Sanayi ve
Ticaret Bakanı Nihat
Ergün, ''
Türkiye'de meslek liseleri konusunda morali, motivasyonu ortadan kaldıran bir süreç yaşandı'' dedi.
Derince ilçesinde bulunan
Öğretmenevi'nde ilçede bulunan
okul müdürleri, müdür yardımcıları ve öğretmenlerle düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Ergün, Türkiye'nin eğitime önem vermekten başka bir çaresinin bulunmadığını söyledi.
Türkiye'nin
genç bir nüfusa sahip olduğunu ifade eden Ergün, ''Genç nüfusu iyi eğiterek ve iyi bir gelecek hazırlayarak Türkiye adına çok önemli bir iş yapmış olacağız'' diye konuştu. Genç nüfusun Türkiye'yi zengin edeceğini ve dünyada güçlü kılacak bir potansiyele sahip olduğunu belirten Ergün, şunları kaydetti:
''İyi eğitemezsek ve onlara iyi bir gelecek hazırlayamazsak bu genç nüfus Türkiye'nin en büyük problemi olur. Sosyal,
ekonomik ile kültürel açıdan ve birçok yönden en büyük problemimiz genç nüfusa sahip olmamız olur. Türkiye'nin zenginleşmesinin ve güçlenmesinin yolunun kendi insan potansiyelinden, kendi coğrafyasından, tarihinden, kültürünün kendisine sunduğu avantajlardan kaynaklandığına inanlardan birisiyim. Bizim petrol ve doğalgaz zengini olma gibi bir şansımız yok.
Petrol ve doğalgaz aramalarına devam edeceğiz. Ama ne yaparsak yapalım bugünkü veriler Türkiye'nin bir petrol, doğalgaz,
yeraltı kaynakları zengini bir
ülke olmasına şans tanımadığını bize gösteriyor. O zaman bizim zenginlik kaynağımız ne olacak? Kendi insan potansiyelimiz olacak. İnsan potansiyelimizin yaratıcı kabiliyetleri olacak bu coğrafyadaki imkan ve fırsatları onlar nasıl değerlendirebilecekse onlar da bir zenginlik işaretidir. En büyük sermayemiz budur. İnsan gücümüz. Bilgiyi teknolojiye dönüştürmek, teknolojiyi ürüne dönüştürmek, onu ticarileştirmek ve dünya pazarında onu dolaştırmak ve satmak mecburiyetindeyiz. Bizim zenginlik kaynağımız bu olabilir.
Eğitim sisteminin içine
girişimcilik ruhunu ve kültürünü aşılanması gerektiğini vurgulayan Bakan Ergün, şöyle devam etti:
''Her 100 kişiden 4'ü girişimci olmak için uğraş veriyor. Aslında her 100 kişiden 10'unun girişimci olmak için uğraş vermesi gerekir. Türkiye'de mesleki eğitim konusunda hatalı politikalarımız oldu.
Mesleki eğitimi genel eğitimin, genel lise eğitiminin yüzde 70'ine ulaştırmamız gerekirken bunu yüzde 40'ların altına düşürme başarısını gösterdik. Türkiye'de meslek liseleri konusunda morali, motivasyonu ortadan kaldıran bir süreç yaşandı.
Öğrenci kalitesi, öğrenci sayısı ve öğretmen sayısının azaldı. Öğretmenler de meslek liselerinden kaçmaya başladı.
Mesleki eğitimi genel lise eğitiminin en yüzde 60 seviyesine çıkaracağız. Bu konuda kararlıyız. Meslek eğitimi nitelikli bir mesleki eğitimine dönüşecektir.''
