Sağlık Bakanı Recep
Akdağ, anne ve bebek
ölümlerinde 2015 yılı
hedeflerinin, anne ölümlerinde yüz binde 10'un, bebek ölümlerinde de binde 7'nin altına inmek olduğunu söyledi.
Erzurum'da
gezi ve incelemelerini sürdüren Akdağ, Erzurum
Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanlığı (ESOBB) ile Erzurum
Organize Sanayi Bölgesi'ni ziyaret etti.
Bakan Akdağ, ESOBB'u ziyaretinde yaptığı konuşmada, kendisinin de bir esnaf çocuğu olduğunu, esnafın sorunlarını iyi bildiğini belirterek, sorunlarının çözümü için her zaman esnafın yanında olmaya çalıştıklarını söyledi.
Esnafın 2002 yılına kadarki sorunlarının, bugünün sorunlarıyla kıyaslanmayacak kadar fazla olduğunu, mevcut sorunların da çözülebilir nitelikte olduğunu ifade eden Akdağ, ''Ekonominin iyileşmesi, esnaf için çok önemli. Bir şehirde ne kadar çok para harcanıyorsa bu esnafa o kadar çok yansıyor demektir. 2002'de 5 bin lira için yüzde 46
faiz ödenirken, şimdi 100 bin lira
kredi için yüzde 5 faiz ödeniyor. Bu çok önemli bir gelişme. 2002'de Erzurum'da esnafa 472 bin lira kredi kullandırılırken, 2010 yılında 21 milyon 200 bin lira kredi verilmiş. Esnafa, 44 katı kredi verilmiş.
Türkiye artık böyle bir
ülke'' diye konuştu.
Erzurum Organize Sanayi Bölgesi'nde sanayicilerle bir araya gelen Akdağ, burada yaptığı konuşmada da Türkiye'de anne ve bebek ölüm oranlarıyla ilgili belirledikleri hedefleri açıkladı.
AK Parti hükümetinden önce Türkiye'de anne ölümlerinin yüz binde 60-70,
bebek ölümlerinin de binde 40 civarında olduğunu anımsatan Akdağ, şunları söyledi:
''
Anne ölümleri şu anda yüz binde 13-14, bebek ölümleri binde 10 oldu. Biz bu sayıyı daha da düşüreceğiz. 2015 hedeflerimiz; anne ölümlerinde yüz binde 10'un altına inmek, bebek ölümlerinde binde 7'inin altına inmektir. Zor bir hedef. İnşallah bunları başaracağız. Bir annenin ölümü çok acı bir olaydır. Geride
yetim çocuklar ve ailenin diğer üyelerini bırakıyor. Yani bir de bunu sayıyla söylersek biz hükümete geldiğimizde, hamile kalan annelerin yaklaşık bini hayatını kaybediyordu, toplamda. Bu sayı 200'ün altına düştü. Bu sayıyı, hedefimiz, 150'nin altına çekmek. Bu en çok nereye kadar çekilebilir, 100'ün altına çekilebilir. Önlenemeyen ölümler var çünkü.''
-ERZURUM'DA SANAYİ-
Erzurum'da sanayideki gelişmelere de değinen Akdağ, birkaç yıl öncesine kadar Erzurum Organize Sanayi Bölgesi'nde istihdam edilen kişi sayısının 1800 olduğunu, bu rakamın 2700'e yükseldiğine işaret ederek, 2015'e kadar da bu sayının en az 5 bine çıkarılması gerektiğini ifade etti.
Erzurum'un yapılan araştırmalara göre yaşanabilir kentler sıralamasında da son yıllarda 60. sıradan 27. sıraya yükseldiğini anlatan Akdağ, ''Erzurum artık çok daha yaşanabilir bir şehir ve gençlerimiz artık çok daha kolay iş sahibi olabiliyor. Gençlerimize yeni istihdam alanları açmak için daha çok çalışmamız gerekecek'' diye konuştu.
Kalkınmanın özel
sektör aracılığıyla gerçekleşebileceğini, bunu bildikleri için müteşebbisin önünü açmaya çalıştıklarını vurgulayan Akdağ, geçmişte, birçok ülke gibi Türkiye'de de kalkınmanın devlet eliyle yapılmaya çalışıldığını ancak devlet tarafından kurulan işletmelerin sürekli zarar eder halde olduğu için hazine için ciddi sıkıntılar oluşturduğunu söyledi. Akdağ, ''Türkiye artık bunu fark etmiş bir ülkedir. Devlet altyapı yapacak, yol yapacak,
demiryolu yapacak, üniversiteler, okul yapacak ama sonuçta kazanacak olan millet olmalıdır. Müteşebbisin önünü açacağız ki, iş yapsınlar, para kazansınlar'' dedi.
Konuşmasında, muhalefet partilerini de eleştiren Bakan Akdağ, MHP'nin AK Parti'yi
terör örgütü ile müzakere etmekle suçladığını belirterek, ''AK Parti'yi, 'Apo ile müzakere ediyor' diye suçluyorlarsa
Allah bunun hesabını sorar. Vatanın birliği, bütünlüğü denildiğinde bu salonun hassasiyeti neyse
Recep Akdağ'ın hassasiyeti de odur'' diye konuştu.
AK Parti'nin Güneydoğu'da 100'ün üzerinde
seçim irtibat bürosuna saldırı düzenlendiğini, AK Parti'li yöneticilerin tehdit edildiğini, çocuklarının kaçırıldığını anlatan Akdağ, şöyle dedi:
''
PKK çok iyi biliyor ki, bölgede kurmaya çalıştığı zihniyetin karşısında AK Parti var, Recep
Tayyip Erdoğan var. Bu yüzden bu saldırılar düzenleniyor. Bir parti düşünün ki, o partiye sadece kökeni
Kürt olanlar oy veriyor. Yine bir parti düşünün ki, o partiye kökeni sadece Türk olanlar oy veriyor. Bunun sonu yok ama bugün AK Parti'ye Kürdü de,
Türkü de, Arapı da oy veriyor. Çünkü AK Parti, birleştirici partidir. Bu gerçeğin farkında olalım. Irkçılığa dayalı siyasi hareketlerin Türkiye'nin geleceğine vereceği hiçbir şey yoktur. Bu partiler, politikalarını gözden geçirmelidir.''
(KUR-MİS-SRP)09.06.2011 18:04:19