Orhan
Topal - Karne döneminde çocukları sevindirmek amacıyla alınan bazı evcil
hayvanlar, okulların açılmasına sayılı günler kala sokağa terk edilme tehdidiyle karşı karşıya.
Tatil yöresinde edinilen ya da sadece yaz döneminde çocuğun oyalanması için alınan hayvanların, onlarla ilgilenen çocukların okula başlamasıyla terk edilebileceği, bunun da çevre ve
halk sağlığı ile çocuk ve hayvan sağlığında olumsuz sonuçlar
doğurabileceği belirtiliyor.
Doğu
Karadeniz Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Sebahattin Yazıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kedi, köpek,
balık, kuş,
kaplumbağa gibi evcil hayvanları beslemenin hayatın her döneminde ve özellikle çocukluk çağında ruhsal ve fiziksel yönlerden önemli olduğunu vurgulayarak, ''Evcil hayvanla bir arada yaşayıp büyüyen çocukların daha merhametli olduğu araştırmalarla ortaya konmuştur'' dedi.
Doğadaki canlıların bir arada yaşamaya alışkın olduklarını, çocukların ise bir canlıya temas etmek, onunla beraber bir şeyleri paylaşma isteği bulunduğunu ifade eden Yazıcı, ''
Anne babalar da çocukların bu isteklerini karşılamak için okul sonunda başarılı
karne getirmeleri şartıyla evcil hayvan alma yaklaşımı gösteriyorlar. Ancak unutulmamalı ki hiçbir canlı karne hediyesi olamaz. Çünkü canlılar, hayvan dahi olsalar
oyuncak değildirler'' diye konuştu.
-''CAN YOLDAŞI HALİNE GELEN BİR HAYVANI SOKAĞA ATMAMALIYIZ''-
Yazıcı, yaz başında alınan evcil hayvanlar için okul döneminin yaklaştığı günler öncesinde sıkıntılı bir süreç başlayabileceğini anımsatarak, şöyle devam etti:
''Eğer çocuklarımıza karne hediyesi olarak bir kedi, köpek ya da başka bir hayvan almışsak artık bu hediyemizin bir sorun haline gelebileceğini şimdiden düşünmeliyiz. Bu sorunu, kesinlikle o hayvanı evden kopararak, sokağa bırakmakla çözmeye çalışmamalıyız. Bu çocuk için çöküntü oluşturabilir. Ev fertleri tarafından çok sevilen, çocuğun can yoldaşı haline gelen bir hayvanı sokağa atmamalıyız. Böyle bir durum özellikle çocuk için başarısızlık getirecektir. Çünkü çocuk psikolojisi kaybetmeyi kaldıracak güçte değil. Yaşadığını bildiği halde hayvanın ondan koparılması psikolojisini bozabilir.''
-TERK ETMEK DE SORUN, EDİLMEK DE-
Evcil durumdan ''
sokak hayvanı'' durumuna geçen hayvan için de terk edilmenin zor olacağına değinen Yazıcı, ''Birilerinin kendisini sahiplendiğini bilen, koruma ve oynama içgüdüsüyle yetişmiş bir hayvanın terk edilmesi onun için de bir çöküntü nedeni olabilir. Örneğin köpeklerde bazı büyük ırklar bu çöküntüyle birlikte
intihar etme yoluna bile giderler'' diye konuştu.
Okulların açılmasıyla
Türkiye genelinde sokak hayvanı popülasyonunda bir artış meydana geleceğini, terk edilerek sokaklara bırakılacak hayvanların çevre ve halk sağlığı açısından sorunlar çıkaracağını savunan Yazıcı, şunları söyledi:
''
Köpeklerle karşılaşan insanların
saldırgan olabileceğini düşünmesiyle psikolojilerinde sorunlar yaşanabiliyor. Sahibini arayan hayvanda da tepkili bir direnç oluşturabiliyor. Hatta okul önlerine giderek sahibini arayan hayvanlarla karşılaşılabiliyor. Hayvan popülasyonunun artmasıyla dışkısını müsait olmayan yerlere yapacak,
parazit ilacı almadığı için
toplum sağlığını olumsuz etkileyebilecektir. Toplumda bir sürü sahiplenilmemiş, terk edilmiş hayvan grubu olacak.''
Sahipli köpeklerin uluorta sokağa bırakılmasının, terk edilmesinin suç olduğunu vurgulayan Yazıcı, ''Özellikle yazlık beldelerde yaşanan bir sorun bu. Sahipli köpeklerin yerel yönetimlere kaydettirilmesi lazım. Zaten Hayvanları Koruma Kanunu, sahipli bir köpeğin sokağa bırakılamayacağını belirtir. Bunun bir cezai müeyyidesi vardır. Ama insanımız kimse görmeden, gece vakitlerinde veya bir başka ilçede hayvanını terk ediyor'' dedi.
-HAYVAN MUTLAKA BIRAKILACAKSA NELER YAPILMALI-
Sebahattin Yazıcı, evcil hayvanlarıyla
tatil yörelerinden dönemeyecek, onları bakabilecek mekanı olmayan
aileleri uyararak, terk etmeden ama değişik yöntemlerle bu ailelerin evcil hayvanlarından ayrılabileceklerini belirtti.
Tatil sona ermeden evcil hayvanı bulunan ailenin, o hayvanı kabul edip bakabilecek bir aile bulabileceğini anlatan Yazıcı, ''Eğer böyle bir imkan yoksa hayvansever derneklerle
iletişim kurularak hayvanlara sahip bulunabilir. Avrupa'da uygulanan bir
sistem, evcil hayvana sahip bulmayı kolaylaştıracaktır. Hayvan bir kuruma veya kişiye bırakılırken
ekonomik olarak masraflarını katkıda bulunacağını taahhüt etmeniz, hayvanın sahiplenilmesini kolaylaştıracaktır'' diye konuştu.
Evcil hayvanları beslemenin çocuk veya ihtiyar her yaşta insan için olumlu katkılar yaptığını, ancak kedi köpek gibi hayvanların ev,
apartman, daire içerisinde bulundurulmasını bir hekim olarak önermediğini vurgulayan Yazıcı, ''Çünkü paraziter bir durum söz konusu olabilir. Bir canlı ile birlikte yaşamanın sıkıntısı, külfeti oluşur. Ama bahçesi olan yerlerde yaşayanlara mutlaka bunu öneriyorum. Çocuğunuz mutlak surette kedi ve köpekle büyüyebilir. Evde ise kuş, balık, tropik hayvanlar gibi evcil hayvanların beslenmesi daha uygundur'' dedi.
(ORH-MK-SA)10.09.2011 09:51:11