Mehmet Güldaş -
Türkiye'de resmi
yarışların yapıldığı 8 hipodromdan birine ev sahipliği yapan
Şanlıurfa'da atçılık, önemli bir
sektör haline geldi.
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, tarihte Türk ve Orta
doğu kültüründe önemli bir yeri bulunan atçılık, Türkiye'de son yıllarda at yarışlarıyla yeniden canlandı.
Bu çerçevede son dönemde genellikle kırsal alanda kurulan özel haralarda veya Türkiye Jokey Kulübüne (TJK) bağlı pansiyon ve haralarda oluşturulan
modern koşullarda yetiştirilen atlar, hipodromlardaki yarışlarda boy göstermeye başladı.
Yarışlara katılabilmek için gerekli şartları taşıması için yoğun çaba sarf edilen sağlıklı atlar, yaklaşık 2,5 yıl süren iyi bir yetiştirme dönemi, beslenme,
bakım ve
antrenman sürecinin ardından,
Bursa,
İstanbul,
Ankara,
Adana,
İzmir, Şanlıurfa,
Elazığ ve
Diyarbakır'daki hipodromlarda yarışlara katılmaya hak kazanarak, sahiplerinin umudu oluyor.
Bölgede en çok kazandıran iş kollarından biri olarak da gösterilen at yetiştiriciliği,
Osmanlı dönemi ve cumhuriyetin ilk yıllarından beri Şanlıurfa için ayrı bir önem taşıyor.
Safkan arap atçılığının önemli merkezlerinden Şanlıurfa'da onlarca
aile, at yetiştiriciliğiyle uğraşıyor.
-''Doğu ve
Güneydoğu'nun ilk hipodromu''-
TJK Başkanı Ömer Faruk Girgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Şanlıurfa'nın atçılık bakımından çok önemli bir
bölge olduğunu söyledi.
Şanlıurfa'nın yanı sıra
Mardin, Diyarbakır, Irak'ın kuzeyi,
Suriye ve Lübnan'ın safkan Arap atlarının önemli merkezleri olduğunu aktaran Girgin, atçılık kültürünün yörede çok önemli bir yerinin olduğunu ifade etti.
Bu çerçevede Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgesindeki ilk hipodromun Şanlıurfa'da kurulduğunu dile getiren Girgin, ''
Urfa'daki hipodrom, benim TJK genel sekreterliğim döneminde, 1999 yılında yapıldı. Bir süre mahalli yarışların yapıldığı hipodrom, daha sonra eksiklerin tamamlanmasıyla 2000 yılında resmi koşulara ev sahipliği yapmaya başladı. Yılda 7-8 koşu gününden, 2011 yılı itibariyle 28 koşu gününe kadar çıktık. Tahmin ediyorum ki 2012 programında birkaç koşu günü daha ilave edilecek'' diye konuştu.
Türkiye Yarış Atı Yetiştiricileri ve Sahipleri Derneği İkinci Başkanı ve TJK Üyesi Bahadır Gödek de Şanlıurfa'nın Arap atı yetiştiriciliği konusunda tarihte önemli bir yeri bulunduğunu kaydetti.
Atçılığın günlük yaşamın parçası olarak algılandığı kentte, at yetiştirmenin kolaylığı ve sahibine sağladığı
ekonomik faydanın atçılığa ilgiyi artırdığını anlatan Gödek, ''Türkiye genelinde at sahibi belgesi olan 585 civarında Urfalı arkadaşımız var. Arap atlarının yarıdan fazlasını her yıl Urfa ve Diyarbakır'daki atçılar alıyor. Atçılık bölgede önemli bir geçim kaynağı'' şeklinde konuştu.
-At fiyatları-
Safkan Arap Atı Yetiştiricileri ve Sahipleri Derneği Başkanı
Ramazan Kaya, Türkiye genelinde 13 bin civarında safkan Arap atı bulunduğunu ifade ederek, bunların önemli bölümünü Şanlıurfa'da yetişen atların oluşturduğunu belirtti.
Eski Türkiye Yarış Atı Sahipleri ve Yetiştiricileri Derneği Şanlıurfa Şube Başkanı Nabi Aksoy da at yetiştirmenin meşakkatli bir iş olduğunu söyledi.
Muz, yulaf,
üzüm gibi besinlerle beslenen ve yarışlara katılabilecek düzeye gelebilmesi için iyi bir antrenman sürecine ihtiyacı olan atların, kalitesi ve özelliğine göre 10 bin ile 500 bin TL arasında değişen fiyatlarla satıldığını anlatan Aksoy, ''Atçılık öteden beri Şanlıurfa için çok önemli bir uğraş'' diyerek görüşlerini bildirdi.
(DAŞ-İSM-SEÇ-ADA)08.10.2011 12:09:58