Ramazanda sağlıklı oruç tutmanın sırrının sahurda gizli olduğu, sahurda ''ne kadar çok yenirse o kadar az acıkılır'' anlayışının çok yanlış olduğu bildirildi.
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Meram
Tıp Fakültesi Hastanesi
Beslenme ve
Diyet Uzmanı
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Akman AA muhabirine yaptığı açıklamada, oruçtaki en önemli öğünün sahur olduğunu vurgulayarak, ''
Oruç tutan kişilerin ramazan ayı süresince yeterli ve
dengeli beslenme konusunda dikkatli olmaları gerekir'' dedi.
Mutlaka sahura kalkılması tavsiyesinde bulunan Akman, sağlıklı bir oruç için sahurda uygun
yiyeceklerin tüketilmesinin de şart olduğunu söyledi.
Akman, sahurda tüketilen yiyecek ve içeceklerin, hem kan şekerinin aşırı düşmesine engel olduğunu, hem de metabolizmanın daha iyi çalışmasını sağladığını belirtti.
Oruç tutarken sahurun en önemli öğün olduğunu vurgulayan Akman, ''Ramazanda yeterli ve dengeli beslenme, başlıca dört
besin grubunda bulunan besinlerin yeterli miktarda tüketilmesi ile sağlanabilir. Birinci grup süt,
peynir,
ayran, çökelek, ikinci grup et,
tavuk,
balık, yumurta ve kuru baklagiller, üçüncü grup ekmek,
makarna, pirinç,
bulgur, mısır, tarhana, dördüncü grup ise taze
sebze ve
meyveler şeklinde oluşmaktadır'' diye konuştu.
''
Sahurda 'ne kadar çok yenirse, o kadar az acıkılır' anlayışı çok yanlış bir anlayıştır'' diyen Akman, sahurda daha çok yumurta, peynir, süt, yoğurt gibi proteinli gıdaların tüketilmesi gerektiği söyledi.
Bu besinlerin gün boyu kişinin ihtiyaç duyacağı enerjiyi karşılayacağını, ayrıca ihtiyaç duyulan vitamin ve mineraller açısından da zengin olduğunu anımsatan Mehmet Akman, ayrıca ağır işte çalışan bireylerin enerji ve mineral ihtiyaçlarını karşılamak için pekmez gibi ürünlerden de yararlanmalarının gerekebileceğini bildirdi.
-''SIVILAR, İFTARDAN İTİBAREN YAVAŞ YAVAŞ ALINMALIDIR''
Sıcak havanın etkili olduğuna işaret eden ve su tüketiminin hayati önem taşıdığını anlatan Akman, ''Günlük su ihtiyacının tamamı sahurda alınmaya çalışılmamalı. Sıvılar, iftardan itibaren yavaş yavaş alınmalıdır. Sıcak nedeniyle sıvı kaybedenlerde bazı mineral kayıpları da olabilir. Minerallerden en büyük kayıp sodyumda ortaya çıkar. Bu yüzden sıcakta çalışanlar ve aşırı terleyenlerin kaybedilen sodyumu almaları için sodyumun kısıtlanmasını gerektiren herhangi bir kronik hastalıkları (yüksek
tansiyon, kronik
böbrek yetmezliği) yoksa iftarda tuzlu ayran içmelerini öneriyoruz'' diye konuştu.
Beslenmenin iftardan sahura kadar azar azar, ama sık olması gerektiğini ifade eden Akman, şöyle devam etti:
''Ramazanda en çok karşılaşılan sorunlardan birisi de
kabızlıktır. Bu nedenle iftardan sahura kadar olan sürede azar azar ama sık lifli gıdalar tüketilmeli, meyve olarak da bu dönemde
üzüm, erik, kavun ve
karpuz yenebilir.
Tahıl olarak, genellikle kepekli ekmek, bulgur ve kabuklu pirinç tüketilmesi, kabızlık tehlikesini ortadan kaldırabilir. Bunların yanı sıra sindirimi kolaylaştıran yoğurt ile ana yemekte sebze tüketilmesi,
Ramazan ayında sindirim bozukluklarının önüne geçebilir.''
İftarda az ve hafif yiyecekler yenilmesi tavsiyesinde bulunan Akman, yemeğe hafif bir yiyecekle başlanılması ve 15-20 dakika ara verilerek devam edilmesinin uygun olacağını sözlerine ekledi.
(MUH-MRS-FFS)11.08.2011 11:54:49