğru bir ortam değildir.''
Nihat Ergün, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Diyarbakır'a gitmek istemesinin,
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ise 9-10 yıl aradan sonra CHP olarak tekrar Diyarbakır'da görünmesinin güzel bir gelişme olduğunu dile getirdi.
-''YAKIŞIK ALMADI ZATEN''-
Siyasi parti liderlerinin
Türkiye'nin her yerinde mesajlarını topluma vermesi gerektiğinin altını çizen Ergün, şunları kaydetti:
''Kuşkusuz
siyaset atmosferinde bu yenilikleri provoke etmek isteyenler de olacaktır. Siyasilere karşı yanlış tavır içinde olanlar olacaktır. İşte Artvin'de
Hopa'da Baş
bakanımızın araçlarına karşı, konvoyuna karşı taşlı saldırılar... Kimisi taşlı, kimisi silahlı seçim atmosferini provoke etmeye çalışan unsurlar olduğunu görüyoruz. Bu kişilerin şu partili, bu partili, şu örgütten, bu örgütten olmasının fazla bir anlamı yok. Böyle kişiler var mı yok mu? Eğer böyle kişiler varsa tespit edilmişse yakalanmışsa o zaman buna sevinilmesi lazım ki güvenlik güçleri ve yargı mekanizmaları seçimi provoke etmek isteyen güçlere karşı uyanık davranmışlar, onları tespit etmişler, onları böyle bir provokasyonu yapamadan önce tespit edip yakalamışlar. Bu sevindirici bir olay. Bunun üzerinden iktidara yönelik bazı eleştiriler yöneltilmesi doğru değil. Yakışık almadı zaten.''
İktidarın büyük bir provokasyonun önlenmesine sevindiğini belirterek, ''Diyarbakır'da böyle bir provokasyon olsaydı ne olacaktı peki?'' diye soran Ergün, şöyle konuştu:
''Konuşulduğu gibi bir provokasyon gerçekleşseydi o zaman iyi mi olacaktı? O tablo kaldırılabilir, taşınabilir bir tablo olur muydu Türkiye için? Sayın Bahçeli'nin böyle bir provokasyon varsa ve tespit edilmişse güvenlik güçlerini, hükümeti, yargı mekanizmalarını böyle bir tespiti yaptıkları için takdir etmesi, teşekkür etmesi lazımken başka bir istikamete yönelmesi, başka açıklamalar yapması şahsen hiç şık düşmedi. Seçimin gerilimli atmosferinde liderler gerilmiş yorulmuş olabilirler. Seçimin çalışmalarında sevinçli olabilirler, kaygılı olabilirler, ama bu tür beyanlara yol açmamaları lazım. Bu sevinçler kaygılar yorgunluklar biraz kontrollü olmalı.''
-PROVOKASYON İHTİMALİ-
''Seçim sürecinde kısa bir süre kala provokasyon ihtimali olabilir mi?'' sorusu üzerine Ergün, seçim tarihinde bunların olabileceğine dair somut işaretlerin olduğunu, 22 Temmuz seçimleri öncesinde de provokasyon eylemlerinin engellendiğini hatırlattı.
22 Temmuz seçimine 10 gün kala büyük bombalı eylemlerinin planlandığına dair tespitler yapıldığını dile getiren Ergün,
referandum sürecinde
Dağlıca baskını gibi bir baskının
terör örgütü
PKK tarafından gerçekleştirildiğini kaydetti.
''
Provokasyonlar seçimlerde siyasi sonuç almak amacıyla her zaman olabilir'' diyen Ergün, şöyle devam etti:
''Dolayısıyla güvenlik güçlerinin istihbarat teşkilatlarımızın müteyakkız olması bundandır. İşte Kastamonu'da yaşandı, Hopa da oldu. Güneydoğu'da öğrenci yurtlarına, partimizin seçim ofislerine
bombalı saldırılar gerçekleştiriliyor. İstanbul'da bir bombalı saldırı gerçekleştirildi. Bunlar seçim atmosferiyle bağlantılı eylemler. Bu eylemler seçimlerden bağımsız değil. Bu tür provokasyonları olabileceğini zaten eskiden beri görüyoruz. Buna karşı güvenlik güçlerimiz, yargı mekanizmalarımız, istihbarat teşkilatlarımızın müteyakkız halinde olması son derece
doğal.
Allah muhafaza bir tanesi gerçekleşmiş olsa bu provokasyonların seçim atmosferinde nasıl bir seçim tablosu ortaya çıkar? Onun için liderler, partiler, partililer bu tür provokasyonlara karşı uyanık olmalı, güvenlik güçlerini hükümeti suçlamak yerine yardımcı olmalılar.''
(FTH-ZVR)01.06.2011 15:33:59