Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Fen
Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr.
Selma Uğurlu,
tatlı sulardaki
balık türleri tespit etmeye, nesli
tehlikede olan balık türlerini belirlemeye çalıştıklarını söyledi.
İki yıl sürecek projenin saha çalışmalarına başlandı. Türkiye'nin ikinci büyük su basar ormanı olan Acarlar Longozu'nda başlayan çalışmalar, ilçedeki Küçükboğaz Gölü'nde devam ediyor. Çalışma kapsamında
pinter, serpme ve çeşitli göz açıklığına sahip ağlarla
balıklar tutuluyor. Yakalanan balık türleri incelenmek üzere üniversitedeki laboratuvara götürülüyor.
Yrd. Doç. Dr. Uğurlu,
arazi çalışmalarına aralık ayında başladıklarını söyledi. Uğurlu, "Çalışmayı 2 yıl önce başlatmıştık. Ancak çeşitli imkânsızlıklar nedeniyle devam ettirememiştik. Çalışmamızı yeniden başlattık. İlk olarak Acarlar Longozu'na gittik. Longozun çeşitli kısımlarından balık örnekleri yakalandı. Daha sonra
denizle bağlantısı olan kıyıdaki Küçükboğaz Gölü'ne giderek çalışmamızı sürdürdük. Yakalanan numuneler laboratuvara getirildi. Henüz her iki yerden alınan numunelerin teşhisi yapılmadı." diye konuştu.
Çalışmanın ilk aşamasında göllerdeki balık çeşitliliğini belirleyeceklerini belirten Uğurlu, sonraki aşamada aşağı Sakarya havzasında yer alan akarsularda çalışmalarını sürdüreceklerini bildirdi. Çevrenin süratli bir şekilde değişime uğradığına dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Uğurlu, şunları dile getirdi; "Bu değişimden balıklar da nasibini alıyor. Dolayısıyla daha önce sahip olduğumuz bir
takım biyolojik zenginliklerimiz bugün mevcut değil. Nelere sahibiz? Neleri korumamız gerekiyor? Ya da nelerimiz yok olmak üzere? Bunlara yönelik bir çalışma yapıyoruz. Bulunduğu gölde yaşantısı tehlike altında olan türler olabilir. Giderek nesli yok olmak üzere olan türlerle karşılaşabiliriz. Dolayısıyla onların korunmasına yönelik bir takım önerilerimiz olacak. Bunun yanında daha önce varlığı bilinmeyen endemik balık türlerimiz de olabilir. Böyle türler çıkarsa yine korunmasına yönelik tavsiyelerde bulunacağız. Gölde
doğal olarak bulunmayan ancak sonradan
göle bırakılan çeşitli türler
baskın hale gelip
yerli türlerin üzerinde baskı oluşturmuş olabilirler. Bunlarda çalışmada ortaya çıkacak."
Çalışmalarda tatlısu kefali, kadife,
havuz balığı, kızılkanat, kızılgöz,
turna, tatlısu levreği,
kaya balığı, deniz kefali, deniz iğnesi ve dikence gibi balık türlerine rastladıklarını söyleyen Uğurlu, "Kış olduğu için çok fazla çeşitliliğe rastlamadık. Su fazla yüksek. Çeşitlilik mart ayından sonra gözlenecek. Yaz döneminde sıkı bir şekilde çalışıp saha çalışmasını en geç 2012 Ocak ayında bitirmeyi hedefliyoruz. Daha sonra laboratuvar çalışmalarına geçeceğiz." dedi.