Kendisinin de meslek lisesi
mezunu olduğunu vurgulayan Ergün, ''Gerçekten çok şey öğrendik. Üniversiteye gittiğimiz sıralarda liseden üniversiteye gelen bir mühendis
arkadaşımızın
teknik resimlerini ben çiziyordum. Ben yardımcı oluyordum. Teknik lise
makine bölümünden mezun olduğum için yardımcı olabiliyordum. O mühendislik fakültesinin son sınıfına gelmişti, ama torna tezgahı, freze tezgahı, matkap tezgahı görmemişti. Bunları görmeden mezun oldu arkadaş'' diye konuştu.
-İMAM HATİP LİSELERİNİN DURUMU-
Bakan Ergün, 1990'larda ki meslek liselerine karşı olan tutumların her açıdan ciddi tahribata yol açtığını ve siyaseti dizayn etme çalışmalarının meslek liselerinin Türkiye ekonomisinin ve geleceğini tahrip eden sonuçlar doğurduğunu söyledi.
Bunları telafi etme sürecenin başladığını bildiren Ergün, ''Cumhurbaşkanlığından ve o günkü Yüksek Öğretim Kurumundan desteği göremedik. Yapmayın etmeyin bu meslek lisesi işi sizin düşündüğünüz gibi değil. Takıntınız bir
İmam Hatip
Lisesine kardeşim.
İmam Hatip Lisesi de önemli bir lise değil mi'' dedi.
''Bu
toplumun nitelikli dini bilgiye ihtiyacı var mı yok mu?
Allah için konuşalım'' diyen
Nihat Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu toplum,
dindar bir toplum kardeşim. En büyük dindarlık göstergesi nerede? Türklerin en büyük dindarlık göstergesi bayram namazındadır erkekler açısında. Genel olarak bakıldığında herkesin dindarlık göstergesi ramazan ve oruçtur. Türk toplumunun en büyük dindarlığının göstergesi oruçtur.
Ramazan ayında her yer kilitlenir. İftardan 5 dakika sonra her yer sakinleşmiştir. Niye? Bir eğilim var. Hiç tahmin etmediğiniz insanlar, bu kişinin dindarlıkla alakası yoktur diye vaktiyle bakıp düşündüğünüz insanlar. Dindar bir toplumuz görüyoruz bunu. Kitlesel bir
ibadet yapılıyor ve eğitim alınıyor. Biz bu
hizmeti alırken nitelikli dini bilgiye ihtiyacımız yok mu? O zaman nitelikli dini bilgilerin üretilmesi icap etmiyor mu? Bu önemli bir iş. Nitelikli din hizmeti lazım. Ben bu hizmeti alırken güzel ezan okunsun istiyorum. İstemiyor muyuz? Herkes istiyor bunu. Namaza giden de istiyor gitmeyen de.
Ezanlar güzel okunsun kardeşim. İmam hatip liseleri nitelikli dini bilginin, din hizmetinin ve din eğitimin kaynağı, merkezi olması lazım. Bu topluma bu konu da nitelikli hizmet bilgi gerekiyor. Buna da önem verelim.
Hayır buna önem veremeyiz. Bunu tahrip etmek için bütün meslek eğitim sistemin tahrip edildiği bir konsept yaşadık.''
Din
Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin kültür ve ahlak düzeyinde kalan bölümünün zorunlu olması gerektiğini belirten Ergün, sözlerini şöyle tamamladı:
''
Küresel bir dünyada yaşıyoruz. Bir Hindu'nun nasıl düşündüğünü ve neye inandığını bir Budist'in, Musevi'nin, Hristiyan'ın nasıl düşündüğünü, neye inandığını, bir Sünni'nin bir Alevinin nasıl bir
inanç ve düşünce içerisinde olduğunu bu toplumun üyesi olan bir adamın bilmesi lazım. Yarın doktor da olsa bilmesi lazım, mühendis de olsa bilmesi lazım.
Vali de olsa imam da olsa bilmesi lazım. Kendi toplumun ve dünyayı kültürel ve dini açıdan tanıması lazım. ''
(EY-FER-NEC-BER)03.06.2011 20:51:38